Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
832 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Güzel bir yolculuğun sonuna geldim. On gün boyunca kitabın başında olmadığım vakitler ara ara şunu soruyordum; acaba Buddenbrooklar şu an ne yapıyor? Öylesi içinde yaşıyor insan romanın. Bir ailenin 4 neslini anlatan devasa bir roman. Bu kitabı Alman bir arkadaşım kitaplardan konu açtığımız her vakit öneriyordu. O dönemin Alman toplumuna çok güzel
Buddenbrooklar
BuddenbrooklarThomas Mann · Can Yayınları · 20151,472 okunma
İSTANBUL İLE NEDEN EVLENDİM? 29 Mayıs 1999 tarihinde İstanbul'da toyum oldu. Nikahım eşimle kıyıldı toyum İstanbul ile oldu. Bu sırda ibretin bir parçası böyle oldu. O toy neyin toyu idi? 29 Mayıs 1453 tarihinde Türk'ü yeniden kim doğurdu? İstanbul O İstanbul doğudan zulmü bitirmek için sefere çıkan bir yaralı bir çocuğu yine
Reklam
240 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Posta Güvercinleri & Zeynep Perçin Psikiyatri ihtisası öğrencisi Nalan...hazırladığı tezinin sonuna geldiğinde, başka dünyalar arasında gidip gelmiş olmanın yorgunluğunu ruhunda o kadar derin hissediyordu ki, içler acısı bu yolculuğu nasıl tamamladı, ne amaçla başlamıştı gerceğin izini bulma hayali ve bu hayali gerçekleşecek miydi? Nelerin izini sürdü, neler öğrendi, hangi acıların hangi hüzünlerin izini sürdü de bu acı ve hüzün dolu yaşanmışlıkların tanığı oldu. Peki kaldırabilecek miydi ruhu ve bu kadar ağır bir yükü, bu sıkışmış ânında bir de göz kırpan bir aşkın işareti vardı karşısında, onun da yüreğini kıpır kıpır yapan genç doktorla bir gelecek inşa etme gücünü bu yorun yüreği kaldırabilecek miydi? Şizofrenisi, çoklu kişilik bölünmesiyle devam eden hasta bir kadın Cavidan...Kafasının içinde yarattığı bir dünyanın içinde kaybolmuş, bu ütopyada kendi gerçekliğiyle karıştırmış, aslında kendi varolusunun bilincinde de yok olmuş bir kadın, peki o bu hikayenin neresinde? Victoria da, bu esrarengiz üçgenin bir köşesinde üçüncü bir kadın olarak karşımızda, ortak noktaları nedir bu kadınların, Zeynep Perçin edebiyat dünyasına hızlı bir giriş yaptığı ilk romanı.. #postagüvercinleri İkinci dünya savaşının son günlerinden günümüze uzanan hikayede İtalya, Almanya, ve İstanbul üçgeninde yaşanan aşkın ve travmaların izini sürerken metaforik anlatımı, satır aralarına gizlediği ipuçlarını takip ederek, bir gizem ve şaşırtan sonuyla farklı bir hikayeye biz okuru da konuk ediyor. Kanatlanmaya hazır mısınız?
Posta Güvercinleri
Posta GüvercinleriZeynep Perçin · Siyah Beyaz Yayınları · 20242 okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Merhabalar değerli kitapseverler bugün sizlere Zekeriya Çetin kaleminden Uzun Zaman Önce adlı kitabı tanıtmak istiyorum.Selim aslen Erzurumlu ama geniş ailede kan davası çıkınca Erzurum'dan Selim annesi,babası ve kız kardeşleri ile Eskişehir'e göç ediyorlar. Selim bir tarikat üyesinin tek erkek evladıydı. Selim babasının bağlı olduğu tarikatın kurslarında ders görüyordu ama bir yandan da sürekli habire babası tarafından hortumla dayak yiyip fiziksel şiddete maruz kalıyordu.Selim liseyi bitirdikten sonra üniversiteyi kazanıyor ama babası itiraz etse de okumak için İstanbul'a gidiyor. Selim on sekiz yaşında iken kendisinden bir yaş küçük olan Perihan ile evleniyor. Selim hem okuyup bir yandan da çalışıyor. Selim ve Perihan çiftinin evliliklerinin ikinci yılında kızları Duygu dünyaya geliyor. Kendi yağında kavrulmaya çalışan bu ailede Selim daha sonra kendisine babasının desteği ile bir galeri dükkanı açıp ailesi ile bir villaya yerleşiyorlar.Selim ve Perihan çiftinin ikinci kızları Dilek de dünyaya geliyor. Herşey yolunda giderken Selim'in karşısına araba almak için gelen Gizem çıkıyor ve Selim kendini Gizem'e kaptırıyor. Kitabımızın devamında ailesini bırakıp Gizem ile yaşamını sürdürmeye devam eden Selim'in ve Gizem'in inişli çıkışlı hayatlarında neler yaşadıklarını okuyoruz.Kitabımızın son sayfalarında ise Selim'in sevdiklerine yazdığı mektuplar yer alıyor. Severek ve bir o kadar da etkilenerek okuduğum bir kitap oldu. Yazarımızın kalemine sağlık okuyucusu bol olsun.
Uzun Zaman Önce
Uzun Zaman ÖnceZekeriya Çetin · İnkılap Kitabevi · 202394 okunma
Vurgu
Elimden tutarak, Nâzırlığın bir odasına götürdü. Bu odada çok câzib bir şeyle karşılaşdım: Yuvarlak bir masanın etrafında (10) adam oturuyordu. Onların birincisi, Osmânlı padişahının kıyafetinde idi. Türkçe ve ingilizce biliyordu. İkincisi, İstanbuldaki Şeyhulislâmın kıyafetinde idi. Üçüncüsü, Îrân Şâhının kıyafetinde idi. Dördüncüsü, İrân serâyındaki vezîrin kıyafetinde idi. Beşincisi, şî'îlerin tâbi' olduğu Necefdeki en büyük âlimin kıyafetinde idi. Bu son üç kişi, farsça ve ingilizce biliyorlardı. Bu adamların her birisinin yanında, onların söylediklerini yazmak için, birer kâtib bulunuyordu. Bu kâtibler aynı zemânda, bu adamlara, câsûsların İstanbul, Îrân ve Necefdeki, onların aslları olan beş kişi hakkında topladıkları ma'lûmâtı bildiriyorlardı. Sekreter: (Bu beş kişi, oralardaki beş kişiyi temsil ederler. Onların ne düşündüklerini anlamak için, aslları gibi yetişdirdik. Biz İstanbul, Tahran ve Necefdekilerle alâkalı elimize geçen bilgileri, bunlara bildiriyoruz. Bunlar da, kendilerini oradakilerin yerinde kabul eder. Biz onlara soruyoruz, onlar da bize cevablandırıyor. Bizim tesbîtimize göre, buradakilerin cevâbları, oradakilerin cevablarına yüzde yetmiş mutâbıkdır.
Sayfa 44
Osmanlı'daki ilk basılan para;
62 Şimdiye kadar Osmanlılar’da ilk sikke basımının OrhanGâzi za­manında olduğu bilinirdi. Son bir araştırma bu görüşü değiştirmiştir. Şöyle ki: “İktisadî ve sosyal hayatta büyük bir rol oynayan para, eskiden aynı zaman­da bir devletin bağımsızlık alâmetlerinden sayılmakta idi. Osmanlılar ’ın para birimi akçe olup bundan gümüş sikke
Reklam
Bir kitapta yazarın ilk yazdığı değil, okuyanın son söylediği cümle önemlidir muhakkak.
Mayıs her şeydir!
Anladım; mayıs her şeydi, öfkeydi, direnişti, zulümdü, yenilgiydi, o cesur ve yiğit yoldaşlardı, ölümüyle alay eden Yusuf Aslan 'dı, babası üzülmesin diye ayakkabılarını arkadaşlarına hediye ettiğini söyleyen Hüseyin İnan'dı; asılmadan önce son kez dinlenen Rodrigo'nun Gitar Konçertosu eşliğinde içilen son çay ve son sigaraydı; babamın, "Bizim çocukları astılar!" diye, kesik kesik ağlamasıydı; Atilla Keskin'in, "Sen İstanbul kokuyorsun!" diye bana sarılmasıydı mayıs ayı... Beyaz bir tabutun başında hep birlikte söylenen son dizelerdi ...
212 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
"FİRUZE'Yİ SEVER GİBİ" "Zaman akar durmaz, hayat tekrar yaşanmaz, giden zaman geri gelmez, bazı pişmanlıklar affedilmez, kaderin karşısına neler çıkaracağı kestirilemez." Ömrümün son zamanlarını yaşayan, yalnızlığa mahkum kalmış birinin; bu son zamanlarına tanıklık ediyoruz. Hayatını baştan sona gözden geçirir bir film
Firuze’yi Sever Gibi
Firuze’yi Sever GibiAslıhan Acartürk · Elpis Yayınları · 202311 okunma
Kıbrıs'ın kaybı Abdülhamid Hannnnn....
"Ezeli düşmanımız Rus orduları Balkanlar üzerinden sarkarak İstanbul'un burnunun dibine kadar gelmişti. Yeşilköy'de karargah kurdular. İstanbul şehri düştü düşecekti ve kurtulmak için bir çare yoktu. Ruslarla çok ağır şartları olan bir anlaşma imzalandı. En çok ağrıma giden ise koskoca Osmanlı padişahı olarak Rus orduları kumandanı Grandük Nikola ile görüşmeye gitmemdi. O zor dönemde yine bu büyük ülkelerin menfaatlerini çatıştırmayı düşündüm .. Biliyordum ki İngilizler bu anlaşmadan son derece rahatsız. Marmara'da İngiliz gemileri dolaşmaya başlamıştı. Sonunda Ruslara karşı denge oluşsun diye yüz yıllığına Kıbrıs'ın idaresini onlara vereceğimi söyledim. Mülkiyetini değil idaresini. Mülk gene bizimdi ama ah İngiliz! Diyorum ya bir yere parmağını koydu mu bir daha çıkaramazsın diye."
Reklam
Sultan ile veziri ateşin başında iliklerini ısıtıyor, hoşbeş ederekten köylünün pişirdiği yemeklerle de güzelce karınlarını doyuruyor. Nihayetinde köylü bunlara birer tabak ayva tatlısı getiriyor. Sultan ile veziri patlamışlar yemekten zati, o yüzden kibarca geri çeviriyorlar ikramı. Köylü diyor, dünyada olmaz yiyeceksiniz... Sultan diyor
280 syf.
9/10 puan verdi
·
32 saatte okudu
Türk edebiyatının ilk korku romanı olma özelliği taşıyan Gulyabani’de Hüseyin Rahmi Gürpınar, Osmanlı toplumunun son dönemlerinde geçen bu romanında batıl inançları ele alırken güncelliğini hala koruyan bir başyapıt ortaya koymaktadır. Gönül Ticareti adlı öykü derlemesinde ise yine döneminin İstanbul halkının mahalle aralarında yaşadıkları, evlerin içinde olup bitenler büyük bir canlılıkla çizilir.
Gulyabani - Gönül Ticareti
Gulyabani - Gönül TicaretiHüseyin Rahmi Gürpınar · Everest Yayınları · 2014481 okunma
SANAT ADAMI ATSIZ RUHLARA İŞLEYEN ŞİİR. Atsız'ın sanat hayatı şiirle başlar. Biz de onun şiiriyle başlayalım.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.