Şimdi, biraz pişmanlık ve özlemle, çocukluktaki bütünüyle kısıtlı hayatın insana sonsuz bir evren gibi göründüğünü düşünüyorum; ardından gelen yetişkinlik hayatı ise sürekli eksilen bir alan. Çocuk okula yazdırıldığı andan itibaren yitmiş, boynuna yular bağlanmıştır. Ekmeğin tadı gibi hayatın da tadı bozulur. Ekmeği elde etmek onu yemekten daha önemli olmaya başlar. Her şey hesaplanmıştır. Her şeyin bir bedeli vardır.