Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir çocuğun meraklı ve ayrıntıları kaçırmayan gözleri; bir sanatçının doğaya, insanlığa ve özgürlüğe âşık ruhu; bir bilgenin tevazu ile yoğrulmuş derin hayat bilgisi; bir vatanseverin kültürüne, kimliğini araştırıp ondan aldığı güçle duyduğu gururu; bir dâhinin şaşırtıcı ve keskin zekâsı... (İşte Oktay Sinanoğlu)
Türk Ordusu Kıbrıs'ta: 20 Temmuz 1974 sabahı Türk ordusu, havadan ve denizden Kuzey Kıbrıs'a girer. 22 Temmuz akşamı, Türk hükümeti ateşkes kararı verir. 14 Ağustos 1974 sabahı Türk ordusu ikinci harekâtı başlatır. Atila Hattı olarak belirlenen sınırda durulur ve Kıbrıs adasının % 38'i Türklerin eline geçmiş olur. Birinci
Reklam
Benim için, bu bunak Türk şeyhinin, İstanbul'daki İngiliz subayından farkı nedir? Her ikisinin ruhu ile benim ruhum arasındaki uçurum, aynı derecede derin ve karanlıktır. Bu da onun gibi beni kamçı ile dövecek ya da, etimi bir zindanda çürütmekten zevk duyacak.
Sayfa 65
Ho- Şi- Minh
Türk halkı, hayranlık verici bir cesaret ve fedakarlık ruhu ile meşum Sevr Antlaşması'nı yırttı ve bağımsızlığını geri aldı. Emperyalizimin düzenlerini yendi ve sultanların tahtını devirdi. Bitkin, parçalanmış ve çiğnenmiş bir ulusu, birleşmiş ve güçlü bir Cumhuriyet haline getirdi. Devrimini yaptı.
Sayfa 38 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Atsız, yazıları ve eserleriyle Türk toplumuna ve özellikle de gençliğe millî ruhu, şuuru ve ülküyü aşılamayı hedeflemiştir.
Sayfa 12 - Ötüken Neşriyat - 35. BasımKitabı okuyor
Amerikan düşünce tarzı, ruhu ve mücadele azminin bir örneği olarak nitelenebilecek SAT komando kursu, birinci dönemden bugü­ne mezunların önemli bölümünde gözlenen ve yüce Türk ulusunun bir ferdi olmanın gururu, yaratıcılığı, zor şartlara dayanma azim ve kararlılığı gibi niteliklerle de birleşince mezunları bambaşka bir kalı­ba sokmuştur. SAT ismini sadece fiziki yeteneklere bağlayan bazı sığ görüşlerin aksine SAT komandosu olmak demek aslında bir yönüyle yeni bir karakter ancak kesinlikle bir yaşam tarzı seçmek demektir.
Sayfa 291Kitabı okudu
Reklam
Türk köylüsünün ruhu, durgun ve derin bir sudur. Bunun dibinde ne var? Yalçın bir kaya mı, balçık yığını mı, bir yumuşak kum tabakası mı? Keşfetmek mümkün değildir.
Sayfa 20
Oysa doğduğu ülkenin daha önce gitmediği bir Yöresine bile, seninle aynı gezgin ruhu taşıdığı için, o onmaz merakla dalan kişi, çok iyi anlayacaktır, eminim: suyu düzgün akmayan, içinde farelerin cirit attığı bir pansiyonda, ertesi gün görüleceklerin heyecanıyla uyumadan geçirilen geceyi.
Mobbing Bank Diyor ki;
Atatürk'ün İnsan Adlı Koşuğu Gelenler adamdı, buldukları insandı İnsan yalnız Tanrının yarattığı mâhluk İnsan mâhluktan, adam insandan çıktı. Tanrının insanı yer ve içer. İnsanın adamı düşünür ve yaratır.
o gülümseme, yüzü toprak oluncaya kadar devam edecekti.
...Bir bölmede, üzerinde büyük bir bayrak örtülü olan Nâzım yatıyordu. Bayrağı kaldırdığını gördüm. İki dakika bekledikten sonra, örttüğünü farzederek yüzümü çevirdim. O, yatağın üzerine eğilmiş, kumandanı öperek veda ediyordu. Sonra, bayrağı tekrar örterek dışarı çıktı. Evet, bu Nâzım’dı. Ben içeriye girince, bir an, bayrağı kaldırıp kaldırmamakta tereddüt ettim. Nihayet, kaldırdım. İşte, Nâzım. Başı yüksek yastıklara konmuş, topçu üniformasıyla yatıyordu. Elleri göğsü üzerinde kavuşmuştu. Başında mavi tepeli, kahverengi kalpağı vardı. Ne garip! Toprağa dönecek olan bu ölümlü cesedin içinde Nâzım’ın ruhu bir zaman yaşamıştı. Elâ gözleri açıktı. Her zamanki ifadesini taşıyordu. Dünyanın bir melodram olduğunu ifade eden gülümsemesiyle, “Bütün zabitleri kes,” der gibiydi. Acaba fert olarak devam ruh için var mıydı? Bilmiyorum. Fakat, o gülümseme, yüzü toprak oluncaya kadar devam edecekti.
Reklam
Türk Efsaneleri
Türk Efsaneleri Kim demiş Türkler denizci bir ulus değil diye! İnsanlığın ikinci atası Nuh Türk olup insanlığı gemisi ile Anadolu'da kurtardı. Son Türk efsanesini canlı ölüler ibreti ile mahşer tufanı efsanesi olarak yaşıyoruz. Yaşananlar yaşandı, yaşanacaklar yaşanacak. Yaşadıklarınıza bir anlam veremiyorsanız, ilmi bir mana ile
''Bunun nedeni, Türk aydını, gene sensin! Bu viran ülke ve yoksul insan kitlesi için ne yaptın? Yıllarca, yüzyıllarca onun kanını emdikten ve onu bir posa halinde katı toprak üstüne attıktan sonra, şimde de gelip ondan tiksinmek hakkını kendinde buluyorsun. Anadolu halkının bir ruhu vardı, nüfuz edemedin. Bir kafası vardı, aydınlatamadın. Bir vücudu vardı, besleyemedin. Üstünde yaşadığı bir toprak vardı! İşletemedin. Onu, hayvani duyguların, cehaletin, yoksulluğun ve kıtlığın elinde bıraktın. O katı, toprakla kuru göğün arasında bir yabani ot gibi biti. Şimdi elinde orak, buraya hasada gelmişsin. Ne ektin ki ne biçeceksin? Bu ısırganları , bu kuru dikenleri mi? Tabii ayaklarına batacak. İşte, her yanın yarılmış bir halde kanıyor ve sen, acıdan yüzünü buruşturuyorsun. Öfkeden yumruklarını sıkıyorsun. Sana ıstırap veren bu şey, senin kendi eserindir, senin kendi eserindir.''
Sayfa 111 - İletişimKitabı okudu
"Benim için, bu bunak Türk şeyhinin, İstanbul'daki İngiliz subayından farkı nedir? Her ikisinin ruhu ile benim ruhum arasındaki uçurum, aynı derecede derin ve karanlıktır. Bu da onun gibi beni kamçı ile dövecek ya da etimi bir zindanda çürütmekten zevk duyacak."
reşit galip..
Türk aydınlanmasının Kuvvacı fedaisiydi. Rodos doğumluydu. İtalyanlar Trablus Savaşı sırasında oldu bittiye getirip Rodos’u işgal edince, henüz 17 yaşındayken doğduğu toprakları kaybetmenin acısını yaşadı. Kayıkla Marmaris’e geçti, İzmir’e geldi. Bugün Swissotel Büyük Efes’in hemen karşısında yeralan ve Ticaret Lisesi olarak eğitim veren Fransız
Türk köylüsünün ruhu, durgun ve derin bir sudur. Bunun dibinde ne var? Yalçın bir kaya mı, balçık yığını mı, bir yumuşak kum tabakası mı? Keşfetmek mümkün değildir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.