Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

RA

RA
@arra
..düşünce kölesi de değilim, kendime ait düşüncelerim var! ..ve bazen çoğunluk beni anlayamadı diye seviniyorum! ..beni üzen şey ise anlam kavrayışımın yapmacık insanlar arasında kendine yer edinmeye kalkışması!
72 syf.
7/10 puan verdi
özgür irade?
Dergileri de şiire benzetirim ne yaptığını bilen birilerin elinden çıktığı zaman size güzel şeyler katabilirler. Arka Kapak dergisi 2015-2018 yılları arasında 36 sayı olarak yayınlandıktan sonra yayın hayatına son verilmiş. Ön kapaktan arka kapağa kadar bütünüyle edebiyatla yoğrulmuş, kitap incelemeleri ile direkt kitap severlere hitap eden güzel
Arka Kapak - Sayı 01
Arka Kapak - Sayı 01Arka Kapak Dergisi · Arka Kapak Dergisi · 201524 okunma
Reklam
424 syf.
5/10 puan verdi
Kim bu kitaptan ne aldı bilmiyorum ama ben şunu düşünüyorum, Niteliksiz Adam yazılmasaydı ne kaybederdi insanlık? Cevabım hiçbir şey! Benim açımdan sabrımın artmasına faydası oldu, bu da önemli bir şey sonuçta ama bunun dışında bende olumlu bir izlenim bırakmadı maalesef. Bir makina düşünün, tüm parçaları var elinizde ama onları bir düzen içinde birleştirmeden bir arada bulunduruyorsunuz, kitabın bana hissettirdiği bu oldu. Belki de yazar olarak nitelendirdiğimiz kişi ilk olarak bahsettiğim parçalara sahip olması sonra da bu parçaları birleştirebilmesidir. Bu olmadığı takdirde yazarın kafasındaki kaosta buluyoruz kendimizi. Böyle bir durumda harcadığımız zamanın karşılığını alamıyoruz.
Niteliksiz Adam 2
Niteliksiz Adam 2Robert Musil · Yapı Kredi Yayınları · 2021462 okunma
552 syf.
5/10 puan verdi
Tırnağından saçına kadar dolmuş bir yazar olduğunu görebiliyorum Robert Musil'in ancak bu doluluğu bir yerde boşaltmaya kalkışmış olacak ki, tam ismi bilinmeyen karışık, belki bol vitaminli bir çorba ortaya çıkmış. Kitabın başına konulmuş detaylı bir incelemede her ne kadar içerik bağlantılar yardımıyla anlamlı hale getirilmeye çalışılsa da, ben şahsen bir bütünlük göremedim. Niteliksiz Adam, isminden etkilenerek bir nitelik sunamamış. Hayat felsefemde yarıda bırakma gibi bir seçenek olmadığı için de tabiri caizse sürünerek bitirmeye çalıştım. Şu an ikinci cildine başladım, umarım birincisinde olduğu gibi bir kaosla karşılaşmam.
Niteliksiz Adam 1
Niteliksiz Adam 1Robert Musil · Yapı Kredi Yayınları · 20191,052 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
112 syf.
6/10 puan verdi
Bir cinayeti geriye sardırma. Irz düşmanı bir adamın nasıl katledildiğini cereyan eden olaylarla birlikte aktaran bir roman. Yalnız yazarın vermek istediği bir mesaj varsa da, bunu göremedim: Yanlış kişinin öldürülmesi mi, namus cinayetinin işlenmesi mi, halkın duyarsızlığı mı, kültürel zorbalık mı, bakireliğin yüksek dereceden önemsenmesi mi,
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 201377,6bin okunma
232 syf.
7/10 puan verdi
Birdenbire gerçekleştirilen köklü ve temelli değişimlerin sancıları toplumda büyük şoklar oluşturur. Buna şahitlik eden birey doğrularını ve yanlışlarını yeniden belirlemesi gerekir. Birey bunun kararını verdikten sonra iki seçenekten birini kabul ettiğini topluma göstermeye çalışır: Yeni düzeni kabul ediyorum doğrularım yeni düzenin doğruları,
Erkeğin Yarısı Kadın
Erkeğin Yarısı KadınCang Şianliyen · Can Yayınları · 1995127 okunma
Reklam
200 syf.
7/10 puan verdi
Kitabın konusu çok net, isminden geliyor: İrade terbiyesi. İrade üstünde olumlu ya da olumsuz etkisi olan psikolojik, fizyolojik, toplumsal vs. etkenler nelerdir, bunlar üzerindeki özne kişinin kontrolu mümkün mü, bu konularda çalışma yapan araştırmacıların görüşleri nelerdir? Yazarın irade terbiyesi konusunda önerilerine baktığımızda yöntem
İrade Terbiyesi
İrade TerbiyesiJules Payot · Ediz Yayınevi · 201828,7bin okunma
904 syf.
7/10 puan verdi
Hadi bit artık dediğim bir eser! Bunu hissetmemin nedenleri vardır elbet. Belli başlı birkaç nedeni şöyle açıklayabilirim: İlki eser gereksiz şekilde uzun, belli bir noktadan sonra olaylar ya benzer bir şekilde tekrara düşüyor ya da önemsiz olaylar art arda sıralanıyor; ikincisi temel konusuna olan ilgisizliğim, siyasi anlamda küçük örgütlerin yapısının işlenmiş olması. En temel olarak bu ikisini sayabilirim. Ama içinde çok sevdiğim bölümler vardı: İntihar! İntiharın bu şekilde detaylı olarak değerlendirildiği başka bir eser daha okumadığımı rahatlıkla söyleyebilirim. Acaba her şeyin bilincinde olarak kendi canına kıymak mümkün mü? Sadece bir irade bozukluğunun kaçınılmaz sonucu değil, veya yenilmiş olarak değil; bir itiraz için veya bir üst seviyeye geçmek için intihar etmek mümkün mü! Sadece bu kısımlar için bile bu kitap okunmaya değerdir.
Ecinniler
EcinnilerFyodor Dostoyevski · Türkiye Kültür İş Bankası Yayınları · 20195,5bin okunma
1248 syf.
6/10 puan verdi
Bir Faşist Olarak Dostoyevski
Dostoyevski hakkında ne zaman iyi bir şeyden bahsetseydim, birileri hemen önüme şunu koyarlardı: Evet ama Türkler için dediklerini ne yapacağız! Yahu bu adam Türkler için ne demiş olabilir ki, diye düşünür dururdum! Neler dememiş ki? Ya İstanbul’a karşı olan emellerine ne demeli! Dostoyevski’yi iki açından ele almakta fayda var, ilki edebi
Bir Yazarın Günlüğü
Bir Yazarın GünlüğüFyodor Dostoyevski · Yapı Kredi Yayınları · 2005475 okunma
486 syf.
8/10 puan verdi
Her millet zaman zaman kritik noktalardan geçer zaten onu millet yapan da belki bu zamanlarda yaşadıklarıdır! Bu kritik zamanların etkisi bazen asırlar sürer, doğal sürecinde tabii. Ancak milletler bunların etkisini artırmak adına bu olayları farklı eksene taşıyabilirler. Ve bu durumun da her millette cereyan ettiğine inanıyorum. Örneğin biz kendi tarih öğretimizde Ruslardan zalimler olarak bahsedebildiğimiz gibi onlar da aynı şekilde bize zalim sıfatını yakıştırabilirler. Bu söylemler aynı zamanda savaşların temel elemanlarını temin etmekte de büyük rol oynar. Bu örnekten yola çıkarak birkaç olası sonuçtan bahsedebiliriz: İkimizin söylediği de doğru olabilir bu durumda olay iki zalimin çarpışması olur; bizim dediğimiz veya onların dediği tek başına doğru olabilir bu durumda bir zalimin alt edilme mücadelesi olur; ikimizin dediği de yalan olabilir bu durumda ise iki yalancı tarafın çarpışması olur. Aslında sonuç ne olursa olsun savaşlardan her zaman halk zarar görür, bu değişmez bir kaidedir. Fakat savaş kazanıldığında tuhaf bir şekilde bir kahraman ilan edilir, yüceltilir ve bütün iyi vasıflarla donatıldıktan sonra göklerde ona bir yer ayarlanır. Yıllar geçse de o isimler unutulmaz, peki bu cefakâr halk nerede? Hatta savaş kazanıldıktan sonra da o halk sıkıntı çekmeye devam eder ama "kahramanlar" için her yerde kırmızı halılar serilir. İşte bu gerçeklikten yola çıktığımızda 'tarih her zaman yalan söyler' önermesine sımsıkı sarılabiliriz. Tarık Buğra Kurtuluş savaşımızda, perdeyi halk için aralıyor bu eserinde. Bu açıdan düşünce yelpazemizi genişletme fırsatı sunuyor bize.
Küçük Ağa
Küçük AğaTarık Buğra · Ötüken Neşriyat · 20009,8bin okunma
375 syf.
8/10 puan verdi
Dünyanın zor bir yer olduğu konusunda galiba hemfikiriz, beyni uyuşmuş olanları dikkate almazsak. Acaba bu hayatı daha çekilebilir hale getirebilir miyiz? Belki böyle bir şey yapmak mümkün, ancak şu ana kadar yapılan ve yapılmakta olan bunun aksi. İdeolojiler, inançlar, pozitif hukuk, örf âdet, kültür, bilim ne varsa, aynı şeye hizmet edercesine
Uçurtma Avcısı
Uçurtma AvcısıKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2021164,3bin okunma
Reklam
140 syf.
9/10 puan verdi
Kara Kutunuzu Hiç Açtınız Mı?
Dostoyevski, Yeraltı derken indiği nokta bilinçaltı. Süzgecin üstünde duramayıp altına düşmüş olanları; bozmadan, değiştirmeden ilk halleri ile sunmuş bize. Buradaki süzgeç çok önemli, geçirgenliğini başka bir ifade ile çapını ve deliklerinin büyüklüğünü, kendi toplumundan alır. Genel olarak kültür; örf âdet, inanç, pozitif hukuk vs. Toplumun saydığımız bu unsurlarını dikkate alır. İşte bunlardan herhangi birine takılmayanları, başka bir ifade ile süzgecin altına düşenleri günyüzüne çıkarıyor. Eğer bunları okuduğunuzda apışıp kalıyorsanız, kara kutunuzu hiç açmamışsınız demektir! Kitaptan çıkardığım mesaj (yazarın vermek istediği mesajı demiyorum dikkat!) şu: İnsana ait hiçbir şey yok, insan bir yazılım mantığında çalışır, yaptığı her şey tamamen kodlarla alakalı; kodun karşılığı ne ise ortaya o çıkar. Ve bütün bunlar bir oyundan ibaret! Peki kimin oyuncağıyız; bu oyun bittiğinde bizi ne bekliyor? Eser iki bölümden oluşuyor, birinci bölüm teorik kısmı, ikinci bölüm ise uygulamayı ele alır. Eee, daha n’olsun! Birinci bölümün sonunda aklınıza şöyle bir soru gelebilir: Sosyal hayat içinde bu anlatılanların karşılığı nedir, bunlara bürünmüş bir insanı nasıl tanırız? Ve bunların cevaplarını ikinci bölümde, iki olayla görüyoruz. Konu olarak olaylar birbirinden bağımsız, fakat gelişmesi açısından biri diğerinin devamı, tabii ki kahramanız aynı.
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020127,9bin okunma
779 syf.
8/10 puan verdi
Budala! Zekaca geri olan değil Dostoyevski'nin Budala'sı; bir şeye aşırı düşkün olan Budala, üzmemeye. Dosto'nun diğer eserlerinden daha farklıydı bu eser, çok fazla kopukluk vardı: Bu durum belki birçok karakterin öne çıkarılması ile kendiliğinden oluşuyordu. Tabii bu durumu okurken gözlemledim, daha neticeye ulaşmadığım için o süre içerisinde düşüncelerimi olumsuz etkiledi. Ancak Virginia, okumalar hakkında bir yargıya varmamız için sürecin tamamlanmasını beklememizi tavsiye eder. Resmin tamamını ancak o zaman görebiliriz, dolayısıyla fırçanın bir izi olarak pek bir şey ifade etmeyen bir kesit, bütünü içinde değerlendirdiğimizde anlamlı bir hale gelebilir. Ve bu eseri bir bütün olarak görmeye çalıştığımda, fark ettim ki, her karakter kendi içinde, eser için dile getirdiğim gibi kopukluklar yaşıyor. Bu bir yöntem miydi! Bilmiyorum... Budala okuruna ne kazandırabilir? Açıkçası kitapta geçen hiçbir karakteri tanımlayamadım. Yani kısaca, şöyle olan bunları şunları yapar; şöyle davranır, böyle davranır diyemem. Onun için tanımlamayı geçiyorum. Üstünde durduğum can alıcı nokta, insanı parçalar halinde değerlendirdiğimizde, daha anlaşılabilir olacağı yönünde. Ve izah etmeye çalıştığım bu prensibi anlayabilmek, bu kitabı okumak için yeterli bir sebep olduğunu düşünüyorum.
Budala
BudalaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201225bin okunma
192 syf.
5/10 puan verdi
Bazen bir şeyi denersiniz ve tutar; bazen de tutmaz. Bana göre Nazan Arısoy denedi ve tutturamadı. Ne denemiş bir bakalım: "Kitabın içindeki Virgina Woolf ruh haliyle yazdığım tüm hikayeler ve günceler benim kalemimdendir. Biyografik anlatımı, anlaşılır, akıcı ve keyifli okunabilir hale dönüştürmek için kendimce yarattığım bu yazma modeli okurlarım tarafından bilinir. Umarım siz de keyifle okursunuz" demiş. Keyif alamadım açıkçası; sebebine gelince belki bu Virginia Woolf'a özgüdür benim açımdan. Çünkü Virginia Woolf için birçok pencere açılmış ve farklı bakış açıları ile değerlendirilmiş. Durum böyle iken yani bütün bu karmaşa içinde asıl olana ulaşmaya çalışıyoruz, bu açıdan gerçekten yaşanmış şeylere ihtiyaç duyuyoruz. Arısoy'un kullandığı bu yöntem ise durumu daha da bulanıklaştırıyor. Woolf'un güncesinden kendisinin yaşamış olduğu bazı durumlar var örneğin taciz gibi ancak bunlar çok detaylandırılmamış dolayısıyla mahiyetini tam kavramayabiliyoruz. Arısoy gibi bu durumları kendi kaleminizle şekillendirirseniz ve Woolf hakkında yeteri bilgiye sahip olmayanlar bunları gerçekte yaşanmış olaylar olarak kafasında şekillendirebilir. Gerçekte yaşanmış olayların hikayeleştirmesi olayın bağlamından çıkarsa sorun oluşturabiliyor. Ve bana göre bu eserde yapılan şey de bu anlamda bağlamından kopmuş.
Virginia Woolf
Virginia WoolfNazan Arısoy · Dokuz Yayınları · 2020496 okunma
176 syf.
7/10 puan verdi
Virginia Woolf, intihar öncesi Leonard için yazdığı son mektubunda; iki çift ne kadar mutlu olabilirse, biz de seninle o kadar mutlu olduk diye yazar. İnsanlar ölüme giderken en dürüst hallerini ortaya koyduklarına inanırım. Bu düşünce etrafında Leonard'ın Virginia için ne ifade ettiğini anlayabiliyoruz. Virginia'nın hayatı hakkında birçok şey biliyorduk, bu eserle birlikte Leonard'ı da biraz tanımış oluyoruz. Leonard'ın kökeni, nerelerde çalıştığı, Virginia ile nasıl tanıştığı ve Virginia için neden bu kadar önemli olduğu gibi soruların cevaplarını bu eserde görebiliyoruz. Eserin sonunda da, Leonard'a ait "Üç Yahudi" ve Virginia'ya ait "Duvardaki İz (Leke)" hikayelerine yer verilmiş. Bu hikayeler matbaalarında bastıkları ilk hikayeleridir. Duvardaki İz, Virginia'nın hayatı sorgulamasına güzel bir örnektir.
Hayatımdaki Tüm Mutluluğu Sana Borçluyum
Hayatımdaki Tüm Mutluluğu Sana BorçluyumCarole d' Yvoire · Kırmızı Kedi Yayınevi · 202110 okunma
190 syf.
8/10 puan verdi
İskeleti hayatlarından alınmış, araları kurmaca ile şekillendirilerek romanlaştırılmış bir eser. Virginia'nın ablası Vanessa'nın anlatımından oluşur. Virginia'nın hayatı hakkında bilgi sahibi olunduğunda taşlar yerine güzelce oturur. Diğer durumda muhtemelen farklı etki oluşturur. Eserde Vanessa daha ön plana çıkar Virginia'ya göre; çünkü Vanessa'nın penceresinden ele alınır. Doğal olarak her noktasında Virginia olmaz. Vanessa biraz daha hayata dönüktür, Virginia'dan farklı olarak. Vanessa yaşamaya odaklanır, bilindiği gibi Virginia ise sorgulamaya. Bundan olsa gerek, bu eserde yer almamakla birlikte, iki kardeşin küçük yaşlarda abilerinin (üvey) tacizlerine uğraması; Virginia'da bir travma oluştururken, Vanessa'nın bundan fazla etkilenmediğini görüyoruz. Vanessa hayata dönük olunca aşk hayatı da fazlaca renkli geçmiş. Virginia ise Vita'yı saymazsak Leonard ile yetinmiş. Eserde çalkantılı bir aşk hayatı, farklı noktalarda ortaya çıkan bağlılık ve kaybın acısı ön plana çıkar... Beni en fazla etkileyen noktası Vanessa'nın, Virginia ile bir vedalaşmasında; "Vedalaşıp öpüşmek için sana sarılınca kollarımın arasındaki bedeninin zayıflığını hissediyorum" cümlesi oldu. Bu cümle beni farklı bir noktaya götürdü. Anlamsızlığın karşısında dik durup, hayatın acımasız şiddetine maruz kalıp, yıpranan insanları görünce her zaman duygulanırım ve bu insanlara saygıyla yaklaşırım. Çünkü eğer bu hayat bir test ise bu testi sadece o insanların geçtiğini düşünüyorum. Kendini tamamen akışa bırakmak kolay ama bir o kadar da anlamsızlığı pekiştirmektir.
Vanessa ve Virginia
Vanessa ve VirginiaSusan Sellers · Sel Yayıncılık · 201017 okunma
106 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.