Şimdiki Zaman Çekiminde Bir Mahkuma Mektup
Senin namına yıldızları kıskanıyorum Kimbilir kaç ışık yılı uzakta öfkeyle kollarını çemiriyor yalancı fecir İmanım gibi biliyorum vakit asılmak vaktidir
Ey Muhammet Ümmeti! Üç yüz yıl dünyaya ışık tutan sen, neden şimdi karanlıklardasın? Neden elindeki meş'aleyi söndürüp, kâzip fecirlerin (Güneş doğmadan önce gün doğusunda görülüp sonra kaybolan geçici karanlık) yalancı aydınlığına muhtaç olmaktasın?
Sayfa 107 - KubbealtıKitabı okudu
Reklam
Sana bu mektubu bir gece yarısında yazıyorum Azatlığın zirvesinde sohbete dalmış yıldızlar Zühre bir şarkı tutturmuş babilden kalan Zavallı dünya habersiz, zavallı dünya sağır Bir Harutla Marut birde ben dinliyorum Derken kayıp gidiyor yıldızlardan birisi Bir intikam fişeği gibi saplanıyor karanlığın karnına Senin namına yıldızları
Ben dimdikken; sanıyorum ki ışık hiç kesilmeyecek, topraktan bedenime akan su hiç tükenmeyecek, rüzgârın uğultusu kulaklarımda hep inleyecek! Ama ışık sönüyor, su tükeniyor ve rüzgâr sarsıyor. Ve tüm bunlar beni; yerini ve kendini bilmeyen bir başka toprağa fırlatıyor. Mahzun ve mağrur ayaklarımda eski toprağımdan kopuk çamurlarla, bir başka toprağa uzanıyorum. Yalnız ve bir başına, bükük ama dolu bir başak olarak. Ya da gagasında yalancı et parçalarıyla havalanmış bir kuş olarak. Nice timsah memnun etmiş bendeniz ufak kürdan kuşu ve nice buğdaylara gebe kalmış bendeniz ahmak başak, yabancı bir toprağa uzanırken kendime şunu fısıldıyorum: ‘’Beni hangi toprak kendine çekecek, hangi ölüm gövdemi tekrar diriltecek, hangi yağmur ayağıma kadar alçalmış çamurları silip süpürecek! Sonra bu fısıldamayı duymuş olacak ki, bıldırcın sûretinde üzerime yürüyen hayat, önce ölüm sonra yağmur sonra toprağa dönüp ve son yumurtasını yüzümde parçalayarak haykırıyor: ‘’Bilmiyoruz! Çünkü sen yeterince büyüdün! Anlıyor ve öğreniyorum ki gerçekten büyümüşüm, gerçekten uzağa yaklaşmışım.
Ey Muhammed Ümmeti! Üç yüz yıl dünyaya ışık tutan sen, neden şimdi karanlıktasın? Neden elindeki meşaleyi söndürüp, kazip fecirlerin yalancı aydınlığına muhtaç olmaktasın? Sen uyanırsan, dünya da uyanır.Hem de beşeri-ilahi bir muvazene ile.Artık, tek kanatla uçmak sevdasından baş çevir. Senin gaflet, cehalet ve rehavetindir ki, dünyayı rehbersiz bıraktı. İsevi'yim diyen de, Musevi'yim diyen de, peygamberini utandıran kavimler olmaktan kurtulamadılar. Ya sen? Ne yazık ki sen, yani biz de, öyleyiz. Bize tevhid ehli demek, Muhammed ahlakı, bir kenara itmiş olan biz gafillere, ahir zaman Peygamberi'nin ümmeti demek ne mümkün?
Sayfa 103Kitabı okudu
535 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
36 saatte okudu
Hiçbir Şey Yok ile Her Şey Var Arasında
YouTube kitap kanalımda Hakan Günday'ın bütün kitapları ve kitaplarını okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/uqCotb6in_0 Taedium vitae = Yaşamın amaçsızlığı, hayatın boşluğu, yaşam bıkkınlığı, hayattan usanma anlamlarına gelebilen Latince bir söz öbeği. Kayra'nın Zippo çakmağında yazan bu söz öbeği bütün romana
Kinyas ve Kayra
Kinyas ve KayraHakan Günday · Doğan Kitap · 202227,2bin okunma
Reklam
537 öğeden 521 ile 530 arasındakiler gösteriliyor.