"Oluruna bakmak'' diye bir şey yoktur. Bizi idare-i maslahatla cehennemlik yapacak yerlere raptettiler. Cennet ümidi içinde Cehennem hazırlıkları yapıyoruz..
Kalbin temizdir inanıyorum. Zira öyle kadınlar var ki açık giyimli ama çok iyi niyetli, yüreği sevgi, merhamet dolu, yardımsever, anlayışlı, elindekini paylaşan, muhtaçlara üzülen, kimsenin işine burnunu sokmayan, laf taşımayan, insanların arasını açmayan, namusuna sahip çıkan, evine bağlı, erkeğine sadık, çocuklarına iyi bir anne nice kadınlar
Aramızda az sayıda cennetlik ve çok sayıda cehennemlik çıkmıştır ama hiçbir çağda biz Müslümanlar dinimizin gereğini yerine getiremedik. İslâm'ın gereğini yerine getirmek bir başarı idiyse buna gücümüz yetmedi.
"Dış görünüme göre karar vermeyenler, olsa olsa sığ insanlardır. Dünyanın gerçek gizemi, görünmeyende değil, görünür olandadır." demiş Oscar Wilde.
Peki gerçekten öyle midir? Giyinme ritüeli insan yaşamına ne derecede anlam katar? Sosyal yapılar dünden bugüne nasıl evrildi de çıplak insan dünyası bu tür düşünceleri üretecek hale geldi?
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor...
İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
Yıllarca hep Allah’tan korkuyoruz bahanesiyle cehennem ile korkuttular. Halbuki cehennemden korkmak Allah’tan korkmak değildi. Çünkü en nihayetinde yine cehennemden korkmak; “yaratılan” bir şey den korkmaktı! Cennette yaratıktı, insan da… Ancak yaratılmışların en şereflisi (Eşref-i Mahlukat) “insan”dır buyruluyor. O zaman biz yaratılmış hiçbir
Ya taze bahar yaprakları, aziz mezarları, mavi gök, sevdiğin kadın? Nasıl yaşayacak, neyle seveceksin onları? Ruhun, kafan böyle cehennemlik olmuşken mümkün mü?