Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bütün Dünya'ca Moğollar'ın Türklük'le alakası bulunmadığı söz götürmez bir gerçektir. Bunlar sarı ırktandırlar. Ancak azlık olmalarına rağmen bir devirde fevkal 'ade muharib kaabiliyeti gösterdiklerinden önlerine büyük Türk kitlelerini katıp Batı 'ya doğru sürüklemişler ve onlardan - çok kere- asker olarak istifade etmişlerdir. Kurmuş oldukları
İslam hukukunda, halifelerin, hükümdarların ve valilerin alelade mahkemelerde yargılandıkları, normal usullerde mahkeme edildikleri çok rastlanan vakalardır. İşte Ebu Talib oğlu Ali! Hilafeti esnasında zırhını kaybeder. Zırhının bir yahudide olduğunu ve yahudinin onda hak iddia ettiğini görür. Durumu devrin kadısına intikal ettirir. Ve işte şu
Reklam
Mekr...
- " (...) Alay etmek, eğlenmek, gülünç duruma düşürmek, hile etmek, tevazu ve alçak gönüllülük göstermek; mânâları çerçevesinde ALLAH'a izafetle kullanılırsa, bunun en güzel ifâdesi KIRGIZ dilinden istifadeyle verilebilir... Kısaca mânâları: "Fazla kıvrılmış, sürçmeye sebeb, kanbur, ağzını açmadan ve hâlinden memnun bir şekilde hafifçe gülmek, umumî durum"...
Sayfa 807 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Enver büyük planlardan,büyük fikirlerden çabuk umutlanır,canlanırdı. Teferruatla uğraşmazdı.Mustafa Kemal realistti. parlak projeler,göz kamaştırıcı her şey onda bir güvensizlik yaratırdı. Büyük fikirler onu büyülemezdi. Onun amaçları sınırlıydı. İnce hesap ve uzun yargılamadan sonra karar verirdi. Takribi ve umumi ile yetinmez,sağlam esaslar ve rakam isterdi.
Sayfa 80 - Fransız muhabir, BingazideykenKitabı okudu
Zihniyetimiz ne yanlıştı. Ne cahildik. İngiliz hürriyet hamisi, zalimleri kahreder, milletlere hürriyet verir zannederdik. İngiliz bayrağı çekersek, İngiliz gelir Abdülhamid'i indirir Türklere hürriyet verir zannederdik. Bu zan bizde değil bütün millette hatta dünyada vardır. Harbi Umumi ile bu fikir bitti.
Sayfa 111
Milli vicdanı kuvvetlendirmek
Tarih, umumi bir kaide olarak gösteriyor ki, her nereye milliyet ruhu girdiyse, orada büyük bir terakki ve tekâmül cereyanı doğdu. *terakki:ilerleme *tekâmül:gelişme
Sayfa 84 - Bilge Kültür-SanatKitabı okudu
Reklam
Hemen akıllara büyük liderler gelir!
Başka zamanlar insanlara mutluluk kaynağı olan en güzel kanunlar bile bazan ülkeyi ve halkı sefaletten kurtaramayabilirler. Çünkü onlar hiçe sayıldığı gibi umumî öfke anında güçlerini de kaybederler. Bu açmazdan kurtulabilmek için artık kanunlar değil, bir hayal uğruna olsa bile, namuslu, akl-ı selim sahibi, mert ve kendini feda edebilen insanlar gereklidir. Bu tipler hemen bol miktarda dünyaya gelmeyeceğine göre, ülke uçurumdan aşağı yuvarlanır. Fakat bunlar hiç umulmadık anlarda ortaya çıkarlar ve tarih yeniden başlar.
Sayfa 536 - Selenge Yayınları
Ittihat ve Terakki Cemiyeti'nin (ITC) kurucularından Kürt asıllı Abdullah Cevdet, Osmanlı sınırları içinde yaşayan tüm halkların "ortak bir vatan" (müşterek bir vatan-ı umumi) etrafın da birleşmesi gerektiğini açıkça savunuyor ve bu ortak vatanın adı olarak da "Türkiya"dan söz ediyordu. Abdullah Cevdet (sadeleştirilmiş Türkçeyle) şöyle diyordu: "İşte bakın ben Kürdüm. Kürdleri ve Kürdlüğü severim. Fakat madem ki hukuk ve vazifece eşit Türkiya vatandaşlarındanım, herşeyden evvel Türk'üm. (...) Benim bu sözümden, ben madem ki Türkiya vatandaşıyım Kürd lisanı unutulsun Kürdlüğüm unutulsun dediğim anlaşılmasın. Bilakis, Kürd Kürdcesini, Ermeni Ermenicesini kültürel olarak ihya etsin. Bundan Türkiya'ya zarar geleceğini sananlar ancak bal kabak kafalı, veya hain ruhlu kimselerdir."
Sayfa 83 - Literatür yayınlarıKitabı okudu
Umumî efkâr ve basın
Yeniçeri zamanlarında elçiler Dersaadet havadisini devletlerine yazdıklarında hep İsveç elçisinin haberleri doğru çıkarmış. Diğer elçiler 'sen doğru havadisi nereden alıyorsun' diye onu sıkıştırdıklarında benimkisi mahsulü rivayet değil belki netayici fikir ve rüyettir. Bunun miftahı dahi buranın ahvalini Avrupa ahvaline tatbik ile zıddiyete kalbedivermektir. Meselâ görürsünüz ki yeniçeriler kahvehanelerde homurdanıyorlar. Avrupa ahvaline kıyasen İstanbul'da ihtilâl zuhur edecek deyü yazarsınız. Ben ise zıddına kalbile İstanbul'da emnü asayiş yerindedir deyü yazarım. Öyle de çıkar. Zira yeniçeriler söylenmekle teşeffi-i sadr ederler; ve isyana kıyam etmezler. Ve siz yeniçerileri sıhhat ve sükûn üzere gördüğünüz vakit şimdi İstanbul'da rahat ve asayiş emmareleri var dersiniz. Ben bilâkis bu sükûtun emmare-i ihtilâl olduğuna hükmederim ve yeniçeriler sükûn üzere biraz devam edip kendilerine dolgunluk gelir ve ansızın isyan ve ihtilâle kıyam ederler, der imiş
Sayfa 188Kitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.