776 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Günümüz dünyasından binlerce sene sonrasında geçen bu hikayede işlenen temanın aslında günümüz dünyasından çok da uzak olmadığını görüyoruz. İnsanların iktidar mücadelesi ve buna bağlı geliştirdikleri strateji ve inançlar bu temayı oluşturuyor. Kitaba adını veren çöl gezegeni Dune sahip olduğu menanj baharıyla birlikte aklımıza Arabistan
Dune - Çöl Gezegeni
Dune - Çöl GezegeniFrank Herbert · Sarmal Yayınevi · 200211,8bin okunma
Bizim şimdiye kadar sahip olduğumuz tarihi görüşümüz yanlıştır. Çünkü bizim için millet- devlet esasını kabul etmek milli menfaatlarimiz için daha uygun olduğu halde, biz, millet tarihi şöyle dursun, devlet ve vatan tarihini bile bir yana bırakarak, yalnız sülâle ve rejim tarihini esas olarak kabul ettik. Her sülâleyi bi devlet sayarak, şimdiye
Sayfa 11 - Türk Tarihine Bakışımız Nasıl Olmalıdır?Kitabı okudu
Reklam
712 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Geleceğin Dünyasından Geçmişin İzleri
1960’lı yıllarda yazılmış, epik ve modern bir destansılığa sahip olan “Dune” evrenine giriş niteliği taşıyan bu yapıtın henüz ilk sayfalarında şu diyaloglar geçmektedir: "Neden insanları bulmak için sınav yapıyorsunuz?" diye sordu. "Sizi özgürleştirmek için." "Özgürleştirmek mi?" "Bir zamanlar, insanlar
Dune
DuneFrank Herbert · İthaki Yayınları · 202111,8bin okunma
Beylikler Dönemi (11-14. Yüzyıl)
Ötekileştirilmiş düşmanlarla yapılan savaşları anlatmak kolaydır. Asıl zor olan diliyle, diniyle, kültürüyle aynı olanla yapılan savaşın açıklanmasıdır. Genelde bu duruma şöyle bir çözüm bulunmuştur. Öncelikle bu devletler beylik olarak anılmış ve sanki küçük bir boşluktan yararlanılarak kurulmuş geçici, yerel hanedanlar gibi sunulmuştur. İki Türk devletinin mücadelesinde taraf tutmak her şeye rağmen zordur; bu durumda da Türk devletinin bütünlüğüne zarar veren "yaramaz kardeşler" olarak anılmışlardır. Bu devletlerin kendilerine ait yazılı kaynakları azdır. Mimarî anıtları, az da olsa vakfiyeleri, kitabeleri, sayısız sikkeleriyle tarihleri hakkında azımsanmayacak bir bilgiye ulaşılır. Bu devletler hiç de kendilerini küçük, yerel ve iktidara musallat olan yaramaz kardeş, hain gibi görmemiştir. Sikke basmış, hutbe okutmuş, hükümdar unvanları kullanmış, anıtsal yapılar inşa ettirmiştir. Birbirleriyle ve komşu güçlerle ilişkiler içerisine girmiş, antlaşmalar imzalamış, ittifaklar kurmuş, zaferler kazanmış yani devlet olmanın bütün şartlarını yerine getirmiştir.
Sayfa 24 - Hayri Fehmi YılmazKitabı okudu
Özellikle Osmanlı - Safevî ilişkileri okunurken görülüyor ki Türk tarihçiliği asırlar boyunca Türklerin hakimiyetinde olduğu hâlde hanedan farklarına değinmeden İran devletini tek devlet sayıyor ve başta Safevîler de olsa Avşarlar da olsa İran'a İran diyor fakat Türk devletini tek saymayıp her hanedanı ayrı devlet olarak ele alıyor. Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklusu ve Osmanlı farklı devletler değildir. Devlet aynı devlettir yalnızca hanedanlar değişmiştir ve Türkiye o devletin ta kendisidir.
Zoma Kilisesi, gerçekte insanlığın 2000 yıldır varlığını kesintisizce sürdürebilmek başarısını gösterdiği ender kurumlardan biridir. Dile kolay tam 2000 yaşındadır ve hâlâ etkili ve aktif bir kurumdur. Tarihte nice hanedanlar gelip geçmiş, nice devletler kurulup yıkılmışlar, nice barış anlaşmaları en çok 40 - 50 yıl dayanabilmiş ama Roma Kilisesi bütün bu alt üst oluşlardan kendini koruyup ayakta kalmayı başarmıştır.
Sayfa 44 - destek yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Günümüzde dünya coğrafyasında yer alan tüm halkların ön atalarının kullandıkları isimle onların torunlarının kullandıkları isimler çoğu kez birbiriyle örtüşmez. Üstelik de atalarla torunların çoğu kez aynı coğrafyada hayatlarını sürdürmelerine rağmen, aynı ismi taşımamaları, tam anlamıyla bir anakronik olmakla birlikte, inkâr edilemeyecek bir vakıadır. Bu konuda verilebilecek örnek bir hayli fazladır ve esasen bu kuralın dışında kalan halklar neredeyse parmakla sayılabilecek kadar azdır. Şaşırtıcı olmakla birlikte, bu konudaki istisnai örneklerden birisi Araplardır. Çünkü Araplar, tarihleri boyunca değişik devletler ve hanedanlar kurmuş olsalar da, kendilerini başka halklara karşı daima “Arap” olarak takdim etmişlerdir.
Sayfa 9 - Selenge YayınlarıKitabı okudu
230 syf.
·
Puan vermedi
·
23 günde okudu
İhraç malı olarak sadece "Dualar ve Emirler"i olan bir devletin, dünyanın en kalabalık topluluğunu yönetip dünyanın en zengin devletlerinden biri olabilmesi "Vatikan Mucizesi"nden başka hangi kelimelerle tanımlanabilir ki? 2000 yıldır ayakta kalan Hıristiyanlık ve onun en güçlü temsilcisi Vatikan'ın gücünün kaynağı nedir? Tarihte nice hanedanlar gelip geçmiş, nice devletler kurulup yıkılmışlar, nice barış antlaşmaları en çok 40-50 yıl dayanabilmişken, Papalık bütün bu altüst oluşlardan kendini koruyup ayakta kalmayı başarmıştır. Üstel.K bunu, tüm bu olayları kenarda durup seyrederek değil, tam tersine bütün çalkantıların ve sorunların tam ortasında yer alarak başarmış ve kaybedenler daima başkaları olmuştur. Vatikan ve Tapmak Şövalyeleri'nde Aytunç Altındal dünyanın siyasal, eko-nomik ve askeri güçler dengesinde önemli bir yere sahip olan Vatikan'ı, yüzyıllar boyunca Papalara hizmet eden ve Malta Şövalyeleri aracılığıyla bugün de varlığını sürdüren "Tapınak Şövalyeleri"ni anlatıyor. 1453'te tarih sayfalarından silinen Bizans'ın günümüzdeki devletsiz imparatoru Paleolog Hanedanı, bağlı oldukları Şövalye tarikatları ve Tapınak Şövalyeleri'nin inisiyatifinde yürüttükleri gizli faaliyetleri Türkiye'de ilk kez bu kitapla açıklanıyor.
Vatikan ve Tapınak Şövalyeleri
Vatikan ve Tapınak ŞövalyeleriAytunç Altındal · Alfa Yayıncılık · 2014500 okunma
740 syf.
10/10 puan verdi
·
124 günde okudu
Cevap ; Coğrafya
“ Tarihi yapanlar imparatorlar veya entelektüeller değil, işlerin daha kolay , daha karlı ve daha güvenilir yollarını arayan milyonlarca tembel, açgözlü ve korkmuş insandır.” Avcı toplayıcılıktan - çiftçiliğe , köy yaşamından- devlet oluşumuna, Batı ve Doğu’nun binlerce yıllık gelişim düzeyini ( şu ana kadar elde edilen veriler ışığında ve bence
Dünyaya Neden Batı Hükmediyor
Dünyaya Neden Batı HükmediyorIan Morris · Alfa Yayıncılık · 201273 okunma
Hanedanlar Savaşı
16. yüzyılda Avrupa'da çoğalan dini bölünmeler sadece mevcut hanedan çatışma­larının tırmanmasına yaradı. Bunun sonucu, büyük Osmanlı ve Ming imparator­luklarındaki nispeten istikrar ve barışla keskin bir karşıtlık içinde, bitmek bilmeyen savaşlar ile aşırı ölçüde dini hoşgörüsüzlüğün ve cezalandırmanın bulunduğu 16. yüzyılda Avrupa'yı Avrasya'nın
36 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.