Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"- Hiçbir neden kabul edilmiyor! -dedi.- Yalan söylemiyorum!.. Sana onların kitaplarını gösterebilirim: Onlara göre her aksaklık, çevrenin bozukluğundan kaynaklanıyor, hepsi bu! En sevdikleri laf bu! Yani eğer toplumsal düzen yoluna konulacak olursa, bir anda bütün suçlar yok oluverecek; çünkü ortada protesto edecek bir şey kalmayacak. Ve
Reklam
Bakış Acısı
Hanife Mert Hanım'ın 4 bölüm 400 sayfadan oluşan #BakışAcısı eserini #okudum. Bu eseri okumadan önce #DüşBatımı eserini okumanızı tavsiye ederim. Her ne kadar ayrı eserler olarak algılansa bile birbirinin devamı olduğunu belirtmek isterim. ️️️️️️️️️️️️️️️️ Eser zamanlar arasında geçişlerle 1984 yılları ve 2004 yılları arasında zaman
elinden başka hiçbir şeyi olmayan, dün kazandığını bugün tüketen, olası her riske maruz bırakılan ve en temel ihtiyaçlarını kazanabilmek için bile en ufak bir garantiye sahip olmayan, her krizle, patronunun her kaprisiyle kolayca ekmeğinden olan proleter, bir insanın düşebileceği en iğrenç, en insanlık dışı duruma itişmiştir. Kölenin efendisinin çıkarı dolayısıyla hiç olmazsa basit bir hayat sürme garantisi vardır. Serfin ise en azından üstünde yaşayabileceği bir parça toprağı. Her ikisi de yaşamlarını sürdürebilmek için en kötüsünden de olsa bir güvenceye sahiptir. Proleter ise yalnızca kendine bağlı olmak durumundadır.
Ulus, tarihin ancak devletlerin yıkılma ve çökme gibi kargaşalarında kaydettiği çok önemli ve tehlikeli anları yaşıyordu. Böyle anlarda, şansını ve kaderini kendi eline almakta aymazlık gösteren ulusların gelecekleri karanlık ve felaketlerle doludur. Türk ulusu bu gerçeği anlamaya başlamıştı . Bu anlayışının sonucu olarak, kurtuluş ümidi veren her içten işarete koşmaktaydı. Ancak bir toplumun uzun yüzyılların uyuşturucu yönetim ve eğitiminin etkisinden bir günde, bir yılda kurtulup özgür kalabilecegini düşünmek ve kabul etmek doğru değildir. Bu sebeple durumu ve gerçeği bilenler , ellerinden geldiği kadar bağlı bulundukları ulusu aydınlatıp yol göstererek, ona, kurtuluş hedefine yürümekte önderlik etmeyi en büyük insanlık görevi bilmelidirler.
Doğada yalnızlık diye bir şey yok .Yalnızlık bir insanlık durumu.
Reklam
Fakat ülkemizin durumu malûm: Dostlar arasında kalbin üzüntülerini saf bir biçimde göstermemek arkadaşlık adabından sayılıyor. Eğlence gibi hükümsüz şeylerde bile beğenmediğini ikiyüzlülükle beğenir gibi görünmek insanlık görevi sanılıyor.
İnsanlık neyi protesto eder, neyi ayıplar ve neye lanet okursa onu güçlendirir, ona destek verir, o olumsuzluğa dikkat çekeyim derken farkına varmadan onu çoğaltır, onun karşıtı (yani protesto edilenin tersi olan olumlu) hali, durumu veya kavramı zayıflatır, küçültür, dokusuna zarar verir.
Fakat ülkemizin durumu malûm: Dostlar arasında kalbin üzüntülerini saf bir biçimde göstermemek arkadaşlık adabından sayılıyor. Eğlence gibi hükümsüz şeylerde bile beğenmediğini ikiyüzlülükle beğenir gibi görünmek insanlık görevi sanılıyor.
Sayfa 13 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
Yoksulun eğitime gereksinimi yok; onun durumunun verdiği eğitim zorunludur, başka bir eğitim alamaz; zenginin durumu gereği aldığı eğitim ise, tersine, hem kendisi hem de toplum için en az uygun olan eğitimdir. Zaten doğal eğitim bir insanı tüm insanlık koşullarına elverişli kılar: Oysa bir yoksulu zengin yapmak için yetiştirmek, bir zengini yoksul yapmak için yetiştirmekten daha az mantıklıdır; çünkü bu iki durumdakilerin sayısına kıyasla, sonradan görme insanlardan çok, her şeyini yitirmiş olanlar vardır.
Sayfa 28 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.