Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Daha fazla nasıl sevebilirim Baba, Seni ya da kardeşlerimden birini? Kapı önünde kırıntı toplayan Küçük kuş gibi seviyorum seni.
“Sıkıntılarını unut, dertlerini ötele, Sabah olduğunda kalmayacak tek kırıntı.”
Sayfa 249Kitabı okudu
Reklam
Hani bi kırıntı umudumuz vardı ya güvercinlerden çaldığımız; tüm güvenimiz oydu işte…
Kırıntı toplayan kapı önündeki, Küçük bir kuş gibi seviyorum seni.
“Kırıntı toplayan kapı önündeki, Küçük bir kuş gibi seviyorum seni.”
... nasıl sevebilirim daha fazla seni, Ya da kardeşlerimden herhangi birisini? Kırıntı toplayan kapı önündeki, Küçük bir kuş gibi seviyorum seni.
Kaybolan Küçük OğlanKitabı okudu
Reklam
Sonsuzluk Kervanı, "peşinizde ben, Üç ayakla seken topal köpeğim!" Bastığınız yeri taş taş öpeyim. Bir kırıntı yeter, kereminizden! Sonsuzluk Kervanı, peşinizde ben... Gidiyor, gidiyor, nurdan heykeller... Ufuk, önlerinde bayrak kulesi. Bu gidenler, Altun Kol Silsilesi; Ölçüden, ahenkten daha güzeller. Gidiyor, gidiyor, nurdan heykeller... Sonsuzluk Kervanı, istemem azat! Köleniz olmakmış gerçek hürriyet. Ölmezi bulmaksa biricik niyet; Bastığınız yerde ebedi hasat. Sonsuzluk Kervanı, istemem azat.
Sayfa 65 - SONSUZLUK KERVANI(1952)Kitabı okuyor
. Tabakta kalan son kırıntı gibiydi sana olan sevgim. Sen beni hep bıraktın; bense hep ağladım. .
"Sesimizi çıkarmadan durduk. Ben, hayatımda hiç görmediğim bu sevgiden bir kırıntı bile yitirmemek istiyordum."
Yazık, yazık bize ki asırlarca aldandık!… Karanlıkta çizilen izleri görmek için, Görüp yüz sürmek için, Yazık, yazık bize ki bir çırağ gibi yandık… Ne gökten necat geldi, ne bir parça merhamet. Çalışan esirlere İsa, Musa, Muhammet Sade bir satır dua, bir tütsü, buhur verdi Masal cennetlerinin yollarını gösterdi. Ne beş vaktin ezanı, ne Anjelüs çanları Zincirden kurtarmadı yoksul çalışanları Yine biz köleleriz, efendilerimiz var, Yine her mel’un taşı yosunlanmış bir duvar, Esir – efendi diye koymuş da adlarını, İki bahta ayırmış arzın evlâtlarını. Efendi işletiyor, esir işliyor yine. Yine efendilerin gümüşlü sofrasından, Kar gibi ekmeğinden, şarap dolu tasından, Kırıntı, artık bile düşmüyor işleyene. Yine biz esir geçen her günün akşamında Eve sade bir lokma ekmek getiriyoruz.
Sayfa 177 - MEŞİN KAPLI KİTAP -- 1921Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.