Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
368 syf.
9/10 puan verdi
1929 yılında Öksüzler Treni adı verilen ve Amerika'da ki kimsesiz çocuklara bir aile kazandırmak adına, Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından başlatılan bir proje olarak hayata geçmiştir. Çocuklar bu trene bindirilip; yeni ailelerine kavuşturulmak üzere her istasyonda görücüye çıkartılmak üzere yolculuğa başlamışlardı... 1929 yılın da bu trende bulunan Vivian'in hayatının, 2011 de kendi gibi yetim olan Molly ile nasıl kesiştiğini, koruyucu aile ve toplumun onlara bakış açısını okuyacaksınız... Çocukların yaşadığı duygusal çöküntüyü, sahipsizliği, toplumun onlara bakış açısını yazar sade, akıcı ve duygusal bir dil ile okuyucularına aktarmayı başarmış. Okurken kendinizi, Vivian'ın yerine koyup duygulanacağınız dan emin olabilirsiniz... Korkuları olan bu çocuklar; dövülüp, kötü muamele gören, tacize uğrayıp ayakta kalmak için çırpınışları ile birlikte kendi ailelerinden kalan son hatıralarına sımsıkı sarılıp; kendilerin de eksik olan aidiyet duygusunu geliştirmek, değer görmek ve kişiliklerini koruyabilmek adına maruz kaldıkları duygusal baskıya, duygulanarak şahit olacaksınız... O dönem de çocuklara uygulanan şiddet maalesef günümüze kadar artarak gelmeyi başarmış. Bu ise insanın şiddete ne kadar meyilli olduğunu gösterirken, bunun eğitim seviyesi veya gelişmişlikle ilgisinin olmadığını yazar Molly'nin hayatı ile gözler önüne sermiş...
Öksüzler Treni
Öksüzler TreniChristina Baker Kline · Arkadya Yayınları · 20141,742 okunma
568 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
ne sadece kurgu ne sadece tarih kitabı. flaubert inanılmaz bir denge tutturmuş, zira zor bir iştir tarihsel gerçeği kurgu ile aktarmak. kitaptaki konulara yabancı kalmamak için fransız ihtilali ve 1848 devrimlerini bilmek faydalı olacaktır. aksi halde sıkıcı gelebilir. iletişim yayınlarının cemal süreya çevirisi tercih edilmeli okumak için.
Duygusal Eğitim
Duygusal EğitimGustave Flaubert · Can Yayınları · 2019376 okunma
Reklam
176 syf.
6/10 puan verdi
Senai Demirci ile yılllar önce Tıp Bayramında bir öğrenci etkinliğinde kitap söyleşisinde tanışmıştım. İnsanların belki de en çabuk unuttuğu ve şükür imtihanını en çok kaybettiği, Rabbin en güzel lütfu evlat nimetinde; insanların gaflette olduğunu anlatırken; kendi erkek kardeşini her aradığında, kızının kıymetini ve şükrünü hatırlatmak için kardeşine kendi ismiyle –Ahmet- diye seslenmek yerine, -Ayşe’nin babası - diye hitap ettiğini paylaşmıştı. O zamanlar pediyatrı stajında olduğumdan muhtemel, beni çok etkilemişti. Bir erkeğe göre fazlasıyla ince, nezih ve duygusal bir ruhun yazdıklarını merak edip almıştım kitaplarını… Söz yangını, gıybet ve dedikodu hakkında okuduğum en orijinal kitaptı diyebilirim. Bildiğimiz dini ilmihal bilgilerinden ziyade ahlaken, vicdanen, manen, fıtraten, mantıken ve toplumsal olarak gıybetin çirkinliğini idafe edip, gerçekten hissettiren yazılardan oluşmakta. Eleştirileri itici değil, zira samimane kendisiyle yüzleşmek ve hesaplaşmak niyetiyle yazılmış. Tekrarlar çok olsa da seçilen kelimeler derin ve düşündürücü. Duygu yoğunlukta yazıldığı için arada yorulabilir , biraz sıkılabilirsiniz. Zaten kısa olan kitap aralıklı hatırlamak için de arada tekrar tekrar, parça parça da okunabilir diye düşünüyorum. Aklımda en çok kalan ifade ise, gıybeti -dedikodu medeniyetinin kanlı ziyafeti- olarak tasvir etmesi…
Söz Yangını
Söz YangınıSenai Demirci · Timaş Yayınları · 2008637 okunma
360 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Kemal Sayar ve Berna Yalaz'ın birlikte kaleme aldığı kitap, çağımızın yeni çözüm ve sorunlarına değiniyor. Değişen dünya ve değişen hayatlarımızda, sanal dünyanın, siberalemin eksi ve artı yönlerini değerlendiren bir kitap. Kitapta sanal dünyanın etkilerini tüm yönleriyle görebilmek mümkün, hayatlarımıza girişi ve hayatlarımızı yeniden
Sanal Aşk
Sanal AşkKemal Sayar · Kapı Yayınları · 2016244 okunma
232 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Kitabı ilk gördüğümde duygusal beyin bağırsak mı diye şaşırmıştım.Daha sonra derste hocamızın bahsetmesi üzerine ilgim daha da arttı.Bağırsak denilince herkes sadece sindirim ve boşaltımda görevli organ olduğunu düşünüyor. Oysa ki bağırsağın şeklini düşünürsek beyine de benziyor vücuttaki serotoninin %85 i de bağırsakta üretildiği için duygusal beyin olarak nitelendirilmiş. Özellikle İBS(İrritabl Barsak Sendromu) da vücuttaki stresin bağırsak üzerine etkilerini görebiliyoruz.Buna benzer bir örnekte anksiyolitik, antipsikotik ilaçlar,fluroksetin gibi maddelerin bağırsak problemleri yapması..Bağırsağın benzodiapezin üretmesi de ağrıyı da azaltıcı etki yapıyor. Bağırsak florasının vücudun savunma sistemi ve hastalıklarıyla ilişkisi de çok güzel açıklanmış. Bağırsakların anatomisi ve fizyolojisi çok güzel ve sade anlatılmış ayrıca resimlerin de olması konunun anlaşırlığını arttırıyor. Kitabın son kısmında sağlıklı bir yaşam için tavsiyeler var bu uygulamaları şunu yeme bunu yeme şeklinde değil de besinlerin vücuttaki etkilerini anlatarak yapmış.Sağlık alanında okuduğum için tıbbi terimlerde sorun yaşamadım. Eğer bağırsakların işleyişini merak ediyorsanız ve sağlıklı yaşam davranışları geliştirmek isterseniz kesinlikle önerebileceğim kitap. Nazlıkul'un eğitim hayatını okuduğumda oldukça saygı duydum kitabı da çok başarılı olmuş.
Duygusal Beyin
Duygusal BeyinHüseyin Nazlıkul · Destek Yayınları · 2016221 okunma
336 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Kitap 9 yaşından 99 yaşa kadar her yaştan insanın okuyabileceği basit bir dille yazılmış. 2 kapağı var. Ben iç kapağı daha çok sevdim. Mucize duygusal, komik ve sürükleyici bir kitap. 6 farklı kişinin gözünden anlatılıyor hikaye. Mucize’nin konusuna gelecek olursak, kahramanımız çocuk August (10) doğuştan yüzünde büyük ölçüde bozukluğu olan (sıradan olmayan), yüzün ilk göründüğünde insanların irkildiği hatta çığlık attığı bir yüze sahiptir. August kendisini şöyle tarif eder kitapta ‘’Yüzümü tarif etmeyeceğim, büyük bir ihtimalle tahmin edebileceğinizden daha kötüdür.’’ Fakat August yüzünün dışında diğer çocuklardan farklı değildir. August ortaokul çağına gelene kadar evde annesinden eğitim almıştır. Ve artık bir ortaokula başlaması için ailesi bir okula gitmesine karar veriliyor. Hikayemiz işte burada başlıyor. Korunaklı aile içi yaşamdan acımasız bir dış dünyaya açılması gerekiyor August’un. August’la mutlaka tanışmalısınız… Ne düşünüyorum biliyor musunuz? 1) Bence her anne-baba okula başlamadan önce çocuklarına bu kitabı okumalı. 2) Ne kadar çok önem veriyoruz aslında dış görünüşe? İnsanları dış kabuğuyla değil de iç dünya değerleriyle tanımak istesek, değil mi?
Mucize
MucizeR. J. Palacio · Pegasus Yayınları · 201613,3bin okunma
Reklam
248 syf.
8/10 puan verdi
İzmir’e iki yıl önce gelmiştim. Bu aynı zamanda benim büyük şehre ilk çıkışım sayılırdı. İzmir’den önce 8 ay Ankara’da yaşamıştım. Tabi ne kadar yaşamak denirse. Mesleğe yeni başlamıştık, yoğun eğitim temposu eğitimden arda kalan zamanda da yoğun çalışmalar. Başımı kaldıracak vaktim yoktu. Bunların yanında Eryaman da yaşamış olmamın da büyük
Kuşlar Yasına Gider
Kuşlar Yasına GiderHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 201919,8bin okunma
167 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Ender ve Çetin liseden beri birbirlerinin en sadık dostu; hatta birbirlerinin tek dostudur. Aralarındaki yakın ilişki zaman zaman yanlış yorumlamalara mahal verecek kadar dikkat çekicidir. Zaman içerisinde hayatlarına giren kadınlar bile gelip geçiciyken onlar daima bir arada kalmışlardır. İkisinin hikayesi, aslında bu zor yakalanabilecek dostluğu
Bizim Büyük Çaresizliğimiz
Bizim Büyük ÇaresizliğimizBarış Bıçakçı · İletişim Yayınevi · 20208,1bin okunma
850 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.