Murat Menteş’in okuduğum ikinci kitabı. Murat Menteş’in dili oldukça farklı, zeki bir adam ve mizahtan anlıyor. Kitapları bu yüzden çok ilgi çekici. Absürt edebiyat deyince aklıma ilk gelen yazarlardan birisi Murat Menteş.
Kitabın sıradışı bir kurgusu var. Hikayemiz 100 yaşındaki yaşayan tek İstiklal Savaşı gazisi Ruhi Mücerret'in en sevdiği arkadaşının ona ölmeden önce Masum Cici’yi öldürmesini vasiyet etmesini baz alıyor ve olaylar bunun etrafında şekilleniyor. Kapağıyla olsun, içeriği ile olsun oldukça renkli bir kitap...
100 yaşındaki Bu amcamız ölmek istemiyor ama ölemiyor. Herkesin bu dünyada bir sınavı var Ruhi Mücerret’in ise yaşamak. “yaşamak, benim kronik hastalığım” diyor kendisi için.
Polisiye, sanat, şiddet, absürdlük, sosyal medya, reklamlar, tasavvuf, çarpık kentleşme, popüler kültür, aşk ve birçok hususu barındırıyor kitap. İroni ve eleştiri kısımları en sevdiklerim oldu. Bu özellikleri bana biraz Leyla ile Mecnun dizisini anımsattı :) çok güzel tespitler, cümleler var kitapta. Çokça alıntı yaptığım bir kitap oldu.
Kitaplarda karakterlerin isimleri de ilginç; Ruhi Mücerret, Civan Kazanova; Figen Negatif, Serpil Silahlıperi, Timur Tümör, Nazlı Hilal, Fujer Fuji, Masum Cici, Korkut Üneli … Kitabı ilginç kılan noktalardan birisi de Ruhi Mücerret'in ''Mezar taşıma bunu yazdıracağım.'' ve Civan Kazanova'nın ''Bu olmasaydı ben icat ederdim.'' cümleleridir.
Kitapla kalın, keyifli okumalar…