Ah baba! Ne olurdu, paraya tapan bu ömrün ebedî olmayacağını
bilseydin! Ne olurdu, menfaat için her şeyini veren bu çevrenin
içinden sıyrılabilseydin! Ne olurdu, seni yaratan Zatın, seni bir gün
ansızın alacağını fark edebilseydin! Ve ne olurdu, seni dualarla
uğurlayacak tanıdıkların, dostların olsaydı!
Ah, ne olurdu babacığım!
Allah’a kafa tutarak, bu dünyada para kazanıp zengin oldun ama
bu servet senin manen iflas edişini engelleyemedi. Şunu bir türlü
anlayamadın ki, doğarken sana sorulmadı, ölürken de
sorulmayacaktı.
Ölümden sonraki hayat hiç mi seni ilgilendirmedi? Sana Allah’ı
inkâr ettiren dostlarının sana kabir kapısından sonra arkadaşlık
edemeyeceklerini neden düşünmedin?
En büyük zenginliğin dünyada bıraktıkların değil, ahirete
götürdüklerin olacağını sana defalarca söyleyen kişilerin bir kere bile
haklı olabileceklerini neden aklına getirmedin?
Sen malı ve şöhreti buldun, ama yaptığın hatalar ve yanlışlarla
Allah’ı kaybettin.
Bir insan için bundan daha büyük yoksulluk olur mu?
Babacığım! Bil ki, şu anda çare olacağını bilsem, senin kurtuluşun
için hayatımı bile feda etmeye hazırım.
Sen bir babanın asla yapamayacağı zulmü bana layık gördün, ama
ben yine de sana hakkımı helal ediyorum. Benden dolayı ahirette
ceza görmene dayanamam.
İnşallah Rabbim de sana merhametini esirgemez.
"Kocalarının kafasını ütüleyen bu evli kadınları anlamıyorum. Paraları var, çocukları için bir baba var, güvendeler, yaşlılık günleri güvence altında, ayrıca da sadakat istiyorlar. Abartıyorlar."