Kollektivizm. Yüzyılımızın tanrısı bu değil mi? Birlikte hareket etmek. Birlikte düşünmek. Birlikte hissetmek. Birleş, fikir birliği sağla, itaat et. İtaat et, hizmet et, feda et. Böl ve zaptet... O önce gelir. Ama sonra, birleştir ve yönet. Sonunda keşfettik onu. Hatırlıyor musun, bir Roma İmparatoru, keşke insanlığın bir tek boynu olsaydı da şıp diye kesebilseydim demiş. İnsanlar ona yüzyıllar boyunca gülüp durdular. Ama son gülen biz olacağız. Onun yapamadığını biz yaptık. İnsanlara birleşmeyi öğrettik. Böylece bir tek boyun oldu, o boyuna da bir tek tasma takmak mümkün oldu. Sihirli kelimeyi bulduk. Kollektivizm. Avrupa'ya bir bak, budala. Kuru gürültünün altında yatan gerçeği göremiyor musun? Bir ülke kalkıyor, insanların hiç hakkı yok, tek önemli olan, kollektif olandır diyor. Birey kötü sayılıyor, toplum da Tanrı oluyor. Ne bir amaca izin var, ne bir sevaba. Yalnızca Proletaryaya hizmet etmeye izin var. Bu bir türlüsü. Bir de öteki var. Bir ülke de, yine insanın hiçbir hakkı yoktur diyor, her şey Devlet'tir diyor. Birey yine kötü, ırk ise Tanrı. Ben mi saçmalıyorum, yoksa koskoca iki ülke gerçekten bu durumda mı?
Plato Film Yayınları
Biz, medeniyet, irfan, ekonomi ve tezhip açılarından Avrupa milletlerinden çok geride kalmış olduğumuzu inkâr etmeyiz ve medeniyetçe onlara yetişmek için bütün gücümüzle çalışacağız. Fakat kültür açısından hiçbir milleti kendimizden üstün görmeyiz. Bize göre Türk kültürü dünyaya gelmiş ve gelecek olanların en güzelidir.
Sayfa 87
Reklam
"Şark milletleri! Dünyanın en geniş, en cömert, en zengin toprakları sizin elinizdedir. Buraları vaktiyle medeniyetin beşiği olmuştur. Şimdi yalnız içindekileri değil, bütün dünyayı besleyebilir. Hâlbuki şimdi, dünyanın bu en geniş, bu en zengin, bu en cömert toprakları üstünde milyonlarca köylü yiyecek ekmek bulamıyor. Bulamıyor, zira kendi toprakları üstünde her şey: Arazi, para, banka, fabrika ve atölye her şey Avrupa kapitalistlerinin ellerindedir. Bulamıyor, zira kendi vatanlarında hakim değildir, hiçbir şeye sahip değildir, hiçbir şeye hükmü geçmez."
İnönü
Dünyada en büyük ahmak odur ki, böyle dinsiz serserilerden terakki ve saadet-i hayatiyeyi beklesin. Böyle ahmaklardan mühim bir mevkii işgal eden birisi demiş ki: "Biz, Allah Allah diye diye geri kaldık. Avrupa, top tüfek diye diye ileri gitti." "Cevabü'l-ahmaki's-sükût" kaidesince, böylelere karşı cevab sükûttur. Fakat bazı ahmakların arkasında bedbaht gafiller bulunduğundan deriz ki: Ey bîçareler! Bu dünya bir misafirhanedir. Her günde otuzbin şahid, cenazeleriyle "El-mevtü hak" hükmünü imza ediyorlar ve o davaya şehadet ediyorlar. Ölümü öldürebilir misiniz? Bu şahidleri tekzib edebilir misiniz? Madem edemiyorsunuz; mevt, Allah Allah dedirtir. Sekeratta Allah Allah yerine; hangi topunuz, hangi tüfeğiniz, zulümat-ı ebedîyi o sekerattakinin önünde ışıklandırır, ye's-i mutlakını ümid-i mutlaka çevirebilir? Madem ölüm var, kabre girilecek; bu hayat gidiyor, bâki bir hayat geliyor. Bir defa top tüfek denilse; bin defa Allah Allah demek lâzım gelir. Hem Allah yolunda olsa; tüfek de Allah der, top da Allahu Ekber diye bağırır, Allah ile iftar eder, imsak eder.
Sayfa 148
Kürşat Tüzmen şuuttt ve gollll
Biz Osmanlı çocuğuyuz, Avrupa'nın ne çocuğu olduğunu Avrupalılar bilir.
Bu kibir ve gururumuz biz Avrupalılara hep çok şeye malolmuştur. Avrupa düşün dünyasında çok az insan deneyimlerinden yola çıkarak bugünkü yeni Rusya'yı eskisiyle kıyaslayıp halkının cesurca yaptığı sosyal deneyim üzerine dürüstçe bir görüş ileri sürebilir.
Sayfa 256 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.