Haydi gel şimdi sağ elim,
resmini çiz iblisçe sancılarının,
ama üstüne yerleştirerek
Meryem Ana'nın gümüş kaplamasını,
geceleri ıssız yerlerin batak sularda tuttukları gümüşü.
Günahlarımız inatçı, gevşek tövbemiz;
İç döker, acısını çıkarırız bol bol,
Ve dönerken sevinç verir bize batak yol,
Kirlerimiz pis yaşlarla yıkanır deriz.
Kıyıya inen son dönemeçten geçerken alt mandalda Sucu Hayri'nin 24 yaşındaki eşeği katarakt inmiş mahzun gözleriyle beni izledi. Ali'nin "market"ine gazete gelmiş mi diye baktım. Daha gelmemişti. Balıktan dönmüş gençlerin şamatalı konuşmalarının arasından geçtim ve Zahit'in kahvesine vardım.
Batak masası çoktan kurulmuştu.
Başka bir masada iki "dışarlıklı" oturmuş, ellerindeki telefonlara bakıyordu.
Selamımı aldılar.
Sayfa 116 - Seyrek YolcuKitabı okudu
Felsefe
Hepimiz batak bir çukurdayız, ama bazılarımız yıldızlara bakıyoruz.
Sayfa 32 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Halt etmiş gâvur... Bizim işimizin batak kumarla ilgisi yok... Biz yağlı
ipin altında debelendik bunca yıl... İngiliz keferesi bulmuş rahatı, şaka
sanıyor ölümle çelik çomak oynamayı...
