Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Öte yandan, kişi kendi kendisinin kusursuz olmadığını, sık sık yanılgı­ ya düştüğünü, başkalarının da aynı yanlışları yaptığını, bu yüzden yanılsa­manın tam tersi olan türlü zorlukların ortaya çıktığını, her geçen gün biraz daha açık-seçik anlasa da insan, cesareti kırılmayanların, kayıtsızlığa kapıl- mayanların bundan öğreneceği çok şey var bence. İnsanın olgunlaşabilmesi için zorluklara, acılara katlanması gerek.
20.3.35
İlk samimi mektubu yazan sen olduğun için hem utanıyor, hem seni kıskanıyorum. Bu ben olmak isterdim. Sen daha açık ve güzel hareket ettin.
Aliye Ali'ye.Kitabı okudu
Reklam
Aylık Türkçü Dergi: Ötüken 15 Ocak 1964'te Ötüken dergisinin ilk sayısı çıktı. Ötüken başlığı altında "Her Ayın On beşinde Çıkar, Fikir ve Ülkü Dergisi" ibaresi bulunuyordu. Derginin sahibi Atsız, sorumlu yazı işleri müdürü Mustafa Kayabek'ti. Ötüken doğrudan doğruya Atsız'ın sahipliğinde çıkan son dergiydi. Ölüm tarihi
Kısa bir misal:
Umumi harpte bir ordunun ba şında idim. Türkiye'de diğer ordular ve onların kumandanları vardı. Ben yalnız kendi ordumla değil, öteki ordularla da meş gul oluyordum. Bir gün Erzurum cephesindeki hareketlere ait bir mesele üzerinde durduğum sırada yaverim dedi ki: "Niçin size ait olmayan meselelerle de uğraşıyorsunuz?" Cevap verdim; "Ben bütün orduların vaziyetini iyice bilmezsem kendi ordumu nasıl sevk ve idare edeceğimi tayin edemem. Bir devlet ve milleti idare vaziyetinde bulunanların daima gözönünde tutmalan lazım gelen mesele budur. Bu münasebetle muhterem misafinmize şunu diyeceğim: ben düşündüklerimi sevdiklerime olduğu gibi söylerim. Aynı zamanda lüzumlu olmayan bir sırı kalbimde taşımak iktidarında olmayan bir adamın. Çünkü ben bir halk adamıyım. Yanlışım varsa halk tekzip eder. Fakat şimdiye kadar bu açık konuşmada halkın beni tekzip ettiğini görmedim."
Şuna da kaaniim ki, eğer devamlı sulh isteniyorsa kütlele- rin vaiyetlerini iyileştirecek beynelmilel tedbirler alınmalıdır. İnsanlığın heyet-i umumiyesinin refahı açık ve tazyikın yerine geçmelidir. Dünya vatandaşları, haset, açgözlülük ve kinden uzaklaşacak şekilde terbiye edilmelidir." "Türkiye'de Bolşevikliğin yayılmasından korkuyor musunuz?" "Türkiye'de Bolşeviklik olmayacaktır. Çünkü Türk hüküme tinin ilk gayesi, halka hürriyet ve saadet vermek, askerlerimize olduğu kadar, sivil halkımıza da iyi bakmaktır." "Niye diktatör diye çağrılmaktan hoşlanmıyorsunuz?" "Ben diktatör değilim. Benim kuvvetim olduğunu söylüyor- lar. Evet bu doğrudur. Benim arzu edip de yapamayacağım hiçbir şey yoktur. Çünkü ben zoraki ve insafsızca hareket etmek bil- mem. Bence diktatör, diğerlerini iradesine rämedendir. Ben kalp- leri kırarak değil, kalpleri kazanarak hükmetmek isterim." "Mesut musunuz?" "Evet, çünkü muvaffak oldum."
TBMM Kürsüsünden Atsız'a Hücum: 1962 Mart'ında CHP milletvekili Osman Sabri Adal'ın TBMM kürsüsünden Atsız'a hücum etmesi bazı gazetelerde yer aldığı gibi Millî Yol'da da genişçe yer alır. Konu Tedbirler Kanunu'dur. Başbakan İsmet İnönü ile meclisteki partilerin genel başkanları Adalet ve Anayasa Komisyonu'na bir
Reklam
Ne sahiplerinin sevgisi ne de kurt korkusu onlara engel olamıyordu. Göründüğü kadarıyla, bağımsızlıklarına düşkün keçiler, her ne pahasına olursa olsun özgürlük ve açık havayı tercih ediyorlardı.
Açık mektupların Anadolu ve bürokrasideki bomba tesiri
1944'ün Mart ve Nisan aylarında, Orhun dergisinin 15. ve 16. sayılarında çıkan açık mektuplar bir bomba tesiri yapar. Dergiler kapışılır ve dağıtıma çıktığı ilk gün tükenir. 5.000 adet basılan 16. sayı tükenince bir 5.000 daha basılır. Yazılar, bazı liselerin sınıflarında, öğrenciler arasında yüksek sesle okunur; Anadolu kasabalarında ve şehirlerinde okuma yazma bilmeyen insanlar ise ortaokul talebelerine bu yazıları okuturlar. Ülkenin her yanından Atsız'a tebrik telgraf ve mektupları gelir. Bütün ülkede millî bir heyecan dalgası oluşur ve her tarafı sarar. Prof. Dr. Fatih Kirişçioğlu'nun bana anlattığına göre, Sivas'ın Divriği kazasında, cami avlusunda oturan insanlar bir dergi karıştırıp sohbet ederlerken yoldan geçen küçük bir çocuğu, "Emin'in oğlu Osman, hele gel, şu yazıyı bize bir oku." diye çağırırlar. Osman yazıyı okudukça dinleyenler "Adama bak, nasıl da bakana kafa tutmuş, helal olsun!" diye duygularını dile getirirler. Emin'in oğlu Osman, Fatih Kirişçioğlu'nun babası Osman Kirişçioğlu'dur.
1943 yılında Atsız yeniden dergi çıkarmaya teşebbüs eder. Atsız Mecmua'nın devamı olacak olan dergi Türk Sazı adını taşıyacaktır. İmtiyaz, Nejdet Sançar'ın eşi Reşide Sançar adına alınmıştır. Bayilerle anlaşmaları yapılan, Tasvir ve Cumhuriyet gazetelerinde ilanları çıkan dergi 15 Mayıs'ta dağıtıma verilmek üzere 14 Mayıs'ta
“İki sayfa yazı yerine, iki saat yaşamak daha iyi demeyin, yazı daha yoksul, ama daha açık. Yer altında güzelce uykudalar, niçin uykularını bölelim? Gri ve kederliler ve insanlara da bunu yansıtıyorlar. Ömrün iki saatinin, iki sayfadan daha uzun olabileceğini söylemeyin, yazmak daha sessiz fakat daha anlaşılır.”
Reklam
Sonu gelmeyen uykusuzluk, baş ağrıları, ateşlenmeler ve gergin­likler beni öylesine zayıf düşürmüş olmalı ki, vereme benzer bir şeye açık duruma geldim.
Daha da açık olmak gerekirse, en sevdiğimin sen olduğunu söylediğimde bu büyük ihtimalle sevgi değildi. Sen kendime doğru çevirdiğim bıçaksın, işte sevgi budur.
Dosta hep açık bir kapım Ocağımı tüttüren bir yar olmalı...
Hayat akışının nasıl tamamen değişebileceğini açık olarak gözlerinin önüne sermek için, bir hafta boyunca faydalı enerjilerin seni ve bedenini etkilemesine izin vermelisin. • Keyfine bak. • Sadece yapıcı edebiyatla ilgilen. • Sadece cesaret veren filmler seyret. • Sadece sana heyecan veren müzikleri dinle. • Sadece hoşlandığın insanlarla görüş. • Sevgi yüklü mektuplar yaz. • Düşüncelerini yazıya dökerek, bir günlük tut. Sana ulaşmasına izin verdiğin tüm etkenler, rezonans sistemini etkiler, yani içinde farklı duygu ve hisleri uyandırır. Kulağa hoş gelen müzik dinler, ya­pıcı kitaplar okursan; çok daha barışçıl, sakin, keyifli bir ruh haline kavuşacaksın.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.