Sıradan bir insan bile derdini başkalarına anlatmaya çalışırken büyük bir sanatçı kesilir. Yerinde bir deyimle kalbinde bir si kışıklık, bir daralma duyacak olsa, kolları ile göğsünü daha da sıkıştırdığını ve bütün kaslarını birbirine karşı gelecek şekilde gerdiğini görürsünüz. Karşısında hiçbir düşman olmadığı hâl de dişlerini sıkar, göğsünü gerer ve yumruğunu göğe doğru kal dırır. Durumu daha da kötüleştiren bu gibi hareketler dıştan belli olmadığı zaman bile, hareketsiz duran bedenin içerisinde buna benzer değişiklikler olduğuna şüphe yoktur; üstelik bu iç hareketler daha da güçlü bir etkide bulunurlar. Gözümüze uyku girmediği geceler, hemen her zaman can sıkıcı olan aynı düşüncelerin kafamızda dönüp durmasına şaşarız bazen. Bu düşünceleri aklımıza takan şey, hiç şüphesiz o sırada takınmış olduğumuz tavırdır. Bütün manevi acılara karşı olduğu gibi, henüz başlangıç hâlinde bulunan hastalıklara karşı da kendi mizi gevşetmemiz, bedensel temrinler yapmamız gerekir; bu çarenin hemen her zaman yeterli olacağına inanıyorum; şu var ki, hiç kimse bunu akıl etmiyor.
Nezaket kurallarının düşüncelerimizin üzerinde büyük bir etkisi vardır; tatlı, iyi niyetli ve neşeli bir tavır takınmak karam sar bir ruh haline, hatta bir mide rahatsızlığına karşı iyi bir ilaç tir. Nezaketle eğilip selam verme, gülümseme gibi hareketler öfke, güvensizlik, hüzün gibi karşıt davranışları imkânsız kıl maları bakımından yararlıdır.