Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bolu ormanları karanlık bir deniz gibi çalkalanıyor. Ağaç denizi diye boşuna dememişler. Buralarda ister istemez Köroğlu geliyor hatıra. Bütün heybetiyle, namıyla, şanıyla koç Köroğlu...
Reklam
Köroğlu Geliyor
Al yanağım kızıl kana bulandı, Akan kandan coşkun sular bulandı, Düşman ne dediyse, Beyim inandı, Sorarım sizlerden bir gün olur ki.
Sayfa 235 - Yakamoz yayınlarıKitabı okudu
Çok uzaklarda öten bir kuşun sesi geliyordu. Ben ne yaptım da beni böyle karşıladı Zeynep Hatun, Kesikkeli köyü? Ben ne iyilik ettim ki bu insanlara? Bir yaşlı Abdi Ağayı, ardından da Ali Sefa Beyi, şimdi de Çiçekli Mahmut Ağayı... Ben bunları öldürünce ellerine ne geçti ki, köylüler ne kazandı? Şu uyuyan, şu sabi çocuk, şu Müslüm canını dişine takmış geliyor, bir haftadır çekmediği kalmadı, anasından emdiği burnundan geldi. Acaba o İnce Memed dedikleri ben değil miyim, öyle peygamber emsali, öyle ermiş, öyle yiğit, Köroğlu, Gençosman, Hızıraleyhisselam, Hazreti Ali gibi bir İnce Memed daha var da, beni onunla mı karıştırıyorlar? Ben ben buradayım, şu Akdenizin kıyısında, bir karınca, bir kelebek, bir serçe kadar küçücük, yalnızım, kimsesizim.
Sayfa 86 - Toros YayınlarıKitabı okudu
Bolu ormanları, karanlık bir deniz gibi çalkalanıyor. Ağaç denizi diye boşuna dememişler. Buralarda ister istemez Köroğlu geliyor hatıra. Bütün heybetiyle, namıyla, şanıyla koç Köroğlu… Köroğlunun Kıratını oynattığı bu yerlerde, kim bilir kaç yüzyıl sonra, bizler rahat bir otobüste, evimizde imiş gibi, konuşa dertleşe yol alıyoruz.
Sabir Rüstemhanlı, halkına, milletine, vatanına, diline, tarihine, yani bütün mukaddeslerine bağlı bir şair. Yunus Emre diyor ki: Söz ola kese savaşı Söz ola bitire başı Söz ola ağulu aşı Bal ile yağ ede bir söz. Rüstemhanlı da aynı hassasiyetle sözünü güzel kullanıyor: Yurdun azatlığı sözden başlanır Ürekden başlanır, gözden başlanır Sabir
Reklam
Çok uzaklarda öten bir kuşun sesi geliyordu. Ben ne yaptım da beni böyle karşıladı Zeynep Hatun, Kesikkeli köyü? Ben ne iyilik ettim ki bu insanlara? Bir yaşlı Abdi Ağayı, ardından da Ali Sefa Beyi, şimdi de Çiçekli Mahmut Ağayı... Ben bunları öldürünce ellerine ne geçti ki, köylüler ne kazandı? Şu uyuyan, şu sabi çocuk, şu Müslüm canını dişine takmış geliyor, bir haftadır çekmediği kalmadı, anasından emdiği burnundan geldi. Acaba o İnce Memed dedikleri ben değil miyim, öyle peygamber emsali, öyle ermiş, öyle yiğit, Köroğlu, Genç Osman, Hızır Aleyhisselam, Hazreti Ali gibi bir İnce Memed daha var da, beni onunla mı karıştırıyorlar? Ben ben buradayım, şu Akdenizin kıyısında, bir karınca, bir kelebek, bir serçe kadar küçücük, yalnızım, kimsesizim. Ama İnce Memed adı dillere destan. Herkes, herkes onu seviyor. Hem öldürmek için bütün Çukurova atıyla itiyle Akçasazdaki İnce Memedi yakalamaya, Yüzbaşıya yardıma gidiyor, hem de Kesikkeli köyünde görünce... Bu ne iştir şu insanlıktaki, ne acayip iştir Yarabbim... Yakalansaydım, yakaladık, diye sevinecekler, o yakaladıkları beni kasabanın orta yerinde astıklarında da hepsi her yerden yas tutup ağıtlar yakacaklardı. Derin düşüncelere daldı.
Sayfa 98 - YAPI KREDİ YAYINLARIKitabı okudu
TIMARHANE DELİSİ (02:02)
Ben de düştüm feleğin bir gün garip fendine, Polis jiple getirdi tımarhane bendine.. Burası başka âlem, ey kafa gel kendine, Şimdi senin de ismin tımarhane delisi... İstersen ol yüzbaşı, hâkim veya avukat, Ayol sana kim dedi büyüklere bir taş at., Karınla kavga yapıp tatlı aşa zehir kat, Elbet şimdi olursun tımarhane delisi. Çilesiz insan
Tımarhane Delisi...
Ben de düştüm feleğin bir gün garip fendine, Polis jiple getirdi tımarhane bendine.. Burası başka âlem, ey kafa gel kendine, Şimdi senin de ismin tımarhane delisi... İstersen ol yüzbaşı, hâkim veya avukat, Ayol sana kim dedi büyüklere bir taş at., Karınla kavga yapıp tatlı aşa zehir kat, Elbet şimdi olursun tımarhane delisi. Çilesiz insan olmaz,
Sayfa 97
Giden geliyor, yalnızlık baki kalıyor, anlayacağın o kırılan bir daha hiç kaynamıyor.
55 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.