Kadınlığının ayan beyan ilanı olan gücünün bu göstergesi ona müthiş zevk ve heyecan veriyor, Martin'i parmağında oynatmaktan, ona acı çektirmekten, Havva anamızın da almış olduğu keyfi alıyordu.
Tez zamanda Mardin'e tren seferi diliyorum
Olmazsa da ivedi cevabını bekliyorum
Nasıl da soğudu park ben eve gidiyorum
Saçmaladıysam eğer affını diliyorum
Âmin.
.
Cumhuriyet döneminde çeşitli bakanlıklarda görev yapan Koryürek, yaşamının son yıllarına dek, Atatürkçü olarak tanınmış, 1946 yılında bir yıl süren Çalışma Bakanlığı Danışmanlığı görevinden ayrıldıktan sonra, konuk olduğu bir aile toplantısında, ruh çağırma olayına tanık olmuş, burada kendisinde üstün yetenekler bulunduğu söylenmiş, o da kendisini buna kaptırmış ve yaşamının son üç yılını böyle geçirmişti. Enis Behiç Bey'in Atatürkçülüğü bırakıp "vahy"ler almaya başlaması, ilginç bir biçimde Türkiye'nin Amerikan güdümüne girdiği yıla denk geliyordu. Hüsrev Hatemi: "Ben ilkokuldayken 1948/1949 yıllarında şair Enis Behiç Koryürek kendisinin medyum olduğunu ve Çedikçi Süleyman Çelebi'nin ruhunun kendisine şiirler söylettiğini iddia etmiş ve bu şiirleri "Varidat-ı Süleyman" adıyla yayınlanmıştı," sözleriyle durumu özetliyor.
İşte bu Enis Behiç Koryürek, 18 Ekim 1949 günü ölür ölmez Arusi Şeyhi Ömer Fevzi Mardin aynı gün kolları sıvıyor ve onu Tanrı'dan Evangelist Şato'nun ilkelerine uygun vahyler almış ve aldığı vahyleri sağlığında kitap olarak bastırdıktan hemen sonra da ölmüş bir peygamber olarak ilan ederek şöyle diyordu:
Bu sene bir kitap basıldı (Enis Behiç Koryürek'in kitabı). "Varidat-ı Süleyman" adlı bu kitabın içeriği eşsiz, benzersiz; oluşma biçimi olağanüstü bir olaydı. Çünkü bu içerik, ölümlü bir insanın sesi kullanılarak ortaya konmuş Allah sözü idi.
...
Kitap, üç küçük risalenin cem edilmiş hali olup; dönemin girift atmosferinde töreyen ve Türkçülüğü bulandıran şahıs ve meselelere bir cevap getirme hükmündedir.
İlk Risale – İçimizdeki Şeytan
Sabahattin Ali'nin "İçimizdeki Şeytan" Kitabına istinaden kaleme alınmış ve böylelikle Sabahattin Ali'nin kirli çamaşırları Atsız tarafından
Merhaba, “keşke çok daha erken okusaydım dediğim” kitaplardan biri de Martin Eden oldu. Jack London'ın okuduğum en iyi kitabı olduğunu söylemeliyim.
Kitap, bir denizcinin –yazarın- hayatını anlatıyor. Yeri geliyor üzülüyor yeri geliyor seviniyorsunuz ama ne olursa olsun kitabı okuduğunuzda iki türlü de kazanan siz oluyorsunuz. Okunduktan sonra
İlk əvvəl Hugo kitabları haqqında onu deməliyəm ki, siz bu kitabları oxuyaraq ətraflı həmin dönəmin Fransasına baxmış olursuz. Yəni həmin dönəmdə baş vermiş hadisələr haqqında ətraflı məlumat almış olurusuz. Heç ədəbi əsər oxumaq dərdində olmayan, roman oxumaq fikri olmayan insan belə təkcə Fransa tarixini bilmək istəyirsə Huho kitablarını