Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
·
Puan vermedi
İbrahim Aksaray'ın Yenikent kasabasında büyürken Makbule ye aşık olur ama ailesi onu belediye başkanının oğlu Mahmut'a verir. Yarım kalan bir aşkın ardından 20 yaşında ayrılır memleketinden yüreği yaralıdır ne kadar uzağa gidersem daha iyi diyerek gemi kaptanı olur ve dünyanın bir çok şehrini gezer. Sıdıka ile evlenir 3 çocugu olur sene de 1 yada 2 kez gelir gider memleketine. Taa ki 30 yıl geçip emekli olduğu güne kadar uzak dursa bile unutmamıştır yaşadıklarını. Yıllar geçmiştir sevdiği Makbule vefat etmiş Mahmut ise belediye başkanı olmuştur. Memleketine döndükten sonra bir akşam arkadaşı ve oğlu ile sohbet ederken gezip,gördüklerinden,yaşadıklarından dünya görüşü degişmiştir ve bunu neler olması gerektiğini anlatırken arkadaşı da oğlu da keşke sen başkan olsan derler ve aday olmuş gibi şaka yapmak için broşür bastırırlar. Bu şakanın ardından Mahmut ve yolsuzlukları yüzünden mağdur ettiği halk bu şakayı fazlasıyla ciddiye alır ve olaylar gelişir. Açıkçası hiç böyle kapsamlı bir kitap olacağını düşünmemiştim. Gerek yazarın karakterin düşüncesi şeklinde yönetim tarzı ,halka hizmet fikirleri,yapılması gerekenleri okurken "keşke gerçekten böyle olsa" demeden geçemedim. Kısa ama etkili,vurucu bir eserdi.
Mecburen Başkan
Mecburen BaşkanHüseyin Kaya · Mythos Kitap · 20244 okunma
Bunları Öldüren hangi Irktandı sor gücün yetiyorsa ???
12 Eylül 1980 ile Ekim 2000 arasında öldürülen öğretmenler Ramazan Oğuz Antalya 20 Eylül 1980 Cengiz Aksakal Artvin 12 Kasım 1980
Reklam
Ko­canın iki saat gecikmesi canını mı sıkıyor? Oğlumu sana Tanrı vakfı diye vermediler ya? Erkektir, canının istediği yerde elbet­te gezer, yürür, eğlenir. Belki bir güzel kadın görmüştür de canı çekip oraya gitmiştir.
84 syf.
·
Puan vermedi
Hüseyin rahminin toplum analizleri o kadar güzel ki.. her kitabında vermek istediği ince mesajlar olmasına da bayılıyorum. Heybeliadada otururken kitaplarını yazmadan önce İstanbul’a gelir sokak sokak gezer ve karakter toplarmış. Gerçekten halkı çok güzel yansıtıyor. Belki okunmak için yaptı bilemiyorum, karakterlerin dilini biraz komikleştirmiş gibi geldi. Yine de kitabın sonunda israille ilgili yorumunu okumak çok iyi geldi. Hüseyin rahminin daha çok okunması gerektiğini düşünüyorum, yeterince abartılmamış Türk yazarlardan
Efsuncu Baba
Efsuncu BabaHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20187,4bin okunma
Ebû Hüseyin b. Cübeyr, Halep'i şöyle tarif etmektedir:
"Haleb'in şan ve şöhreti yüksek ve adı her zaman cihanın dilinde gezer. Birçok hükümdarların sahip olmak arzusu ve hâiz olduğu özel mevki sebebiyle insanlara tesiri âşikârdır. Bunun yüzünden kimbilir kaç kez ölüm saçan ateşler yakıldı ve keskin kılıçlar sıyrıldı. Kalesinin metanet ve resaneti meşhur olup, yüksekliği görülmeğe değerdir. Müstahkem olduğu için kimse fethine cesaret edemediği gibi, istese de gücünün yetmeyeceği meydandadır. Etrafı yontma taştan yapılmış olup itidal üzere kurulmuştur. Ayakta kalmakta günler ve senelerle yarış etti. Devlet büyüklerinden ve halktan nice kimseleri öte âleme yolcu etti. Ümerai Hâmelaniyûn ile şairleri nerede? Hepsi bir bir yok oldular, ama bu kadim şehrin helâk olma zamanı ise henüz gelmedi. İşte Halep böyle farklı bir yerdir. Nice hükümdarlarını maziye gömmüş ve özel mevkii sebebiyle çağın nice vâlilerine meydan okumuştur."
Sayfa 66 - Yeni Şafak Kültür Armağanı, Baskı İmaj, İlk Türkçe Baskı ve Çevirmeni, 1907 Muhammed Şerif Paşa Sultan V. Mehmet Reşatın KatibiKitabı okuyor
272 syf.
·
Puan vermedi
 DAĞA ÇIKAN KURT     Dağa Çıkan Kurt öyküsü, Milli Mücadele yıllarının panoramasını gözler önüne sermektedir. Hikâyenin başlangıcında yazar, Fransız bir sanatçının şiirinin çıkmasını beklemektedir. Bunun etkisinde kalarak rüyaya dalmaktadır. Rüyasında, işlerin sarpa sardığı bir orman görür. Ormandaki hayvanlar arasında mücadeleler yaşandığını
Dağa Çıkan Kurt
Dağa Çıkan KurtHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 2021421 okunma
Reklam
yıllardır sevda gibi taşıdım gözlerimde bu renkli düşü açamadım kimselere kimbilir nerelerdedir hangi bahçelerdedir yaralı bir bülbül gibi inler gezer o türkü anamın dilindeydi bir zamanlar şimdi benim düşlerimde: “söğüdün yaprağı narindir narin içerim yanıyor, a dostlar dışarım serin.”
Sayfa 12 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Alışmak ölümün bir başka adıymış bilmezdim." – Hasan Hüseyin Korkmazgil
İncecikten bir kar yağar Tozar Elif Elif diye Deli gönül ab'dal olmuş Gezer Elif Elif diye Elifim uğru nakışlı Yavru balaban bakışlı Yayla çiçeği kokuşlu Kokar Elif Elif diye Elifim kaşların çatar Gamzesi sineme batar Ak elleri kalem tutar Yazar Elif Elif diye Evlerinin önü çardak Elifin elinde bardak Sanki yeşil başlı ördek Yüzer Elif Elif diye Karac’oğlan eğmelerin Gönül sevmez değmelerin İliklemiş düğmelerin Çözer Elif Elif diye
Sayfa 96 - Deniz Yayınları.
217 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.