Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Üçüncü Selim'e muhteşem bir ce­ naze töreni yapıldı. Laleli Camii'nde babası Üçüncü Mustafa 'nın yanına gömüldü. Bu hususta Lamartin şunları yazıyor: "Sultan Üçüncü Selim'e, altmış milyon Osmanlı'nın hüküm­ darına layık bir cenaze töreni yapıldı. Bir hükümdarın iyiliğinde Tanrı'nın en saf coşkusunu görenler gizlice Selkm'i seviyorlardı. Hiçbir padişahın arkasından bu kadar çok ağlanmamıştı. Üçüncü Selim, Fransız İhtilali'nin giyotin önüne çıkardığı son kralı ile olağan ilişkilerin ötesinde bağlantı kurmuştu. Cesaretli hareketleri ile Deli Petro'yu andırmakla birlikte onun gibi zalim bir inatla davranarak ellerini kana bulamamıştı. Yenilik hareketlerini başaracak kimseler ya din adamı, ya da asker olmalıdırlar. Sultan Selim ise hiçbiri değildi. Tutuculuğa kaçmadan dindar, atılgan olmadan cesur bir kişi olarak öğüt ve­rir, fa kat bir türlü eyleme geçmezdi. Ülkenin bilginleri ile sohbet yapmaktan hoşlanır ve düşündüğünü uygulamaları için adamla­ rına fazla güvenirdi. Tanrı onu, yönetimi eline geçirmiş bir asker örgütü ile ölüm kalım savaşına girecek biçimde yaratmıştı. Yeni­çerilerin baskısını hissediyor, o örgütü ortadan kaldırmayı çok is­tiyordu. Yumuşak huylu olması küstahlara cesaret verdi. İmpara­ torluğu beraberinde sürükleyerek yuvarlandı, gitti."
İslâmdan önce Türkler Teokratik bir toplum nizamı içinde değildi. Teokrasi (Theocratia) yani dini esasların ve hiyerarşinin, siyasi ve içtimai hayata her sahada egemen oluşu nizamı, Türklere yabancıydı. Eski Türk dini olan Şamanizm ve onu yöneten Şamanlar, toplum hayatında ön planda gelmiyordu. İslâmdan önceki Türk boylarında dini taassup
Sayfa 165 - Remzi kitabeviKitabı okudu
Reklam
Bizden öncekiler Osmanlı veya Müslümandılar. Türklüğü kimse üstüne kondurmaz. Frenklerin ve onlara uyan Osmanlı alafrangalarının edebiyatı hepimizin ruhunda onulmaz bir aşağılık duygusu yaratmıştır. Yavaş yavaş kendimizi bulmak istiyorduk. Edebiyat-ı Cedide romancılardan birinin hikâyesinde "Türk" kelimesini görünce adeta sevinirdik. Bir Osmanlı efendisinin yazısında ırkımızın adı geçmesinden şeref duyardık. Bu aşağılık duygusu Mustafa Kemal'in tarih ve diz üzerine çalıştığı günlere kadar sürdü. Hatta Mustafa Kemal'in tarih ve diz üzerindeki çalışmaları bu gururlu adamın, nasıl Şark'ta hanedan kuranlar, bilginleri toplayıp kendilerine bir asillik kütü icat ettilerse, kendi ırkına bir üstünlük yaratmak için zorlamalar gibi gösterilmek istenmiştir.
Sayfa 41 - Pozitif Yayınevi, Nisan 2023Kitabı okudu
_Sümerler, Türk'tür. _Tarih 5500 yıl önce Sümer’de başlar. _Sümerce kesinlikle Türkçedir. Prof. Atakişi Kasım _MÖ 2400 yıllarına ait çivi yazılı belgelerde Türk adları bulundu. _Sümerce, Türk, Fin ve Macar dillerine akrabadır. Asurolog Jule Oppert _Atatürk demiş ki: Bırakın şu Asurları! Asurlar Arap cinsinden. Bu Sümeroloji olacak demiş.
_Cumhuriyet, erdemli insanların yönetimidir. _Bir kişiye yapılan haksızlık, tüm topluma yöneltilmiş bir tehdittir. _Hür bir milletin kurtarıcısı olabilir. Köle bir milletin ise başka bir efendisi çıkar ortaya. _Sadece mutlu olmayı istesek kolay olacaktı ama biz başkalarından daha mutlu olmak istiyoruz. Bu da oldukça zor, çünkü onları daima
Osmanlılar, Selçuk Uleması ile yola çıktılar, Bütün o zamana dek gelmiş geçmiş Medeniyet kurallarım, Bizans'ın çevre şartlan ortasında işlediler. Toprak mülkiyetini henüjz pek ciddiye almadıklan için, fethettikleri yerleri beğendikleri yoldaşlarına peşkeş çekiveren Türk alplerini, Ìslam bilginleri çekip çevirdiler. Ortaya, Osmanlı damgasını yemiş ezeli GANİMET ve TOPRAK kanunlan çıktı.
Reklam
Cermen Barbarlarının içine eski Roma Hukukunu kutsal din kuralları biçiminde sokan, Hristiyan kilisesi olmuştu. Osmanlı Türkleri içine de, eski Müslüman hukukunu sokanlar: "İlmiye sınıfı" denilen din bilginleri oldu.
Ankara'ya Acele 50-60 Şapka Gönderin
1923 yılında, sivil müşavir olarak Başbakanlıkta çalışmaktaydım. Bir yaz günü İsmet Paşa Başbakanlığa gelmişti. O günlerde hepimiz kuzu derisinden yapılmış kalpak giyiyorduk. Paşa çok terlemişti. Kalpağını çıkardı, terini sildi ve "Çok sıcak tutuyor. Değiştirmek yakındır" dedi. O zaman şöyle düşünmüştüm: "Peki, kalpağı çıkarıp,
Sayfa 81 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Avrupa bilginleri arasında Kırgızların asıl Türk olmayıp sonradan Türkleşmiş olduklarına kabule mütemayil bir fikir vardır. Buna sebep de Kırgızların sarışın, gök gözlü, ak derili olmaları ve en eski Kırgızların önceleri Hazar Denizi yörelerinde, şimdiki Soğdiyananın şimal batısında oturup sonraları doğuya doğru göçmüş bulunmalarıdır. Fakat Avrupa bilginleri burada ancak duygularına kapıldıkları için yanılıyorlar. Çünkü eski Çin kaynaklan Gök Türklerin ve Usunlar'ın da sarışın ‐ gök gözlü olduğunu bildiriyor. Profesör Zeki Valîdi Bey birbirine benzeyen Usun ‐Kırgız ‐ Gök Türkleri bir nesilden sayıp bunlara «Saka grubu» adını veriyor ve oldukça sağlam deliller gösteriyor.
164 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.