Cioran- Ecartelement kitabından ilk kez Türkçe’ye çevrilen alıntılar.
Ümit Gurbanov, Emil Michel Cioran‘ın henüz ülkemizde çevirisi olmayan Ecartelement (Drawn and Quartered) adlı kitabından bazı alıntılar çevirip bloğunda paylaşmış. Okumak isteyenler için buraya bırakıyorum. * Okur için bir şeyleri kolaylaştırmaya asla uğraşmayın. Girdiğiniz bu zahmet için size asla minnettar olmayacaktır. Okurun sevdiği şey,
Günümüzün en büyük dolandırıcılığı, devletin, herkesin, başkasının hakkını gasbederek zenginleşmesini teşvik eden bir soygun düzeni yaratması ve onu, organize etme bahanesiyle genelleştirerek sistem hâline getirmesidir.
Reklam
Bu memlekette iyi katil olunur; devlet adına şerefle kurşun sıkılır, ne kadar gaddarlık yaparsanız, ülke sizinle o kadar gurur duyar. Bu memlekette iyi soygun da yapılır: Devleti, belediyeyi soyar ve büyük adam olarak elinizi kolunuzu sallaya sallaya dolaşırsınız. Bu haltları işlerseniz, basın da size saygı duyar. Önünüzde ceket iliklenir.
Sayfa 380 - Doğan KitapKitabı okudu
400 syf.
10/10 puan verdi
"Para, ün ve iktidar hırsının gözleri bürüdüğü, üç kuruş gasp ederiz diye gencecik bir flütçünün acımasız ellerle boğulduğu, ortaçağ karanlığının her gün biraz daha koyulaştığı, köylerin, kasabaların, kentlerin etnik boğuşmalarla kan gölüne döndürüldüğü, gerçeğin mafya liderlerinden sorulduğu, hapishanelerde yazarların, bilim adamlarının
Lanetlenmiş Ağustosböcekleri
Lanetlenmiş AğustosböcekleriAhmet Cemal · Can Yayınları · 201763 okunma
Her sabah hep bu alışageldiğimiz şeyleri yapmak niçin? Bu yemelerin, içmelerin, bu soyunup giyinmelerin hiç sonu gelmeyecek mi? İsyanım gitgide artıyor, hıncımı bütün insanlığın yüzüne haykırmak arzusuyla dolup taşıyorum. Birdenbire bir yığın insan sarıyor çevremi. Hepsinin yüzlerinde derin bir hıncın izleri var. Bunlar; çoğu zaman adları ihtiyaç, şeref, ihtiras, vazife ve alışkanlık olan kişiler. Her yerde, her zaman karşımıza çıkan soygun çetesinin elebaşları. Ellerinde muştalar, bıçaklar, tabancalarla bizi toplum içinde, toplumun istediği gibi yaşamaya zorlayan satılmışlar. Çaresiz teslim oluyor, giyinmeye başlıyorum. Gücüm, karşı koymamı sürekli kılamıyor. Sonra hep birlikte çıkıyoruz evden. Sokakta da yanımdan, yakınımdan ayrılmıyorlar. Oysa, ben onları istemiyorum. Ben başımı alıp gitmek istiyorum bu büyük şehirden. Kendimi anne yalnızlığının kollarına atmak istiyorum. Kötülük nedir bilmeyen ağaçlar, yalan söylemeyen otlar çağırıyor beni. Çiçekler gel diyor. Deniz gel diyor. Fakat arkamda yine onlar, kötü kişiler, o satılmışlar bırakmıyor beni. Bir an ellerinden kurtulup koşmaya başlıyorum. Kesilmeye götürülürken bakıcılarının, o saygıdeğer katillerinin elinden kurtulup kaçan bir boğa gibiyim. Kurtulmamı isteyen bir tek kişi yok geçtiğim yollarda. Herkes bana düşman şimdi. Duvarlar karşıma çıkıyor, otomobiller yolumu kesiyor. Her tarafta tuzaklar, kementler, ipler, hendekler ve taşlar...
Diyebilmeyi çok isterdim...
bakın artık terör bitti ne tüfek kaldı ne tabanca bir uzunluk halinde her şey her şey uyumla buluşuyor bir bakınca soygun bitti kıyım bitti.
Reklam
487 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.