Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir çocukta bir kadın hayaleti mi Bir kadında bir çocuk hayaleti mi Yalnızca bir hayalet mi yoksa. Nerdeyim... Kelebeklerden dokunuşlar alan bir yaprak gibi inceyim Para bozduranların az çok bildiği Adres soranların gene bildiği Bir sokakta bir aşağı bir yukarı Saatlerce dolaşanların hemen hemen bildiği Amansız bir güceniğim....
Meraklı bir çocuk için hayat gerçekten zordu. O yüzden yanına yapıştırıcı almakla iyi etmişti Corbik. Onu hayal kırıklıklarını birleştirmekte kullanıyordu. İçine biraz buğday unu, biraz badem sütü, biraz da kedi tüyü atardı. Bu yapıştırıcıyı kendini hayalet gibi hissettiğinde kalbinin üzerine sürer ve ıslık çalmaya başlardı. Islık çalmanın iyi gelmediği çok az şey olduğunu söylerdi.
Reklam
"Dünyayı bir hayalet gibi dolaş, şampiyon. Ne kadar az insan görürse, o kadar özgürleşirsin. Gerçek özgürlüğü sadece ölüler bilir."
Akşam çökerken, efendim, şehrin kaldırımlarına, Hiç şahit oldunuz mu biçare gezinen yoksulluğa? Gölgelere sinmiş bir hayalet gibi arşınlar sokakları, Kokar nefesi açlıktan, beli bükük, gözlerinde kaygı. Koynunda gizler, gözlerden ırak, tek kıymetlisini: Paçavralar altında saklanır cılız bir çocuk bedeni.
Sayfa 132Kitabı okudu
Yarın yapacaklarımın ne anlamı var? Onun mezarını ziyaret etmek çocuk kandırmak gibi değil mi? Ondan herhangi bir şey benim yalnızca geri geldiğimi bilecek mi, vaktiyle onun bedeni olan kalıntıların üstündeki toprağı öptüğümde biraz olsun bilincine varacak mı? Ne acılı, ne çare bulunmaz bir üzüntü bu, onunla bir daha hiç, hiçbir düşünceyi paylaşamamak!
O ben ki Bir kadında bir çocuk hayaleti mi Bir çocukta bir kadın hayaleti mi Yalnızca bir hayalet mi yoksa.
Sayfa 10 - YKY, 7.BASKIKitabı okudu
Reklam
Mikroskobik bir yumurta kimyasal olaylar zincirinin bir yerindeki aksamadan, bir protein tepkimeleri çağlayanında minicik bir arızadan ötürü vaktinde bölünememişti. Moleküler bir olay patlayan bir evren misali genişleyerek insanlığın acıları ölçeğine ulaşmıştı. Ortada bir acımasızlık, bir intikam, işlerine akıl sır ermeyen bir hayalet yoktu. Yanlış yazılan bir gen, çarpılmış bir enzim formülü, kopan bir kimyasal bağdı sadece. Anlamsız olduğu kadar önemsiz bir doğal israf süreci.
Sayfa 28 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Zaten Oblomov yaşlandıkça, kendisine bir çocuk utangaçlığı geliyordu. Dışarı ile bağlantısı azala azala kendi hayatının dışında kalan her şeyden ürküyor, çekiniyordu. Ama odasının çatısındaki çatırtılardan korkmuyordu; onlara alışmıştı. Odasındaki kapanık havanın, bütün gün dört duvar arasında oturmanın sağlığına gece rutubetinden daha az zararlı olacağını, durduğu yerde yemek üstüne yemek yemenin insanı yavaş yavaş cokertecegini düşünmüyordu; çünkü bunlara alışmıştı; alıştığı şeylerden kormuyordu. Alınamadığı şey, hareket etmek, hayata karışmak, adam görmek, öteye beriye koşmaktı. Fazla kalabalıkta boğulur gibi oluyordu; bir kayığa binse, bir daha karaya ayak başlayacağı kuruntusuna kapılıyordu; arabaya binse atlar gemi azıya alıp kacacaklar sanıyordu. Bazen delice korkulara düşüyor, çevresindeki sessizlikten ürküyor, şaşırıp kalıyor, vücudunu soğuk ürpermeler sarıyordu. Gözleri karanlık bir köşeye saplanıyor, oradan bir hayalet çıkıverecek sanıyordu.
Bu yaratıklar insan değillerdi. En azından tam olarak değil. Siyah su birikintilerini andıran devasa gözleri, iğağacı çiçekleri kadar narin yüzleri, bir tilkininki gibi uzun, dik ve hafif tüylü kulakları vardı. Kolları ve bacaklan uzun zarif dalları andırıyordu ve derileri fener ışığında sarımsı kahverengi bir tonda parlıyordu ve neredeyse çırılçıplaklardı. Kış ortasında olmalarına rağmen, üzerlerindeki kürk postları en mahrem yerler için gerekli olandan biraz daha fazlasını kapatıyor gibiydi. Saçları kısacık ve dağınıktı. Serilda, ani bir korkuyla bunun aslında saç değiliken ve yosun demetleri olduğunu fark etti. "Yosun perileri," dedi fısıldayarak. Karanlık yaratıklar, orman cinleri, her türlü hayalet ve hortlaklarla dolu hikâyelerinin hemen yardımsever, en kötü ihtimalle de hırsız ya da cani çıkarlardı. Bugüne kadar, fırıncının karısı en büyük çocuğunun bebekken periler tarafından değiştirildiği konusunda ısrar edip durmuştu. (Öyle ya da değil, o çocuk şimdi kocaman bir adam olmuş, mutlu bir evlilik yapmış ve dört çocuğu olmuştu.)hepsinde, on sekiz yıllık yaşamının tamamında, Serilda sadece sıradan, sıkıcı insanlarla karşılaşmıştı. Kızlardan biri hemen ayağa fırlayıp, bedenini siper ederek Serilda'nın diğer kızı görmesini engellemeye çalıştı. "Biz hırsız değiliz," dedi, sert bir ses tonuyla. "Sadece saklanacak bir yer arıyoruz."
“O ben kiBir kadında bir çocuk hayaleti mi Bir çocukta bir kadın hayaleti mi Yalnızca bir hayalet mi yoksa.”
851 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.