Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
750 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
55 günde okudu
Kur’an yolu
Bundan bir yıl kadar önce Kur’anı Kerimin Türkçe mealini okumaya başlamıştım.En son 6 Şubat günü okuyup uyumuştum. Malesef yaşadığımız deprem sebebiyle bütün kitaplarımı ve Kur’anlarımı kaybettim. Her şey gibi onlar da yarım kalmıştı. Bir yıldır kitap okuyamıyordum ki sonunda bu kitabı sipariş verdim. Tevafuk odur ki 6 Şubat günü elime ulaştı ve okumaya başladım. Şükürler olsun ilk cildini okuyup tamamladım. Darısı diğer ciltlere.Okumayı özlemişim. Tekrar okumaya dönmek böyle bir kitapla nasip olduğu için çok mutluyum. Kitaba gelince böyle bir kitabı yorumlamak zaten beni aşar. Elbette çok güzel. Allah kelamı zaten nasıl olabilir ki. Müthiş. Okuyalım okumak çok güzel…
Kuran Yolu Meali Büyük Boy
Kuran Yolu Meali Büyük BoyHayreddin Karaman · Diyanet İşleri Başkanlığı · 032 okunma
Bir gün Darrâr Bin Hamza, «anlatın!» ricası üzerine, Hazret-i Ali'yi şöyle vasıflandırıyor: Hikmetle söyler, adaletle hükmeder. İlim onun yüreğinden fışkırır, hikmet onun lisanından akar. Dünyadan ve bütün dünya süslerinden tiksinir. Geceleri, işi ve ve arkadaşı ibadettir. Allah korkusundan çok ağlar. Hadiseleri derinliğine düşünür. Kısa elbise giyer, hor yemekleri sever. Aramızdayken bizden farksız görünür, bir şey sorsak hemen cevap verir. Bir toplantıya dâvet etsek derhâl gelir. Aramızdaki ülfet ve samimiyet bu derecedeyken, heybetinden huzurunda konuşamayız. Dine bağlı olanlara saygı, fakirlere ilgi göstermekte kusur etmez. Kuvvetli olan ondan korkar ve kötü işinde devam edemez. Zaif olan da adalet kapısından yoksun dönmez.
Reklam
Şehrin en karanlık yerinde duruyorum; Haydi vur beni! Hiç ümidim kalmadı tutunacak bir dalım, Başımı yere eğme benim, Mazlum yerine koyma… Allı pullu düşlerim vardı oysa. Bir hayat böyle tersine dönmez, Bir yiğit böyle harcanmaz! Dağlara taşlara bağırasım geliyor, İçim yanıyor içim, bildiğin gibi değil… Ben bu hayata asiydim, böyle değildim, Bir yıldız kaydı ömrümden ben de yenildim… İşte her şeye sırtımı dönüp koşuyorum, Sarı güller kahrolsun, ıslak gözler, beyaz mendil kahrolsun! Kahrolsun bu kaldırım, bu nezaket, mutluluk dilekleri… Canım yanıyor canım, bildiğin gibi değil… "Ali Kınık"
3/Ali İmran Suresi
9. "Rabb'imiz! Sen, geleceği kesin olan günde, insanları toplayacaksın. Mutlak gerçek şudur ki Allah sözünden dönmez.
Cehennemvâri nazarlarla bakma bana Ben, kıssanın başrolü İbrahim Bu yangın gül bahçesine dönmez, bilirim Gözlerin Kızıl Deniz, ben Musa değilim Çek nazarlarını, ürkek ürkek bakma bana Bazen içimde bin mahkeme kurulur Kanun ve yasa birer paçavradır Hüküm eni sonu vicdâna sorulur Bin farklı günahtan yargılanırım Hakim, suçumu saymaktan yorulur Bazen divâne bir seyyâh olurum Zaman ve mekan birer palavradır Bin mekanda birden peydâh olurum Derken yolum gözlerine düşer Yolum gözlerine düşer, ve iflâh olurum Bazen dalıp dalıp gittiğim olur Bazen hayal hayal yittiğim olur Bazen efkâr efkâr tüttüğüm olur Bazen mahşer mahşer kaynar da içim Bazen ıssız vahâlarda deve güttüğüm olur -ali
Hz. Ali'nin Yahudilerden bir komşusu vardı. Hz. Ali ne zaman namaza veya herhangi bir nedenle dışarıya çıksa, o vakit Yahudi komşusu da edep ve hürmet icerisinde Hz. Ali'yi takip ediyordu. Hz. Ali'de yaşanılanlar karşısında Yahudi komşusunun kendisine hürmet ettiğini zannediyordu. Nihayet bu ayet nazil oluyor. (Andolsun,
Reklam
Gökler yıkılıp çökse, yolundan yine dönmez; Rûhundaki îmanla yanan meş'ale sönmez... Kalbinde yanardağ gibi îman, ne mukaddes! Vicdânına her an, şunu haykırmada bir ses: Ey yolcu! Şafaklar sökecek, durma ilerle! Zulmetlere kan ağlatacak meş'alelerle... Yıldızlara bas, çık yüce âlemlere yüksel!.. İnsanlığı kurtarmaya Cennet'ten inen el... (Ali Ulvi Kurucu, Mücâhid, 1951)
Sayfa 161Kitabı okudu
İkrarnâme
Münir Baba Tekkesi'nden dönerken Vadi-i sevdaya düştüm, pür-gamım şahım Ali, Kimsesiz kaldım karanlık günde gümrahım Ali, Doğmuyor mihr-i ümidim, çıkmıyor mâhım Ali, Gelmiyor mu güşuna bu ah u eyvahım Ali? Merhamet et halime her şeye agâhım Ali, Var mı senden başka söyle ilticagâhım Ali? Rû-siyahım, pür-günahım, yok yüzüm Peygamber’e İstemem
Aslında gezegenler bir yıldızı merkez alarak onun çevresinde dönmez. Yıldızın ve gezegenin kütlelerinin ortak bir noktasını merkez alır. Yıldız ne kadar büyükse, bu merkez yıldıza o kadar yakındır. Yine de yıldız bu merkeze göre biraz hareket ederek döner; yani bir topaç gibi sabit olarak bir noktada kendi çevresinde dönmez. Bu yalpalamadan, gezegenin kütlesini çıkartabilmekteyiz. Gezegenin kütlesi ne kadar büyükse, yıldızın yerinden oynaması da o kadar fazla olur. Ne kadar fazla oynarsa ışık spektrumundaki sapma (maviye ya da kırmızıya kayma) o kadar güçlü olur (Wobble). Tüm bunlar Christian Doppler'in bulduğu kuraldan anlaşılır.
Sayfa 327Kitabı okudu
"Kâfirlerin öyle, (caka ile) şehirlerde gezip dolaşmaları seni aldatmasın. " "Bu, az bir geçimdir; sonra gidecekleri yer cehennemdir. Ne kötü bir yataktır orası! (Âli İmran, 3/196-197). Kur'an'ın başka yerlerinde, aynı konu hakkında şöyle buyurulmaktadır: "Allah'ı, zalimlerin yaptığından gâfil sanma; o, sadece onları gözlerin dehşetinden donup kalacağı bir güne erteliyor. " "O gün başlarını dikerek koşarlar, bakışları kendilerine dönmez. Yüreklerinin içi bomboş havadır." (İbrahim, 14/4243). "Bırak onları, kendilerine vaat edilen günlerine kavuşuncaya kadar dalsın, oynasınlar. " "O gün kabirlerinden hızlı hızlı çıkarlar. Onlar dikilen putlara veya hedeflere doğru koşar gibi koşarlar. " "Gözleri düşük, yüzleri alçaklık bürümüş bir durumda. İşte onlara vaat edilen gün, bugündür." (Mearic, 70/43- 44).
Sayfa 213Kitabı okudu
654 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.