Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
3 MAYIS'I ÜÇ İSİMDEN DİNLEMEK Hakan Paksoy, Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, Prof. Dr. İskender Öksüz ve Sadi Somuncuoğlu Hakan Paksoy (HP): Millî Düşünce Youtube kanalı izleyicilerini selamlıyorum. Bugün önemli bir konuyu, Türk siyaset ve fikir hayatında ve devlet hayatında önemli olmakla birlikte çok da fazla üzerinde durulmayan bir olayı
Atsız'a Mektuplar.
M. Hayati Özkaya Eylül, miladi takvime göre yılın dokuzuncu ayı… Arapça eylül, Süryanice aylûl (üzüm) anlamındaki aylûl’dan yani Üzüm Ayı’ndan gelmektedir. Aynı zamanda eylül ayı Anadolu coğrafyasında binlerce yıllık bir geleneğin, bağbozumunun başlangıcıdır. Bağbozumu tarımda hasadın, bereketin adı olarak bilinir. 1980 öncesini yaşayanlar
Reklam
*** Büyük coğrafi keşifler, Yeni Dünya’nın keşfi, Yeniçağ’ın başlaması; bütün bunlar Avrupa’nın karabiber iştahıyla yakından ilgilidir. Bu iştahın giderilmesinin önüne engeller çıktığı anda, tarihi harekete geçiren bir güce dönüşür iştah. Karabiber tutkusu bağımlılık belirtileri göstermeye başlamıştır. Hindistan’ın baharatına bir kez alıştıktan
Bilgili diye ülkeden sürgün edilmeyenide ne bileyim!..
Havada uçan ilk Türk, planörcülüğün öncüsü. (...) Hezarfen'in, Leonardo da Vinci'nin kuşlar üzerinde yaptığı ilhamlandığı sanılmaktadır. Tarihi uçuşuna İstanbul'daki Galata Kulesi'nden başlamış ve İstanbul Boğazı'nı uçarak geçmeyi başarmıştır. Böylece kıtadan kıtaya uçarak bir ilke daha imza atmıştır. (...) Bu olay Osmanlı Devleti'nde ve Avrupa'da büyük yankı buldu ve dönemin padişahı 4. Murat tarafından da beğenildi. Sarayburnu'ndaki Sinan Paşa köşkünden bu durumu seyreden Sultan, Ahmet Çelebi ile önce çok yakından ilgilenmiş, hatta Evliye Çelebi'ye göre "bir kese de altınla" sevindirmiştir. Ancak bu derece bilgili ve becerikli birisinin tehlikeli olabileceğini düşünüp, "Bu insan çok korkulacak bir adamdır, her ne isterse yapmak elinden gelir, böyle kimselerin etrafımızda olması caiz değildir" diyerek onu Cezayir'e sürgün etmiştir. Ahmet Çelebi orada vefat etmiştir.
Sayfa 133 - Hezarfen Ahmet Çelebi (1609 - 1640)Kitabı okudu
Önsöz İran düşünce tarihi, birbiriyle etkileşen muhtelif siyasi, dinî ve kültürel unsurları içinde barındıran uzun bir zaman kesitine işaret eder. Söz konusu süre zarfında bu unsurlardan bazıları etkisini yitirirken bazı temel inanç ya da düşünce içerikleri şekil değiştirerek de olsa varlığım sürdürür. İyilik ve kötülük arasındaki ikilem ya da
Sayfa 7 - IRAM YAYINLARI-01 ☪ Ekim 2019, Ankara
Rus bilimsel ve endüstriyel gelişmesinin kurucusu olan Petro’nun olağanüstü çalışmaları, toprak köleliği hukukunun aynı derecede olağanüstü gelişmesiyle ilgiliydi. Petro, toprakta oturan toprak kölelerini evde hizmet eden uşaklarla bir tuttu, “aylakları” toprak kölesine dönüştürdü. Kuzeydeki “Kara Sabanlılar” ve güneydeki “Tek Avluluklar” denilen
Reklam
Afyon ve Sömürgecilik
19. yüzyılın ve esasında günümüzün de kamuoyuna göre, Çin kültürü afyon kültürüdür. Oysa Çin ancak son iki ya da üç asırda afyon kültürü haline geldi. Çin 18. yüzyıla kadar afyonu bir keyif verici madde olarak ancak Avrupa' da da bilindiği kadar biliyordu. Çin'in afyonla daha yakından tanışması Av­rupa 'sayesinde' olmuştur. Bu işin baş sorumlusu
Sayfa 220 - Genesis / (220 - 225.)Kitabı okudu
... Avrupa ve Asya’da pek çok devletin varlığını koruyamadığı bir dönemde, Osmanlıların üç kıtaya yayılan bir imparatorluğu birarada tutarak 19. yüzyıla taşıyabildiklerini vurgulamak gerekir. Bu başarının ardındaki Önemli bir neden küçük köylülüğe dayalı toprak düzeni ise, bir diğer neden de merkezi yönetimin hem içeride hem de dışarıda ortaya çıkan tehdit ve tehlikelere karşı esneklik, pragmatizm ve müzakere geleneği ile çözüm aramasıydı. Burada, esneklik ve pragmatizm derken, uygulanan politikalarda ve kurumsal değişikliklerde, her zaman sıkı kurallara, âdet ve geleneklere, dine, geçmişteki davranış kalıplarına ve düşmanlıklara bağlı kalmadan hareket edebilme özelliklerini kastediyoruz. Osmanlılar en erken dönemlerinden başlayarak bu özellikleri sergilediler. Örneğin ateşli silahları komşularına kıyasla çok daha erken ve etkin biçimde benimsediler. Ayrıca fetih ve yayılma sürecinde, başkalarından öğrenme ve başkalarının kurumlarını ödünç alma konusunda rahat davranabildiler, kendi egemenliklerini tam olarak kuramadıkları yerlerde, yerel seçkinlerle pazarlık ederek onların desteğini alabildiler. Oluşturulan kurumlar da bir ölçüde bu esneklik ve pragmatizmi yansıttı. Osmanlılar matbaanın Müslüman nüfus tarafından kullanımını yüzyıllarca yasaklayarak Sanayi Devrimi öncesi dönemin en Önemli teknolojilerinden birine kapılarını kapattılar. Ancak aynı Osmanlılar sadece 15. ve 16. yüzyıllarda değil, 17. ve 18. yüzyıllarda da yeni askeri teknolojileri yakından izlemeye ve kullanmaya devam ettiler.
23 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.