Osmanlı toplumsal-ekonomik formasyonunun, kapitalist dünya ekonomisinin periferisinde yer alan, bağımlı bir varlığa dönüşüm süreci, görünüşe göre şu evrelerden geçerek gerçekleşmiştir: Ticari güzergahların değiştirilmesi (örneğin ipek yolu) ve bunun doğal sonucu olarak İmparatorluğun transit gelirlerinin azalması; Osmanlı ülkelerinde arkaik yerel imalah zarara uğratacak şekilde Avrupa ticaretinin yükselişi; Yeni Dünya'dan gelen değerli madenlerin enflasyonu gitgide arttırması ve Osmanlı hammaddelerinin fiyatlarındaki düşüş; Avrupa orduları karşısında teknik açıdan geri kalma ve kapıkulu askerleriyle sipahilerin yoldan çıkması, sonuç olarak da Osmanlı İmparatorluğu'nun genişlemesinin durması; tımarın ortadan kalkması ve onun yerine iltizamın gelişi, başlıca kazanç kaynaklarının mültezimlerin ellerinde toplanması, miri toprak düzeninin zararına çiftliklerin ve malikanelerin gelişmesi; tüccar sınıfından (Avrupalılar ve daha sonraları imparatorluktaki azınlıklar) ve çiftlik sahiplerinden kapitalist dünya ekonomisine uzanan bir zincir aracılığıyla tarımın ticarileşmesi; devlet aygıtının şiddet araçları üzerindeki tekelinin zayıflaması, periferide merkezi yönetimin sorgulanır hale gelmesi ve ayan sınıfının siyasal ve ekonomik açıdan güçlenmesi.