Bizi sanık kürsüsüne çıkardıklarında dikkatimi çeken ilk şey Compeyson'ın görünümü olmuştu; o kıvırcık saçlarıyla,o siyah kıyafetleri ve beyaz mendiliyle tam bir beyefendiydi;oysa ben adi bir serseri gibi görünüyordum. Oturum başlayıp kanıtlar sıralandığında kanıtların büyük ölçüde benimaleyhimde olduğunu, Compeyson'ın aleyhinde pek bir
‘Yadırgıyorum sevgisini, delice, yönsüzlükle çevrili, içimizde kanayan ve bizi sarı benizli yapan bir yara gibi, boyuna oyan, kemiren. İşte bu karanlıkta yüzü, zıpkınlanmış bir balığın denize akıttığı kanla boyalı. Sevmedim seni diyorum, sevmedim seni, hiç sevmedim, bunu boyuna söylüyorum. Hasta bir şey diyorum, kurtulmak istiyorum, çünkü ben de hastalanabilirim, çünkü bulaşıcı bir hastalık. Git diyorum, nereye gidersen git, bir coşkuyla bir hastalığı karıştırmamalıyım, git işte, dön geri, hiç yaşamamış olalım, hiç karşılaşmamış. Bir yıkıntıya çevirdi yaşadığım her şeyi, bir şehir kalıntısında geziyoruz sanki.’
Denize dalmadan gevher bulunmazdı. Er manasını bilmeyen cahillerin bari taştan olur, delinmezdi. Oysa er olanın gözüne mağripten maşrık ayan görünür perde olunmaz; aşık olupta can vermeyince canan bulunmazdı. Kendimi yokladım, evet aşık olmuştum…
_Binbir Gece Masalları'nı anlatan, Şehrazat’tır.
_Eski zamanlarda Hint ve Çin diyarlarında hüküm süren Şehriyar ve Şahzaman adlı iki kardeş hükümdar, eşleri tarafından aldatılmışlar. Bu olayların etkisiyle Şehriyar, kendi ülkesinde, her gün bir kızla evlenip ertesi gün onu idam ettirir olmuş; bu yüzden vezirin güzel, bilgili ve akıllı kızı
"Sen sende iken menzil alamazsın Aslanlı yadigarı!" demişti. Denize dalmadan gevher bulunmazdı. Er manasını bilmeyen cahillerin bağrı taştan olur, delinmezdi. Oysa er olanın gözüne mağripten maşrık ayan görünür perde olunmaz; âşık olup da can vermeyince canan bulunmazdı.
_Psişe, insan zihninin, bilincinin ve bilinç dışının tamamıdır. Galaksilerin ardında tanrıyı aramayı hayal edemeyiz. Her şey psişenin ürünüdür. Eski yunanca'daki psyche sözcüğü, "kelebek" anlamına gelir." Latince'deki animus ruh ve anima can, eski yunanca anemos rüzgar sözcüğüyle aynı köktendir.
_Vücudun merkezi de başta
❝
Yüzgeçlik öğrenmeyen kul ko girmesin bu denize
Aşk deryâsı dipsizdürür aceblemen battığını
Sarraflığı öğrenmeyen bu gevheri boncuk sanır
Varır verir yok nesneye bilmez neye sattığını
Her kim onun didârını bunda ayan görmez ise
Yarın ol ser-gerdan geze hiç bilmeye n'ittiğini
Yunus aydır er kuluyum Taptuğ'umuz dost yüzüdür
İşbu söze inanmayan edebilsin ettiğini
❞