Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Her şeyin fakir elbiseleri gibi lime lime, nem almış sıvalar gibi parça parça döküldüğü zaman, yalnız sen varsın insan. Yalnız sen varsın.
Başlangıç için muazzam..
Yaşını almış bir adamın yirmi yaşındaki çocuk kederlerini, sevinçlerini yaşaması ne demektir, diye düşünüyorum : Belki, bir geç olma hadisesi.
Reklam
Atsız Tekrar Süleymaniye Kütüphanesinde: Atsız aleyhindeki konuşma ve yayınlar nihayet 1952 Mayıs'ında semeresini (!) verecektir. Olaylar şöyle gelişir: "Türk Milliyetçiler Derneği, 3 Mayıs kutlamalarına katılması ve bir konferans vermesi için Atsız'ı Ankara'ya davet etti. Konferansın konusu 'Devletimizin Kuruluşu'
Uzunca bakılası bir alıntı
Yaşını almış bir adamın yirmi yaşındaki çocuk kederlerini, sevinçlerini yaşaması ne demektir, diye düşünüyorum: Belki, bir geç olma hadisesi. Belki de bir çeşit hazları, kederleri, çocuklukları uzatma temayülü.
Sayfa 29 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Havuz Başı
Yaşını almış bir adamın yirmin yaşındaki çocuk kederlerini, sevinçlerini yaşaması ne demektir, diye düşünüyorum. Belki, bir geç olma hadisesi. Belki de bir çeşit hazları, kederleri, çocuklukları uzatma temayülü.
Sayfa 29 - İş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Ertesi günü yüz elliyi götürüp patırona geri verdim. Sonracığıma pişman oldum. Bir hesap ettim. Haşim senede en az üç yüz bin lira kazanıyordu. Üç yüz lirayı Şopar Hüseyin’e çok görmüştüm. Ömrümde tek bir yalan söyleseydim, işte durmadan kaşını gözünü övdüğü şu Mürüvvet’i almış olurdu, dedi.
Sayfa 29 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Her şeyin fakir elbiseleri gibi lime lime, nem almış sıvalar gibi parça parça döküldüğü zaman, yalnız sen varsın insan. Yalnız sen varsın… Yalnız sana aşığım.
Konuşuyorum. Konuşturuluyorum. Bütün konuşmalarımı bilen bir Rabbe sahibim. Sahibim olan Rabbim beni muhatap almış, bana tenezzül etmiş, benimle Kitabı vasıtasıyla konuşuyor. Benimle teması koparmak istemiyor, her gün beş vakit huzuruna çağırıyor da ben bir vakit bile, hâşâ tenezzül edip yanına gitmiyorum. Zillet niçin var Feride? Anlıyorum ki O'ndan uzak kaldığım her an zillet içindeyim.
Sayfa 223 - Karavan kitapKitabı okudu
Akşamları yarım lirasını almış giden, boynum kalınlığında bilekli çocukların feragati beni kıvrandırır, kahvelerinde oturur, önüme gelenle kavga ederim. Bana toprak sahibi olmaktan bahsetme arkadaş! Toprağın asıl sahibi onunla dövüşendir. Arabayla, kırbaçla, bir yağız atla mağrur, harman savrulurken seyretmek, toprak sürülürken cıgara yakmak, patatesler çıkarken ceviz gölgesinde uyuyup uyanıp, “Hadi karılar, biraz gayret!” demekle çalıştım zanneden adamın benim nazarımda kıymeti yoktur. Ben şu karıncalara basamam. Karıncalara basmamak için gözlerim önümde yürürüm. Ama bu herifin gırtlağına basarım.
HAVUZ BAŞI Beyazıt Havuzu'nun kenarındaki kanepelerden birine oturmuş sizi bekliyorum. Yaşını almış bir adamın yirmi yaşındaki çocuk kederlerini, sevinçlerini yaşaması ne demektir, diye düşünüyorum: Belki, bir geç olma hadisesi. Belki de bir çeşit hazları, kederleri, çocuklukları uzatma temayülü. Ama bu uzayan yaz, kışın gelmeyeceğine alamet
430 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.