Derin bir Melankoli her yanını sarmıştı, havada leylak kokusu etrafta kimsecikler yok ileride bir yaşlı adam bilmece çözüyor. Şimdi herhalde bana kalbini açacak diye bekliyordum, birer sigara içtik, Sessizlik derinleşti, gerginliğe dayanamazdı, kırılgan bir ruhu vardı pişmanlıklarla dolu kavgaları, geri dönüşü zor küskünlükleri, acımasız kahkahaları... Bütün bunlar O değildi Bütün bunlar benliğini törpüleyen hengamelerdi. o Mahsun bir tebessüm idi, Bir Demet Menekşe idi, Yuşa tepesine doğru tırmanan bir gölge, mecrasını bulamamış hangi denize döküleceği meçhul bir dere, Seyfettini severdik Çünkü çizgiden çıkan bir yanı vardı, biraz Şairdi, Japon estamplarına, Bit Pazarı antikalarına tutkundu. Naz çeker gözyaşı siler dert dinlerdi.
Büyük bir merakla etrafıma baktım. Pok-rovsky’nin odası çok kötü döşenmişti ve pek düzenli sayılmazdı. Üzerleri kitap dolu dört raf duvara çakılmıştı. Masa ve sandalyelerin üzerlerine kâğıtlar yığılmıştı. Kitaplar ve gazeteler! Birden garip bir fikre kapıldım ve aynı anda da kötü bir hayal kırıklığı beni etkisi altına aldı.
Reklam
Düz bir şey olsun, uslu uslu otursun
"Kızın adını ben koyacağım," dedim. Hiç üstelemedi benimki, çocuk kız ya, hevesi yok. İlkin böyle havalı isimler düşündüm; Deniz, Nehir, Çağla... Yok, nereye dalgalanıyorsun, nereye akıyorsun, nereye çağlıyorsun?! Evden dışarı adım atsan baban kemiklerini kırar. Çiçek isimleri düşünüyorum. Yasemin, Çiğdem, Gül... Yok, baban ortada, nereye açılıyorsun? En sonunda dedim ben çocuğu yok yere havaya sokup başına dert açacak bir isim koymayayım. Düz bir şey olsun, uslu uslu otursun. AYŞE...
Sayfa 44 - CanKitabı okudu
Bunca yıldır ne kadar rahattım. Sakin sakin yaşarken... Artık evleniyorum! Kim bilir ne dertler bekliyor beni: Afacan, hırçın oğullarım olacak; kız olursa büyütmesi, evermesi ayrı dert..
Sayfa 76 - İş Bankası Kültür Yayınları 3. Baskı 2017Kitabı okudu
KIZILELMA Bir varmış, bir yokmuş, Tanrı’dan başka Kimseler yok imiş, yakın zamanda (Bakû’)da milyoner bir kız var imiş; Türklüğü çok sever, yurda yâr imiş; Adı (Ay Hanım) mış, hanlar soyundan;
Ne yapacağız?Nemrut ateşine su taşıyan karınca misali gücümüz neye yetiyorsa onu. Azına çoğuna bakmadan,ileri geri konuşana aldırmadan iltifat edenin övgüsü ile kınayanın kınaması arasındaki nefsimizi tahrike yahut kalbimizi tahribe yol açacak bir fark görmeden,hesabi değil hasbi bir gönülle yapacağız işlerimizi... Her yola çıkanın menzili maksuda eremeyeceğinin farkında oluşun rızası,ama hiç bir menzili maksuda vasıl olmuş saadetlinin de yola çıkmadan varamadığını bilişin heyecanıyla yürüyeceğiz.Varmayı dert etmeden, yola çıkmayı varmakla eş tutarak yürüyeceğiz.
Sayfa 136Kitabı okudu
Reklam
141 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.