Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanların çoğu kendilerini "bir şey" zannediyor. Bazıları da kendilerini "Bir" şey zannediyor. Gerçekte ise "bir şey" yoktur. Var olan tek şey: "Yokluk"tur. Her şey "Yok"tan "Var" olmuştur. "Var" dediğimiz her şey gerçekte "Yok"tur. "Yok" dediğimiz şey ise gerçekte "Var"dır. "Var" olan tek şey: "Yokluk" tur. Önce "Var" olan her şey "Yok" olacak, Sonra "Yok" olan her şey "Var" olacak, Daha sonra "Var" ile "Yok" bir olacak, En sonunda her şey "Alt" "Üst" olacak. Varlığın başlangıcı "Yokluk", Her işin başı da "Sağlık" tır. Bu sözleri anlayamadıysanız; " Canınız sağ olsun" Eğer anladıysanız; "Size aşk olsun!" ...Hu
Sayfa 207Kitabı okudu
Ey aşk yoluna ayak basan kimse! Eğer padişahın kendi eliyle verdiği taş ile inci arasında fark gözetiyorsan, sen bu yolun eri değilsin. Bu yolda zahmet vardır. Aşk, senin meydanın değildir...Var git yoluna!
Sayfa 124 - Az KitapKitabı okudu
Reklam
Oralarda maddedir gözünle gördüğün, buralarda ruhtur hissettiğin. Oralarda gül bir çiçektir ama buralarda bir maşuktur ki yolunda canlar verilir. Oralarda güne isim verirler. Herkesin bir günü vardır. Sevgiliye gün mü verilir ya hu? Buralarda insan sevdiğini düşünmekten günün ne olduğunu bilmez ve hatta aklını elden verir. Sevdiğine sunulacak kendinden daha güzel bir hediye var mıdır ki? Ama bu da maddesel değildir. Yani Batıda gördüğün gibi süslü paketlerde olması gerekmez onların. Sevdiğin uğruna canını verirsin. En güzel hediyedir bu. Bu yüzden ' Ölüm bir başlangıç ' der eskiler. Ve hatta ölüm bir düğündür. Mevlana'nın gününde. Ölüm yâr ile aradan perdeyi çeken bir seyahat. Ölüm; gözlerinden perdenin çekilmesi. Ölüm bir vuslattır. Korkma ondan. Ölüm yâr- ı yârâna bir adım daha yaklaşmak demektir.
Sayfa 139Kitabı okudu
Evlilik Öncesi ve Sonrası Daima Edebe Dikkat Etmeliyiz:
Patavatsızlığın cesaret, büyüklere karşı saygısızlığın özgüven ve haram ilişkilerin aşk olarak anlatıldığı ve algılandığı; başarının makam, mutluluğun ise para ile ölçüldüğü bir çağda önce nefsimize sonra tüm dünyaya "Edep Ya Hu" demeliyiz...
Sayfa 37
Ne bu çalan?" "Dünyanın en kral çaçası... Los carinosos." İşte dans ediyor... Elbisesi leylak rengi... Sık dokunmuş bir kumaş... Memelerini karşıdan karşıya sıkıca kavramış... İyice sıkılmış geniş bir kemer belinin inceliğini vurguluyor... Dizleri hizasındaki mini eteği kız döndükçe şemsiye gibi açılıyor... Ama çaçaça hu ince, güzelim bacaklardan çıkmıyor... Arkalarda bir yerden... Belkemiğinden... Bir Afrika masal gecesinin sihirli melteminde nazlı nazlı salınan bataklık sazları gibi kıvrılıp sallanıyor kız... Bugünün en yeni müziği denen çaçaça ile... Ne yenisi? Sırtında yüzyılların ağırlığı var, kulağa ne kadar hafif gelse de... Coşkulu olduğu kadar da üzücü... Çünkü her gerçek müzik gibi melodisinde geçmişin pişmanlığını ve geleceğin umudunu taşıyor... İşte, gerçek şiir de bu değil mi zaten... Tek şiir müzik, başka şiir yok! "Ne bu çalan?" diye sormuştu kıza. "Dünyanın en kral çaçası. Los carinosos."
Sayfa 49
Derviş
Șimdi gül deyince insanın aklına tuhaf şeyler geliyor. Ben mahallede iki tur dolanıp mezarlık duvarından aşınca gül mü kopardım Ayșe'ye vermek için? Değil. Ayşeler çoktur da onlara çiçekçiler de çoktur, benim işim olmaz. Hayatta bi kere çiçek taşımışlığım var, onu da poșete koydum da yürüdüm. Lisede hem de rezillik. Okulun müdürüne
Reklam
I.Mahmud'a okunan yeniçeri Gülbankı:
Allah Allah İllallah, kuvvetli ve büyük, gizleyenlerin yardım­cısı, gecelerin ve gündüzlerin yaratıcısı, sonsuz olan, ululuk ve ke­ rem sahibi Allah'ın birliğine; perişan olası düşmanın kör olması için Allah birdir diye dua edelim. Mutlu, halka şefkatli, fakir olan­lara acıma ve yardım hissi besleyen sultan oğlu sultan olan Sultan Mahmut Han Hazretlerinin tahtta olduğu şu kutsal zamanda aşk ve tutku ile Allah birdir diye dua edelim. Öncesi Kur'an sonra­sı Kur' an ki göklerden indirilmiş iyi ile kötünün farkını gösteren kutsal kitaptır. Eli kan, kılıcı kan, göğsü çıplak, ciğeri yanık Mu­ hammed dini aşkına, şehit ve gazi olanlar aşkına diyelim bir Allah. Öncesi gaza, yardım Allah'tan, kuvvet Peygamberden, destek Peygamberlerin büyüğü ve sultanı, Allah'ın Peygamber ve sevgi­lisinden O, ahirette de koruyucumuz olan, Ehi Kasım Muham­med Mustafa 'dır. Ona saygımızla da aşkla, içtenlikle Allah birdir diyelim. Ve bütün ulular, zaman bekçileri olan Üçler'e Yediler'e, Kırklar'a Muhammed Gülbenki ve Peygamber nuru olsun. Evli­yanın en ulusu Ali Pirimiz Sultan Hacı Bektaş Veli, erenler, evli­yalar, gerçekler için aşk ile içtenlikle hu diyelim hu ... "
Mevlana'nın şiirinde belli kavramlar
Belli kavramlara bağlanarak şiir düzenlemek İslam yazınının İran kaynaklı bölümünde bir gelenek niteliği taşır. Bu kavramlar ele alındığında şiirin hangi konuyu işleyeceği kolayca anlaşılır. Yalnızca Firdevsi'yi bu geleneğin dışında tutmak gerekir. Onun şiirinde geçen kavramlar sevgiden çok yiğitliği, savaşı, insan gücünü, başarı tutkusunu
Yalancı dünyaya aldanma ya hu Bu dernek dağılır divan eğlenmez İki kapılı bir virânedir bu Bunda konan göçer mihman eğlenmez Bakma bunun karasına ağına Gönül verme bostanına bağına Benzer hemân oğlan oyuncağına Bunda aklı olan insân eğlenmez Nefse uyup râh-ı Hakdan taşra çıkmak yol mudur Kibr ü ucb ile adın derviş takmak yol mudur Matlabın a'la iken ednaya akmak yol mudur Yâr-ı bâkî var iken ağyâra bakmak yol mudur Sakın emânete etme hiyânet Bir gün ıssına tapşırsan gerekdir Bâkî değil bunda beğim ikâmet Bir âleme dahi varsan gerekdir Nice bir gafletden uyanmayasın Dergâh-ı Hakk'a varam sanmayasın Bir iş et kim sonra utanmayasın Ne işlersen varup görsen gerekdir [Aziz Mahmud Hüdayi]
Reklam
Aşk(ın) Estetiği ve Zikir
"Gir semâ'a zikir ile gel yane yane Hu deyu Er safayı aşk-ı Hakk'a yane yane Hu deyu. Zat-ı Hakk'ı buldular, buluştular Hu ile Dost göründü her taraftan yane yane Hu deyu."
Sayfa 84 - Turkuvaz KitapKitabı okudu
yeter mi yüreğin
İnsan hayatı daimi bir seyr ü sefer. Beşikten mezara yol­culuk halinde, seferdeyiz. Önümüzde uzanan yedi ayrı mer­hale, yedi basamak. Bilenler güzergahtaki her menzile bir isim vermiş. Nefsimiz buralardan bir bir geçmeden, kendini ayrı bir varlık sanmaktan vazgeçmeden yolculuğunu tamam­layıp Hak ile bütünleşemez. İnsan yalandadır, ziyandadır,
Bir hikâyede padișah vezirine diyor ki, "Bana bir cümle söyle ki teessür zamanlarımda da saadet zamanlarımda da bana yol göstersin. Her ikisine de iyi gelsin. Her ikisinde de yolumu şaşırmamamı sağlasın." Vezir de diyor ki: "Bu da geçer ya hu. Teessür de geçer gider, sürûr da geçer gider.
Sayfa 134
313 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.