Mendilimde Kan Sesleri
Ve yağmurdan ıslandıkça Edirne postası Kıl gibi ince İstanbul yağmurunun altında Esmer bir kadın sevmiş gibi olurdun sen. .
Günümüz, kadın için tam bir cehennem.
Reklam
İlle de bir dört duvar bulup, arasına tıkılmaya can atan zibidilerden değilimdir ben. “Yahu, bir kahvemi içsene” deyip tozlu işyerlerine tıkarlar adamı. Ya da, “gel oturalım şöyle” diyerek koltuk, kanepe bolluğundan morarmış evlerine sokarlar. En babayiğit, “Vaktin varsa iki tek atalım şurada” der de kalabalık, gürültülü kokteyl salonlarına, sazlı, sözlü meyhanelere sürükler insanı. Çünkü dört duvarın arası güven vericidir. Dört duvar, titremeyen bir yer, sızdırmayan tavan... Az şey mi? Odaların kapıları vardır hem. İçeri birileri girebilir. Can sıkıntısına karşı. Postacı mektup getirir. Çiçekçi kadın bir çift karanfil uzatır. Ama sokakların kapısı yoktur.
İster postacı, ister berber ya da sigortacı veya ev kadını, ister başka bir şey olun, bu durumu değiştirmez. Başkalarına hizmet ettiğinize inandığınız sürece işinizi iyi yaparsınız. Amacınız yalnızca kendinize hizmet etmekse, işi daha kötü yaparsınız. Bu, yerçekimi kadar kaçınılmaz bir yasadır.
Sayfa 314
Bunca zamandır Frankie'in kalbinde kıvrılmış duran o tohum sonunda çözülmüştü. Kalbindeki bembeyaz taç yaprakları birbiri ardına kıpırdandı ve yavaş yavaş yukarı yükselerek açıldı.
Sayfa 358 - Profil Kitap Maviağaç Kültür Sanat YayıncılıkKitabı okudu
Bazı hikayeler anlatılmaz. Bazı hikayelere tutunursunuz. Ayağa kalkmak, izlemek ve sımsıkı tutunmak korkaklık değildi. Düşmanın gözlerinin içine bakmak, nefesini böğrünüzde hissetmek ve arkanızı dönmemek.. Dünyanın yükü ancak böyle taşınabilirdi.
Reklam
302 öğeden 111 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.