Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
683 syf.
8/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Bu basımlardaki dil ne yazık ki okuyucuyu zorlamakta ve konudan soğutmakta. Yazarın sadeleştirilmemiş ve yeniden düzenlenmemiş eserleri için denenebilir ama anlaşılması gerçekten zor ve yorucu malesef.
Ahmet Midhat Efendi Bütün Eserleri - Romanlar 7
Ahmet Midhat Efendi Bütün Eserleri - Romanlar 7Ahmet Mithat Efendi · Türk Dil Kurumu Yayınları · 20003 okunma
Taze (yeni) Osmanlının işbu üç edibi (yazarı) hususta yazdıklarınızım hulasası (özü) budur Sami Bey çok yazmıyor velâkin, her ne yazmış ise fayda malûmâttır; lisanı sade ve yengildir; Sami demek fayda demektir . Kemal Bey, doğma şairdir; her ne yazmış ise dilber (güzel) yazmıştır ki emsali yoktur. Kemal, hüsn (güzel) dil ve letafettir . Ahmet Midhat Efendi, başlı ayaklı kütüphanedir ve Çerkezistan gayretinin hakiki bir emsalidir.
Sayfa 214Kitabı okudu
Reklam
Mason Locasına üye olan filozoflar, yazarlar ve gazeteciler: Rıza Tevfik, Ömer Rıza Doğrul, Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmed Râsim, Mehmed Emin Yurdakul, Hüseyin Cahid Yalçın, Ziya Gökalp, Ahmed Midhat Efendi, Midhat Cemal Kuntay, Reşat Nuri Güntekin, Enver Ziya Karal. Dikkat edilirse, İttihâdcıların bütün fikir babaları masondurlar.
Türk Edebiyatının En İyi 100 Romanı
Dün akşam Nahid Sırrı Örik'in Sultan Hamid Düşerken isimli kitabını okumaya başladım. Bu vesileyle size bir listeden bahsetmek istiyorum. Mutlaka bilenler vardır fakat bilmeyenler için de faydalı olabilir. 2017 yılında akademisyenler, yazarlar ve edebiyatçılardan oluşan bir ekiple Türk edebiyatının en iyi 100 romanı belirlenmiş. Biliyorum bu
152 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Çok güzeldi, çok keyif aldım, insanı sıkmayan akıcı bir kurgusu var öncelikle. Edebiyatımızdaki ilk kadın öğretmen tipi diyebiliriz Refet için, Çalıkuşu'nun Feride'si gibi o da. Kendi kararlarına göre yaşamak ister, absorbe olmak istemez, annesi ölecekken çok zor durumda olmalarına rağmen istemediği kişilerin yardımını kabul etmez. Karşımızda tek başına dimdik ayakta duran bir Türk kadını görüyoruz. Öğretmenlik diplomasını alana kadar ne mücadeleler verdiğini bir yandan annesini hayatta tutmaya çalıştığını görürüz. Refet her şeyiyle örnektir. Davranışları, çalışkanlığı, vefası, hayata bakışı... Ahmet Midhat gibi zaman zaman araya girip okura seslenir. Arkadaşı Şule ile evlilik bahsi açılır. Refet'in burada güzel olmadığını düşündüğü için sevilmeyeceği ve evlilik denince arkadaşının dalga geçtiğini düşünmesi ne acı! Fatma Aliye'ye helal olsun dönemsel olarak erkek egemen sanat dünyasında örnek bir kadın yazar olmuş.
Refet
RefetFatma Aliye Hanım · İş Bankası Kültür Yayınları · 20184,505 okunma
Ama Ahmet Midhat Efendi modeli bir münevver olan Murat Belge’nin umurunda değil, o yerini seçmiş, iktidardakileri etekliyor.
Reklam
En iyi kahveler Osmanlı evlerinde pişer; alafranga ve alaturka kahveyi mukayese edenler aralarindaki farkı bilirler." Ahmet Midhat Efendi
Nezaket, zarafet, nezahet üzerine…
İletişimde şu üçlemelere hep takılmışımdır… Mesela üç C: Consumer (Tüketici), Costumer (Müşteri) – Client (Özel Müşteri)… Bir başka üç C: Creativity (Yaratıcılık), Consistency (Tutarlılık), Continuity (Süreklilik)… Üç H’yi de unutmamak gerekir: Hazır, Hızır, Huzur… (Hazırlığı doğru dürüst yaparsan Hızır gelir; Hızır gelirse de Huzura kavuşursun)…
Vatan yahut Silistre'nin mimlenme hadisesi
Gedikpaşa Tiyatrosu demek, Nâmık Kemal, Vatan yahut Silistre, Güllü Agop, Ahmet Midhat Efendi, Çerkez Özdenleri demekti. Tiyatronun faaliyetleri, bir gecede yerle bir edilmesi, Nâmık Kemal'in ardından halkın “Yaşa!” diye bağırmasının ne anlama geldiği Üçüncü Tepede Hayat'ta anlatılmaktadır: “Nâmık Kemal'in vatan, millet, hürriyet gibi, o devirde çok yeni olan kavramlar etrafında ördüğü Vatan yahut Silistre oyunu, Gedikpaşa Tiyatrosu'nda 1 Nisan 1873'te sahnelendiğinde büyük hadise olmuş, tezahürat sırasında sadece padişahlar için kullanılan “Yaşa!” sözünün Nâmık Kemal için de (“Kemal Bey, yaşa!”) kullanılması ve tiyatroyu dolduran halkın fenerlerle sokağa taşıp şairin arkasından yürüyerek "Muradımız budur!" “Allah muradımızı versin!” gibi imalı sözler sarf etmesi yüzünden aleyhinde bir komplo düzenlendiği vehmine kapılan Sultan Abdülaziz'i endişelendirmiştir. Çünkü Nâmık Kemal, kendisinden sonra tahta geçecek olan Şehzade Murad'ın hocasıydı ve onunla sürekli temas hâlindeydi.” (s, 151), Tiyatro, bu hadisâtın ardından mimlenmişti, (Bu olaydan sonra Vatan Yahut Silistre'nin kırk yedi defa temsil edilmesi bir tezatlık teşkil etmektedir). 1884'te Ahmet Midhat Efendi'nin Çengi ve Çerkez Özdenleri oyunlarının bu sahnede oynanması ve oyunlarda halkı hanedana karşı kışkırtan ifadelere yer veriliyor iddiası Gedikpaşa Tiyatrosu'nun bir gecede tarumar edilmesine sebep olmuştur (s. 152)
"Midhat Efendi politikayı sevmese bile daima bir gazetenin sahibidir binaenaleyh politikasının içindedir. "
290 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.