Cenap Şahabettin.. Lisede tokalaşmıştık ilk defa. "Elhan-ı Şita" şiiriyle beraber ruhuma armağan ettiği o zarif lerze serencamı, lezzetini diri tutmuştu yıllarca.
Kelimeleri asla esirgemeyen, şiiri tuvale çevirip, kelimelerden renkler doğuran, ara renklerin muzipliğiyle cebelleşen... Dirayetli uğraşın getirdiği hayf ile serzenişe düçar olan mütecessis şair...
Bütüncül şiir anlayışından ziyade tümevarımı tercih ediyor oluşu, şiirindeki her bir tınıyı parçalara bölüyor ve ahenkli bir puzzle sunuyor. Nihayetinde tüme varan sizler oluyorsuz.
Cemil Meriç'in; dildeki son üç kelimeşör olarak nitelendirdiği kalemlerden biri olan Cenap Şahabbetin, belki de en sevimli parnasyen.
Şiirlerindeki ah ü vahların toplamından çıkardığım sonuç şu ki; Cenap Beyefendi kahvesini bol şekerli içiyor..
Kitapta mevcut olan pastoral şiirlerin tesiri, tümüyle kaplıyor bu enfes eseri. Bu ferahlık, haddi aşıyor..
Ruhuna Mağfiret buyursun Hakk-ı Cenab..
Şahabî okumalar...