Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Hakiki imanı elde eden kainatâ meydan okuyabilir."
Sahi bizim ninelerimiz, dedelerimiz miydi, "Gök kubbe çökse mızraklarımızla tutarız" diyecek kadar mağrur Haçlı güruhuna tokat üstüne tokat aşkedenler?.. Bizim ninelerimiz, dedelerimiz miydi Akdeniz'i bir "Türk gölü" haline döndürenler?.. Bizim ninelerimiz, dedelerimiz miydi "Dünya bir padişaha çok, iki padişahı az" diyerek Viyana kapılarını harmanlayanlar... Bizim ninelerimiz, dizelerimiz miydi, yeri geldiği zaman hem kainata hem de hayata meydan okuyanlar? Bu cesareti, bu cüreti nereden alıyorlardı? Biz de neden aynı cesaret, aynı cüret, aynı beceriklilik yok? Genlerimiz de mi bozuldu? Genlerimizi bilemeyeceğim, ama biz bozulduk: cesaretli, yürekli, atak, becerikliyken, ürkek, korkak, pısırık ve beceriksiz olduk! Çünkü ninelerimizin ve dedelerimizin cesaret kaynağından koptuk.
Sayfa 94 - Nesil YayınlarıKitabı okudu
"1683'te gerçekleşen 2. Viyana Kuşatması sonrasında Türk ordusunun ve milletinin üç kıtadan başlayan geri çekilişi 238 sene sürmüş, ancak 1921'de Sakarya'da durdurulmuştur."
Sayfa 18 - Destek YayıneviKitabı okudu
Reklam
Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nden Seçmeler I. Milli Eğitim Bakanlığı'nın 1000 Temel Eser dizisinden çıkmış, 1971'de İstanbul'da Millî Eğitim Basımevi'nde basılmıştır. Evliya Çelebi Seyahatnâmesi'nden seçilmiş ve bugünün Türkçesine çevrilmiş parçalardan meydana gelen bir eserdir; bu ciltteki seçmeler 308 sayfadır.
Bence Türk Birliği, hatta İslâm Birliği demek Türk kültürünün, İslâm ilminin birliği demektir. Daha umumi bir deyişle Türklerin aydınlanması, medeniyet yolunda ilerlemesi demektir. Biz yabancı ülkeler fethetmek değil, yerli üniversiteler açmak istiyoruz. O suretle ki Berlin'de, Viyana'da, Zürih'te, Hollanda'da "Niebelungen" efsaneleri ne tesir bırakıyorsa, "Ergenekon", "Alparslan" masalları da Tebriz'de, Bakû'da, Kazan'da, Budapeşte'de, Türkistan'da, Sibirya'da o tesiri yapmalıdır. Bunun için Almanya, Avusturya'yı, doğu İsviçre'yi istilâ etmedi ve bu ülkeler hakkında da hiçbir hırs beslemedi. Amerika ve İngiltere aynı kültüre sahip oldukları hâlde birbirlerini mahva çalışmıyorlar. Türklerin milliyetperver bir zümresi istiyor ki, medeniyet âleminde nasıl bir Latin medeniyeti, bir Anglo-Sakson terbiyesi varsa, bu medeniyet ve terbiye nasıl cihanda bir refah âmili olmuşsa, bir Türk medeniyeti, Türk kültürü de er ya da geç Doğu'da, o suretle bir terakki vasıtası olsun. Bu gayeye bizi ulaştıracak Savunma Bakanlığımız değil Milli Eğitim Bakanlığımızdır...
Önde birileri bir yeniçerinin kellesini sırığının ucuna takmış sallıyordu. Oğul Sobieski ona niçin böyle yaptığını sorduğunda adam bunun Türkkenpopanz olduğunu, evlerde bulunmasının cinleri şeytanları ürküttüğünü söyleyiverdi. Joseph Viyana’daki hemen her çocuğun küçükken öğrendiği bu Türk Umacısı geleneğinin nerelere dayandığını gözleriyle görerek anlayıverdi. Viyana müzesinde sayısız Türk kafatası bulunmasını da izah ediyordu bu. Beç ahalisinin başta Hüseyin Paşa olmak üzere sayısız Türk şehidinin kafataslarını birer tılsım diye mezarlarından çıkarıp evlerinin duvarlarına asma âdeti yeni yeni başlayacak olmalıydı. Daha sonra Avrupa topraklarında Türklerin boşalttığı yerlerdeki camilerin hazirelerinde yatan ölülerin kafatasları da böyle böyle evlerin duvarlarına taşınacaktı. Savaşta ölen bir Türk’ün kafa derisi yüzülerek içi samanla doldurulup Türk umacı diye çocukları korkutmak yahut Türk kemiklerini muska gibi yakalarına, başlıklarına, uçkurlarına takmak… Hepsi bu âdetin azdırılmasıyla ortaya çıkmış olmalıydı. Avusturya tarihleri Karlstadt Kalesi inşa edilirken sur duvarına 900 Türk kafatası konulduğunu övünerek yazıyordu.
Sayfa 213 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
kronoloji/insanlık tarihindeki bazı önemli olaylar
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı. MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı. MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
Reklam
Zafername'nin kaydettiğine göre Timur zamanındaki Maveraünnehir Türklerinde disiplin, bunların iliklerine kadar işlemiştir. Saflar kumandasız teşekkül etmekte, emirler tambur ve trampetle ilan edilmeden önce keşfedilmektedir. Gençler iki asır merhametsizce tatbik edilen Yasak sayesinde harp sanatına tamamıyla alışmışlardır. Timur'un Sibirya'nın buz gibi soğuğu veya Hindistan'ın scakları içinde yapığı yürüyüşler bunun en parlak bir delili olacaktır. Nihayet Türk yiğitliğinin Cengiz Han disiplini ile terbiyesi sayesinde teşekkül eden Askeri birlikler, iki asırdan beri harpçi temayüllerine gem vurarak talim den bu tedir. Orhon İnsanları, Kubilayla, fethetmek için önlerinde bütün Uzak Doğuyu buldular. Altın Ordulular Viyana kapılarına kadar at koşturdular, Hülagu'nun askerleri Nil'e kadar gittiler. Yalnız "Orta Hanlığı"nı teşkil eden Çağatay Türkistan'ı diğer üç Cengiz Han ulusu arasında sıkışmış bir halde yerinde saydı.
Sayfa 414Kitabı okudu
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın Doğuşu
"Doğmakta olan yeni Türk devletinin esas niteliği bu sırada henüz oldukça belirsizdi. Osmanlı saltanatı hemen hemen bir yıl önce kaldırılmıştı. Ülke, sadece meclis başkanını değil bakanları, daha doğrusu vekilleri de doğrudan seçmiş olan Millet Meclisi tarafından yönetilmekteydi. Meclisle Halife Abdülmecit Efendi arasındaki anayasal ilişkiler
Sayfa 200 - İletişimKitabı okudu
Yakup Kadri (Karaosmanoğlu) Çanakkale Savaşı sonrasında İstanbul'da yaşananları ise şöyle anlatıyordu: "Fakat ne yazık ki, İstanbul'un fethinden ve Viyana Muharebesi'nden beri Osmanlı saltanatının bütün harp tarihinin, belki bu kadar önemlisini kaydetmediği bir askeri başarıyı bize izah edecek tek bir söz söylenmiyor, tek bir
Sayfa 77 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
714 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.