Resûlullah Efendimiz (s.a.v),
"Cennet bahçelerine uğradığınız zaman oradan bolca istifade edin, içine girin, yiyin için!" buyurdular.
Ashap,
"Bu cennet bahçeleri neresidir?" diye sor- duklarında, Peygamber Efendimiz (s.a.v),
"Zikir halkalarıdır" buyurdu.
Zikir bahçelerinde ilâhî aşk, muhabbet, rahmet, sekinet, nur, ihlâs, edep, tövbe, gözyaşı, sevgi, feyiz, meleklerin teşrifi, istiğfarı ve hayır duası gibi mânevî meyveler mevcuttur.
Zikir vuslat yoludur. Zikir, kulu yüce Rabb'ine yaklaştırır. Zikir, insanın mârifetini ve muhabbetini artırır, mânevî derecesini yükseltir. İhlâsla yapılan zikir kul ile Rabb'i arasındaki bütün perdeleri kaldırır, engelleri aştırır. Resûlullah Efendimiz'in belirttiği gibi, zikirdeki bu özellik hiçbir amelde yoktur.
Değişik kadınlarla değişik biçimlerde sevişilebileceği gibi aynı kadınla da değişik duygulardan kaynaklanan değişik sevişmelerin yapılabileceğini öğrendi; ilk kez sevişirken bir kadının elini tutup sevgiyle öptü, ilk kez sevişme aralarında bir kadının göğsüne başını koyup yattı; ilk kez seviştiği bir kadının bedenini kendi bedeninin bir parçası gibi hissetti. Belki başka sevişmeleri kadar alevli, yakıcı, yatağın dışındaki her şeyi unutturacak kadar baş döndürücü değildi ama sevişmeyi yatağın dışına, hayata taşıyor, her dokunuş, derin ve kalıcı bir sevgi ve bağlılık yaratıyordu.
Erkekler kadınların onay ve sevgi gösterisi taleplerinden şikayetçidirler. Japonlar bu gereksinimi farketmiş ve çok eski zamanlarda, bir aşk gecesinden sonra erkeğin, sevgilisi daha uyanmadan, ona bir şiir yazıp okuması kuralını getirmişlerdi. Bu, sevişmeyle sevginin bütünselleştirilmesinden başka ne olabilirdi?
Sayfa 9 - Afa YayınlarıKitabı okudu
Aşk ve sevgi iki ayrı kavram. Üç harfli bu güzel kelime yakınlık filan tanımıyor. Daha önce birini sevmiş olman, onunla bir hayatı paylaşıyor olman âşık olmama engel değilmiş.
Sayfa 266
Mevcudatta sebeb-i muhabbet, yani sevmenin sebebi olan güzellik, iyilik ve mükemmellik umumiyetle Baki-i Hakiki'nin güzellik, iyilik ve kusursuzluğunun işareti ve çok perdelerden geçmiş zayıf gölgeleridir.
Demem o ki sizin bu sevdalandığınız ve sevgi duyduğunuz her şey Allah'ın güzel esmalarının binlerce perdelerden geçmiş yansımalarıdır.
Canından bile çok sevdiği sevgilisi bu fazla ilgiden çağın şımarık çocuklarının en ilginç, pahalı oyuncakları dahi ertesi gün görmeyişi gibi bir gün bıkınca; çok özlemekten, çok aranmaktan, çok merak edilmekten, ilk ve son aşk olmaktan bıkınca onu terk etti. Böylece canıyla baş başa kalınca canının yüzüne bakamadı Sevgi. Canını her şeyden çok sevmesi gerektiğini anladı. 
Sayfa 25 - Sevgi’nin hakkı - Aynur DilberKitabı okudu
