Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
hayat çiçeği...
Brezilya'daki kimi yerliler "Kaç yaşındasın? diye sormak yerine," Yaşamın kaç kez çiçeklendi?" diye sorarlarmış. Çiçeklerin açtığını kaç kez gördüysen, gözünün önünden geçen bahara kaç kez dikkat kesildiysen o yaştasın. Takvim yaşın yetmiş, yetmiş beş, yüz olabilir; ama çiçeklerin açtığını kaç defa gördün, kaç defa çiçeklere dikkat kesildin? Eski Türklerde de böyle bir şey varmış: "Kaç yaşındasın?" sorusu yerine, "Ömründe kaç bahar gördün?" derlermiş.
Sayfa 196 - Kemal SAYARKitabı okudu
Demokrasinin Cinsiyeti
Sosyalistler ilk noktayla ilgili olarak, bir alandaki demokrasinin diğer alandaki tabiyetle yan yanalığını liberalizmin kesin başarısızlığı olarak görerek,kamusal ile özel arasındaki liberal ayrımın büyük eşitsizliklerle dolup taşan bir toplumun üzerine al satıcı bir politik eşitlik görüntüsü çektiğini uzun süre ileri surdular.Kamusal ile özel arasındaki kavramsal sınır, feminist analizde de aynı şekilde merkezi bir yer tutmaktadır,ama vurgu farklıdır,ama vurgu farklıdır.feministler öncelikle, liberalizmin bu tür sınırları belirleyen tek gelenek olmadığına dikkat çekti ler,çünkü bu ayrımın şu veya bu şekli politik düşünürü ve politik yaşamın her dönemini etkilemiştir.Kamusal ve özel arasındaki ayrımlar arizi ya da yüzeysel değildir.En basit olanlar dışında,bilinen bütün toplumlarda temel,düzenleyici ilkeler olmuşlardır ve olmaya devam etmektedirler
Sayfa 44 - MetisKitabı okuyor
Reklam
Dikkat etmişimdir: Hayatın tadını koku, renk, çiçek gibi, hislere hitap eden esyada bulanlar, esas itibariyle felsefelerini, son derece muğlak fikirlere istinad ettirirler. Ve aslında kadın denen o anlaşılmaz mahluk, müphem arzularının menşeini, esrarlı riyaziye muadelelerinin girdabında teşekkül ettirir.
Yalnız Bir Avcıdır Yürek
"yüzü parça parça olmuş da onları bir arada tutamıyormuş gibiydi. Yemek için duyulan açlıktan çok, çok daha kötüydü bu duygu, ama yine de ona benziyordu. İstiyorum-istiyorum-istiyorum, bütün düşünebildiği buydu... ama istediği şeyin gerçekten ne olduğunu bilemiyordu." "Büyüklerden daha çok dikkat edersin onlara, öyle değil mi?" "Bir çocukta daha çok umut vardır da ondan." "Yani gitmiş olan gerçekten ölmüş olmuyordu da büyümeye devam ediyordu, yaşayanın ruhunda ikinci bir yaşam niçin yaratılıyordu? Niçin?"
"Kaya tırmanışının albenisi tırmanışta yatıyor, bir kayanın tepesine ulaşıp seviniyorsunuz ama aslında tırmanış hiç bitmesin istiyorsunuz. Tırmanışın gerekçesi tırmanış, şiirin gerekçesinin yazmak olması gibi tıpkı. Olsa olsa kendi içinizdeki bir şeyleri fethediyorsunuz. Yazma edimi şiirin gerekçesini oluşturuyor. Tırmanış da aynı: bir akış olduğunuzun farkına varmak. Akışın amacı akışı devam ettirmek; bir doruk veya ütopya aramak değil akışın içinde kalmak. Yukarı çıkmak değil devamlı akış halinde olmak; akışa devam etmek için yukarı çıkıyorsunuz."
Sayfa 61
"Benim problemim buydu işte.Bir anlığına da olsa tam şu an kendimi bu binadaki herkesten geri çekmek istiyordum.Kendimi odama kapatmak,yorganın altına girmek ve hatta yastığımı da yüzüme kapatıp olabildiğince ulaşılmaz olmak istiyordum.Kilitli kapıların ardında ağlamak ama duyulmamak,karanlık odalarda başucuma bir mum yakmak ama görülmemek
Reklam
“ Yüzleştiğiniz her şeyi değiştiremezsiniz ama yüzleşmeden hiçbir şeyi değiştiremezsiniz.”
Medeniyet neyimizi yumuşatmış?
Medeniyet neyimizi yumuşatmış? Medeniyetin insanda duygu çeşitlerini artırmaktan başka işe yaradığı yok. Duygularının çeşitlenmesiyle insan işi kan dökmekten zevk almaya kadar vardırabiliyor. Bunun örnekleri var. Cinayetlerde en ince ustalıklar gösterenlerin çoğu zaman en medeni adamlar olduğuna hiç dikkat ettiniz mi?
Sorunun farkına varmak bile dikkat çekici bir adımdır, cesaret gerektirir.
Analiz gücünü bildiğimiz basit zeka ile karıştırmamak gerekir, çünkü analizcinin zorunlu olarak zeki olması gerekse de, zeki kişilerin çoğunlukla analiz konusunda beceriksiz oldukları dikkat çekici bir noktadır.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.