"Ah, hiçbir şey yapmamam tembelliğimden olsaydı keşke. Tanrım! Kendime ne büyük bir saygım olurdu o zaman. Tembellik de olsa, kuşku duymadığım belirli bir özelliğim olduğu için de çok saygı duyardım kendime! Soru: "Nasıl biridir?" Cevap: "Tembel!" Evet, insanın kendi için böyle dediklerini duyması hiç de hoş bir şey değildir. Ama, demek belirli bir özelliğim var, demek benim için söylenebilecek bir şey var. "Tembel" evet bir unvandır, özelliktir tembellik, belirli bir şey bir meslektir efendim. Gülmeyin, öyledir. Dolayısıyla, birinci sınıf bir kulübün asıl üyesiyim ve tek uğraşım sürekli olarak kendime saygı duymaktır."
Sayfa 27Kitabı okudu
Usta öğretmenler sadece dağ zirvelerinde ya da Doğu'daki aşramlarda bulunmaz. Öğretmenlerimiz karşımıza dostlarımız ya da düşmanlarımız halinde çıkabilir ya da bulutlar, hayvanlar, rüzgâr ve su formunda. Öğretmenlerimiz anbean bilmemiz gereken şeyleri bize görünür kılar. Asıl soru, buna dikkat edip etmediğimizdir. Öğrenci hazır olduğunda, öğretmen her yerde onun karşısına çıkar.
Sayfa 26Kitabı okudu
Asıl soru bana kimin izin vereceği değil, beni kimin durduracağı.
"Herkes, ötekinin her şeyi olmak istiyor. Çünkü asıl soru derinlerde: Ben kendim için ne ifade ediyorum?"
asıl soru
İnsan bu dünyaya geldiğinde tüm hayatı boyunca kullanacağı bir vücut verilir kendisine. Vücut kiralık bir araba gibidir. Çocukluğumuzdan gençliğimize, gençliğimizden yaşlılığımıza gitmek için kullanırız onu,ama asıl soru arabanın sahibinin kim olduğu,arabayı aslında kimin kullandığıdır.
Sayfa 315Kitabı okudu
Bir anda yığınla geniş kapsamlı, ayrıntılı soru sorularak asıl kabul ettirilmek istenen şey gizlenir; buna karşılık kabul edilenlerden çıkarılan argüman hızla öne sürülür. Çünkü bir şeyi yavaş anlayanlar konuyu tam olarak takip edemez ve ispattaki olası hata veya boşlukları gözden kaçırır.
Neden saklamıştı bunca şeyi? Bir şey niçin ölene dek saklanırdı. Sebep? İnsan o şeyden ayrılmak istemediği için mi? Eşyayı sıla bilip de ara sıra bakmak ister insan; belki! Asıl soru şu: İnsan neden saklar eşyayı? O şeyi kullandığı zamanı mı kutsar, o şeyle yaşadığı zamanki kendini mi arar? İnsan zamana dağılmış kaç insan; insanda eskiden olduğu kişilerden kaç tane var?
Sayfa 125Kitabı okudu
Nasıl
Gazetecilere sormaları öğretilen şeylerden biri de bu. Kim, ne, neden, nerede, ne zaman? Ama en önemli şeyi kaçırıyorlar. Nasıl? İşte asıl soru bu. Bir şeyin nasıl olduğunu biliyorsanız nedenini bilmenize gerek yok.
Sayfa 190Kitabı okudu
Yetişkin bir at ya da köpek, ussal kapasitesi ve iletişim yetileri bakımından, bir günlük, bir haftalık, hatta bir aylık bir bebekle kıyaslanamayacak kadar gelişmiştir. Kaldı ki öyle olmadığını farz edelim, bunun ne önemi olurdu? Asıl soru, ‘akıl yürütebiliyorlar mı’ ya da ‘konuşabiliyorlar mı’ değil, “acı çekebiliyorlar mı’ sorusudur.