"Yüreklerin katı olduğu evlerin içinde her zaman soğuk rüzgarlar esmez mi zaten?"
"Dâr-ı dünya cây-ı firkat menzil-i mihnet gibi" Dünya evi, ayrılık mekânı ve sıkıntılar yurdu.
Sayfa 147Kitabı okudu
Reklam
Ne ölüm, ne de hayat! Hiçbiri kovalamıyor beni rüyalarımda. Hiçbirinin eli bana değmiyor. Çünkü ellerim ceplerimde hiç olmadıkları kadar. Varlığıma nedensizlikten delirdim ben. Hiçbir nedeni kendime yakıştıramadığımdan. Hepsini giydim. Hiçbiri olmadı. Hepsi dar geldi...
Sayfa 138Kitabı okudu
Kıyıya çekilmiş balıkçı kayıklarının üzerinde kar biriktiğini görmek, bazen aşırı güzellikten duyulan tuhaf bir huzursuzluğa kapılmasına neden oluyordu.
Sayfa 144
“Tüm dar ve kıt görüşlü kimseler gibi kendisini çok zeki sanıyordu.”
Kentlerin en telaşlı yerinde direnen bir güldür, incelik adına. Bir ihtiyardır, kirpikleri çay bardaklarında, anıları durmadan yeşeren. Bir çocuktur, yaşlılığa özenen. Dışarıya yeni çıkmış bir tutuklunun parmaklarıdır. Bir ülkedir, dönem dönem adı tel örgülerle imlenen. Evlere gölgesi sinen geçimdir. Durulan gündür gecenin koynunda. Gökyüzünde açan kar çiçekleridir, her gün güneşin ardından. Sudur. Sestir. Sabahtır. Bir derin susuştur, sesi içine akan. Kanat vuran bir kuştur, eli kolu bağlı bir adamın başı üzerinde. Yüreğini yüzünde toplamış bir kızın gözleridir, sevdiğine bakan. Bir alın kırışığıdır, içinde dünyanın bir ince kedere kestiği. Yağmurun içinde bırakılan bir eldir. Bir eldir tutulan, güzün eşiğinde. Korkudur. Düştür. Bir uslanmaz umuttur. Sakınan bir çocuk kirpiğidir, inen tokattan. Bir kadın saçıdır savrulan, bir erkeğin gökyüzünde.
Reklam
1.000 öğeden 321 ile 330 arasındakiler gösteriliyor.