Geçen yüzyılın sonlarında, büyük Devletimizin altın topraklarını bölüşmek için, Batılıların bir araya getirdikleri birçok şart, tarihî - kültürel birikme ve sürtüşmelerle iyice yıpratmaktadır iç yapımızı. Tanzimat, kısa zamanda, dış etki ve eritilmemiş iç yabancı unsurların çalışmaları ve düşünce kurumlarımızın zayıflığıyla, ufak bir kaydırış ve
"Geçen üç yüz yıl boyunca nereye gitsem peşimden fısıltılar gelmedi mi sanıyorsun?" Rowan kıkırdadı. "Bunlar taş yürekli pislik ya da birini masa ayağıyla öldürdüğünü işittim gibi sözlerden çok daha iyi." "Demek birini masa ayağıyla öldürdün." . Aelin "Ayrıca gerçekten taş yürekli bir pisliksin," diye ekledi. . "O fısıltıların yalan olduğunu asla söylemedim." "O halde senin hakkında bir dedikodu yayacağım. Gerçekten iğrenç bir şey olacak." "Ne uyduracağımı düşünmek beni korkutu yor." Ikisi bir grup insan askerinin yanından geçerken Aelin biraz yüksek sesle fısıldayıp "Düşmanlarının gözünü oymak için muharebe meydanına geri uçtun demek?Sonra da o gözleri yedin, öyle mi?" Askerlerden birinin ayağı takılırken, diğerleri başlarını onlara çevirdi. Rowan, Aelin'in omzunu çimdikledi. "Sağ ol." Aelin başını yana eğdi. "Lafi olmaz."
Reklam
ÇÖL KENDİNDEN geçmiş gibiydi. Bense uzun süredir yitik. Rüyalarım her gece bir müjdeyi fısıldasa da bad-ı saba fısıltılara bile merhamet etmiyordu. Ne çok muhtaçtım bir muştuya. Her rüyanın ardından hatırlamadığım suretlere rağmen bir anlık küçük sevinçler doluyordu içime. Sonrası yine hüzün ve o yitik duygu.
Sayfa 53
Belki de şu an odasında yapayalnız, düşünmeye devam ediyor ve ona kulak veren sadece şu fısıltılarla dolu, herkesi dinleyen ama kimseyi avutmayan gece..
Doktor Mustafa Kemal'i anlatıyor
Üç yıl önceki gizli parti kongresinde Kolağası Mustafa Kemal'in söyledikleri doğru muydu acaba, diye sordu kendi kendine. Cemiyeti idare edenlerin hiç hoşlanmadığı bu asi ve başına buyruk genç subay bir gece oturumunda söz almış ve büyük bir cesaretle, askerle politikanın iç içe girmesi durumuna karşı ağır sözler söylemişti. Ona göre
Sayfa 244Kitabı okudu
... her sözünün, onun kafasından kasırgalar gibi geçen düşüncelerin ancak dışa vuran kırıntıları, bir şimşeğin ışıltıları olduğunu da çok iyi anlıyordu. Böyle bir durumda insan bütün düşündüklerini söyleyemezdi.
Sayfa 259 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Reklam
489 öğeden 171 ile 180 arasındakiler gösteriliyor.