" Korku’nun olduğu yerde aşk, yoktur. Cesarettir sevmek, düzenlere, oyunlara, kötülüklere meydan okumaktır. Sevmek uzaklaşmaktır yalandan... Bencilliği hiçe saymaktır. Bir başka açıdan da inanmaktır sevmek, gerçekten inanmaktır. Tümden inanmaktır. İnsan sevince, sevdiğine bütün varlığı ile teslim olmamışsa, yeteri derecede sevmemiştir. Ve ona kayıtsız şartsız inanmıyorsa, sevgiden bahsetmeyi bile hakkı yoktur. Kıskançlık, inancımızın bütünlüğü ölçüsünde besler aşkı, şüphe ise öldürür. Şüphenin olduğu yerde inancın yeri olmaz! Sevgiden bahsedilemez orada, kıskançlıksa kutsal bir duadır dudağında sevenlerin. Sevmek varolmaktır bir bakıma. Derinden bakılınca yokluğa benzer. Sevmek bütünlemektir. Çok seven eksikliğini zanneder, oysa artmaktadır. Sevmek, çoğalmaktır. Çevrenin gözlerimizden silinmesi önce bir eksilme hissi verir insana fakat o herşeyimiz varlığı ile doldurdukça, artığımızı anlarız. O bir tek kazanç, bütün kayıplarımıza bedeldir. Bir an gelir her şey onunla değerlendirmeye başlarız. O bugün mutluysa yaşamak güzeldir. Kabuğumuza sığmayız, şarkılar söylemek gelir içimizden, o kederli ise gözlerimizde her şey kederlidir artık. Bütün güzellikler bir bir yitirirler anlamını, o anlarda ölümü düşünürde yine ölmeyiz kurtulamamak için... Yanmaktır, tutuşmaktır sevmek ve yaşadıkça hiç sönmemektir. "