Bugün de biliyorsunuz devlet büyüklerimiz görmüş oldukları dünyanın en zavallı eğitimine, yaşamış oldukları yine dünyanın en zavallı hayat tarzı ve deneylerine dayanarak, son derece kendilerinden emin bir biçimde sana ne yemen, ne içmen, ne hissetmen, ne düşünmen, nasıl davranman gerektiğini öğretme cesaretini veya küstahlığını kendilerinde buluyorlar. Ahlak konusunda, ahlak felsefesi konusunda şu kadar dinsel, toplumsal, tarihsel, kültürel geleneği bilen, bu gelenekler üzerinde düşünen, şu kadar çok ahlak filozofunu, şu kadar çok ahlak öğretisini öğrenmiş olan, öğrencilere okutan, bu konuda kitaplar yazan bana kendi zavallı ahlak dünyalarından kalkarak ahlak dersleri, ahlaki öğütler veriyorlar. Hayatında annesi veya kız kardeşinden başka bir kadın tanımamış, bir kızın elini tutmamış, çocuk sahibi olmamış Papanın Hıristiyan müminlere kadın, aşk, evlilik, çocuk vb. hakkında akıl öğretmesi, öğütler vermesi gibi.