Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Biraz daha uyusam ve tüm bu saçmalıkları unutsam nasıl olur acaba,”diye geçirdi içinden.
Düşünüyorum da, hepimizin hayatı bir roman. Gelecekte ne yaşayacağımızı önceden çok merak etsek de, hayaller kursak da bilemiyoruz. Bilsek nasıl olurdu acaba, aynı filmi tekrar izlemek gibi olmaz mıydı, işin heyecanı da, tadı da kaçmaz mıydı?
Reklam
"Papazlar şeytandan söz etmeseler nasıl geçinirlerdi acaba?"
Her şeyden vazgeçsem, kötü biri olsam nasıl olurdu acaba?
Sayfa 61 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Mezarlığa gittik. Yine bir hüzün hali aldı. Tekrar cennette buluşacağız ümidi ile döndük. Bu kafirler nasıl başa çıkıyor bu acıyla acaba??
"-Adamın biri bir kadına tutulur. Günün birinde kadın bir iş için yolculuğa çıkar. Adam da peşine takılır. Kafilenin mola verdiği bir sırada yol arkadaşlarının uykuya dalmalarını fırsat bilerek kadınla başbaşa kalmayı başaran âşık ona sırrını açar. Kadın adama "Bak bakalım herkes uyuyor mu?" der. Bu sözü. karşı tarafın arzusuna ram olmak üzere olduğu şeklinde yorumlayarak sevince kapılan âşık derhal yerinden fırlayarak kafilenin etrafında bir tur atar. Herkesin mışıl mışıl uyuduğunu görür. Kadının yanına dönerek "Evet, herkes uyuyor." der. Bunun üzerine kadın adama "Acaba Allah hakkında ne dersin, o da mı uyuyor?" diye sorar. Adam "Allah uyumaz. O'nu hiç bir zaman ne uyku ve ne de uyuklama hali yakalamaz" diye karşılık verir. O zaman kadın der ki. "İnsanlar bizi görmüyorsa da şu anda uykuda olmayan ve hiç bir zaman uyumayan Allah bizi görüyor. Buna göre asıl O'ndan korkmalıyız" Kadının bu sözleri üzerine adam Allah'tan korkarak tuttuğu kötü yoldan vazgeçer de kadının yanından ayrılır, evine döner. Öldüğü zaman bir tanıdığı onu rüyasında görür. "Allah sana nasıl muamele etti" diye sorar. Adam "Allah'tan korkarak o günahı işlemediğim için O beni affetti." diye cevap verir.
Reklam
Bir de gözleri vardı mesela, unutamadığım. Yeşildi galiba. İçinde boğulduğunuz suyun rengine dikkat etmiyordunuz, malum. Yeşildi galiba. Galiba olmayan, kesin olan, beni çarpıyor olmasıydı. Çarpmış olması değil, çarpıyor olması. Her daim çarpmaktaydı. Bunun izahı yok işte. Karşılıklı otururken, gözlerine bakarken... elim bardağa çarpıyordu. Masaya çarpıyordu bacağım, kalkıp oturacağım zaman. Dengemi bozuyordu işte, daha nasıl diyeyim. Bunu ona da bu minvalde bir şeyler geveleyerek söylemeye çalışıyordum. Dengemi bozuyorsun denmiyordu. Sendeliyorum, düşecek gibi oluyorum sen bana baktıkça, denmiyordu. Hem onu bana bakarken yakalamak için çok da uğraşıyordum. Daha sıradan, daha insani, daha ortalama zekâya has şeyler söylemek gerekiyordu. Arkadaşlarım beni bu konuda sürekli uyarıyordu. Bugün daha bir güzel görünüyorsun. Ya da kıyafetin yeni mi, çok yakışmış. Ne kadar ahmakçaydı oysa. Kıyafet dediğin ne ki, ben kıyafet falan görmüyordum ki. Ben ona bakınca sadece onu görüyordum. Onun bunu değil de örneklediğim gibi ahmakça anlıyor, iltifat kabul ediyor olması ne fenaydı. İnsan acaba bu kadar güzel olursa mı bu kadar ahmak oluyordu. Hayır, aslında ahmak demek istemiyorum ama insan, bu kadar sevildiği birine bu denli kayıtsız kalsın; bu ahmaklık değil miydi?
Acaba kuluçka dönemi boyunca, yumurtalarının üzerine yatıp, onları koruma altına almasını, sonra yumurtadan çıktıklarında yemleri toplayıp yavrularının ağzına koymayı kuşlara kim ilham ediyor! Ayrıca akıbet konusunda hiçbir düşünce ve görüşleri olmadığı halde, bütün bu zorluk ve meşakkatlere niçin katlanıyorlar! Üstelik insanların kendi çocuklarından, izzet ve güç sahibi olmak, ileride kendilerine yardımcı olmak ve isimlerinin anılması gibi beklentileri olmasına rağmen, kuşların yavrularından hiçbir beklentileri de yoktur. Bütün bunlar sadece Allah'tan gelen ilahi bir ilhamın sonuçlarıdır. Allah'ın dişi kuşlara yumurtanın nasıl taşınacağını, sonra yumurtaları bırakacağı yere otlar getirerek nasıl yuva yapacaklarını ve yumurtadan çıkacak yavrular için orayı nasıl hazır hale getireceklerini ilham edişine bir bak!
… bir saniye ara vermeksizin, hemen yapılacak bir sonraki işe geçiyorlardı hep. Olup bitenler üzerine düşünüp kafa yoracak zamanları olsaydı, diye düşündü, hayat nasıl olurdu acaba?
insanın yaşamı nasıl oluyor da böylesine değişip, tam tersi bir hal alabiliyor, dedim içimden. bir zamanlar tutkuyla, durmaksızın kitap okuyan o eski ben nereye gitmişti acaba?
Sayfa 40 - doğan kitapKitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.