Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ancak iktidar, kendini beğenmişliğini salt gaddarlıkla göstermez; kimi zaman da, çok seyrek bile olsa olsa, hoşgörüyle belirtir.
Sayfa 111 - Ludvík karakteriKitabı okuyor
Aklına ve kendine güvenen, “şakaya dayanır”. Ötekilerse, “şakaya dayanmaz”. Çünkü kendileri ortaya çıkar. Şakaya dayanmak ve dayanmamak, akıllılarla aptalların ayırt edilmesine yarayan mihenk taşıdır. Bir ek zorunludur: Elbet şaka da, "eşek şakası" olmamalıdır.
Reklam
Yaşam, bu bitmemiş, tamamlanmamış yaratıkları, tamamlanmış bir dünyanın içine daldırıyor ve onlardan olgun bir adam gibi davranmaları isteniyor. Onlar da, bu yüzden, moda olan ve kendilerine yakışan, hoşlarına giden kalıpları, modelleri benimsemekte acele ediyorlar ve rol yapıyorlar.
Sayfa 107 - Ludvík KarakteriKitabı okuyor
“…sanki biri bana ilahi bir şaka yapmış, sanki hayatımı yanlış bir melodiyle dans ederek geçirmişim gibi.”
Sayfa 258 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Sanırım dünyanın sonu, her şeyin bir şaka olduğunu sananların yükselen alkışları arasında gelecek
Hayatımın akışını düşündüğümde aldatılmış ve tuzağa düşürülmüş gibi hissediyorum, sanki biri bana ilahi bir şaka yapmış, sanki hayatımı yanlış bir melodiyle dans ederek geçirmişim gibi.
Reklam
Dünyada her şeyle alay edilir, şaka yapılır ama şiirle asla!
Proto-Türklerin atayurdu Azerbaycan ve Güneydoğu Anadolu'dan başlayarak Azak ve Karadeniz kıyılarına, Kıpçak bozkırlarına, Orta Asya, Tyan-Şan, Türkistan, Altay ve Güney Sibirya ovalıklarına kadar yayılan taş baba geleneği birçok Türk boyuna değil, yalnız bazı Türk boylarında (As/Az, Saka, Kuman-Kıpçak) mahsus olduğundan onun izine her Türk bölgesinde rast gelmek mümkün olmuyor.
Sayfa 94
Kötü biri olamamak bir yana, herhangi bir şey olmayı da beceremedim: Ne kötü ne iyi, ne alçak ne namuslu, ne kahraman ne de haşerenin biriyim. Şimdi bir yandan köşemde pinekliyor, bir yandan da acı, faydasız bir teselliyle avunuyorum: Zeki insanlar asla bir baltaya sap olamaz, olanlar yalnız aptallardır. Evet efendim, on dokuzuncu yüzyıl adamı en başta karaktersiz olmalı, böyle olmaya manen mecburdur; karakter sahibi, çalışkan bir insansa oldukça dar kafalıdır. Kırk yıllık bir ömürden sonra bu inanca vardım. Kırk yaşındayım artık, şaka değil; kırk yıllık koca bir ömür, ihtiyarlığın ta kendisi. Kırk yaşından fazla yaşamak ayıptır; bayağılık, hatta ahlaksızlıktır! Tüm samimiyetinizle, dürüstçe söyleyin, kırk yaşını kim geçer? Ben söyleyeyim size: Aptallarla namussuzlar. Bunu tüm ihtiyarlara, o saygıdeğer, ak saçlı, mis kokulu ihtiyarların yüzüne de söylerim! Tüm dünyanın yüzüne de söylerim! Buna hak- kım var, çünkü ben de altmış yaşına kadar yaşayacağım. Hatta yetmişe kadar! Seksenimi bulacağım!..
O akşamdan başlayarak içimde her şey değişti; yüreğim yeniden yerleşik bir hale geldi; bir odayı düzenler gibi içimde çabucak bir ev düzeni kuruldu. Artık orada oturan biri vardı.
Sayfa 87 - LudvíkKitabı okuyor
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.