"Ayrıca, canlıların beslenmeleri konusunda, Tanrı’nın aklına birbirlerini öldürüp yemeleri dışında, daha iyi ve daha az acımasız bir yöntem gelmemiş midir? Her şeye kadir bir varlığın, ortamda bolca bulunacak cansız ve acı duymayan hammaddelerin besin olarak kullanılması türünde çok daha merhametli bir çözümü rahatça üretebilmesi gerekmez miydi ?"
Sayfa 174 - Propaganda YayınlarıKitabı okudu
Askerî kültürden doğan deyimler, hatta bir şeker türü bile vardır. Osmanlı devrinde Kapıkulu askerleri, üç ayda bir maaş olarak aldıkları ulûfelerini bir sözleşme karşılığında alırlar. Bu sözleşmeye Eski Türkçede “akid" denir. Padişah, akid gerçekleştiği zaman içmeleri için askerlere kazanlarla çorba veya yemek gönderir. Askerler, padişahın gönderdikleri yemekleri kafalarının ön tarafında bulunan “kaşıklık"ın içindeki kaşıklarını çıkararak içerler. Ardından padişahla yaptıkları "akid”i kutlamak için şeker dökerler. Bu şekerler, adını “akid”den alır: Akide şekeri. Yani akide şekeri, genelde bir askerî kültür ürünü, özelde ise kara kültürü ürünüdür
Reklam
Genç Türkler Hükümeti Balkanlardaki küçük krallıkların, Arnavutluk’taki Şeflerin, Türklere saldırılarını önlemek için onlara rüşvet vermeyi kesmişlerdi. Ayrıca devlet içindeki yüksek mevkilerde bulunan kişilerin çok yüksek olan gelirlerini kısmışlardı. Abdülhamit zamanında yirmi bir yaşında olan bir şahıs nüfuz ve torpille orduda general
Zaten hep böyledir. Bir ülkenin vatandaşı başka bir ülkede kendi vatanına daha çok yaklaşır. Önceleri doğduğu topraklarda sahip olmadığı yöresel özellikleri başka yerlerde daha çok benimser. Türk, Almanya'da daha çok Türk'tür. Ve mantısına, dönerine daha çok özen gösterir. Patlıcan dolmasını hiç yapmadığı gibi ülkesiyle arasındaki mesafeyi tabaktan çıkan kokuyla yok etmek istercesine hazırlar. Vatan özlemi, yemeklerin lezzetinde, bulunulan ülkenin insanlarına duyulan nefrette gizlidir. Dağdan gelip bağdakini kovmak, dağa hasrettendir!
Sayfa 77 - Doğan KitapKitabı okudu
Türk yemekleri diğer milletlerin yemeklerinden farklıdır, özellikleri olan zengin bir mutfağın mahsulüdürler ve Türk mutfağı, diğer bazı mutfakları aksine tadım değil, doyum üzerine kurulmuştur.
Sayfa 14
Aslında bu bir "ironi," ama Türk sineması her zaman onu ya­ panların pratik zekaları, yaratıcılıkları, kendi güçleri, emekleri ve alın terleri sayesinde var olmuştur.
Sayfa 182Kitabı okudu
Reklam
754 öğeden 131 ile 140 arasındakiler gösteriliyor.