Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
292 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Roman için seçilen isim çok ilgi çekici gelmişti ilk gördüğümde... "Asal Sayıların Yalnızlığı". Asal sayıların sadece kendilerine ve bire bölünebilmelerinden gelir yalnızlıkları... Bu güzel benzetmeyle ne anlatılmış olabileceğini çok merak ederek başladım hemen. Özünde bir aşk hikayesi "Asal Sayıların Yalnızlığı". Ancak sizi heyecanlandıran, aşka ve sevgiye özendiren türde değil, hayallerinizde dilediğinizce canlandırdığınız yakışıklı ya da güzel baş karakterleri de yok, hatta anormal derecede yalnız iki insanın birbirinde bulduklarına tanık oluyorsunuz... Küçükken geçirdiği bir kaza sonucu topal kalan ve bu bedensel özürünün yarattığı kompleks nedeniyle sosyalleşmekten daima uzak olmuş Alice ve zeka engelli kız kardeşinden duyduğu utanç nedeniyle kendini çevresindeki tüm insanlardan izole eden ve duyduğu utanç nedeniyle davet edildikleri bir doğumgünü partisine giderken parkta bıraktığı kız kardeşini sonsuza kadar kaybeden Mattia... Geçmişte yaşadıklarının bedelini yalnızlıkla ödeyen iki insan, yalnızca kendine bölünebilen iki asal sayı... Bu iki yalnız insanın birbirlerinin ruhlarına değişine, istemeden de olsa birbirlerinin yaralarını sarışına ve zamanla sadece kendilerine ve birbirlerine bölünebilen sayılar oluşuna tanıklık ediyorsunuz. Nükleer fizik alanında doktora yapmakta olan Paolo Giordano‘nun ilk romanı olan "Asal Sayıların Yalnızlığı", İtalya’nın önemli ödüllerinden Premio Strega ödülünü de bu romanına borçlu.
Asal Sayıların Yalnızlığı
Asal Sayıların YalnızlığıPaolo Giordano · Doğan Kitap · 2009120 okunma
558 syf.
8/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Pera Palas'ta geçen bu romanı, yazar yazmaya başlamadan önce Pera Palas'ta bir davet düzenlenmişti ve kendisiyle orada tanışma şansım olmuştu. Romanını otelde yazacağını söylemişti. Hem bu yüzden hem de İttihat ve Terakki cemiyetinin gerçekliğinden, kitabın sayfaları içinde kendimi kaybettim. Yavaş okumamın sebebi ise, bitmesini istememendendi. İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin son 20 yılını anlatan kitap, bir yandan da ümitsiz bir aşka sahne oluyor. Ama tarih konusu o kadar hareketli ki, aşk ikinci planda kalıyor.
Elveda Güzel Vatanım
Elveda Güzel VatanımAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201511,6bin okunma
Reklam
AŞKA DAVET kalbini dinle, çırpınışıyla deli ol Beynini dinle, aşkı gör aşık ol Beni dinle, sevda ol aşk ol Kendini dinle bana gel, aşka gel Yaşamdan öte yaşamdan sonra
Goriot Baba
Boynu aşka davet edici, terliklerin içindeki ayakları dayanılmaz derecede çekiciydi.
''Kincilik kötüdür,'' dedi insanı aşka davet eden bir tavırla gözlerini iri iri açarak. '' Yaşamak bir sanrı değilse öcalınmak gerektir,'' diye karşılık verdim.Sonra onu taklit ederek gözlerimi kocaman açtım: '' Öcalınmazsa çocuklar bile birden büyüyebilir.''
İslam; -insan türünün değer ve ideallerine dayanan evrensel bir din olarak- milletlerin varlığı, özgürlüğü ve asıl oluşunu destekleyerek, faşist ve rasist yöntemlerle milletleri birbirlerinin canına kastettirmek veya her birini, ötekinden korkup kaçarak kendini parlatmaya kışkırtmak ve kendi kavminin dar dört duvarına hapsetmek ya da milletlerin doğal ve tarihsel hasletlerini ve asaletlerini imha ve inkar ederek hepsini rengini kaybetmiş reaya haline getirmek ve halife veya papa adına Allah'a veya Mesih'e vekaleten Allah'ın kulları üzerinde mutlak saltanata sahip emperyalist bir güç için kimliksizleştirmek yerine, dünyanın tüm bağımsız ve özgür milletlerini insani idealleri gerçekleştirme, tecrübeleri ve girişimleri çeşitlendirme ve iradeleri özgürleştirme kanalıyla büyük bir ilahi aşka ve insan türünün tekamülü için cihada katılma yolunda çaba göstermeye davet eden evrensel bir çehrenin numunesidir.
Reklam
192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap beni benden aldı. Satırlar arasında kayboldum resmen, birçok yerinde gözyaşlarımı tutamadım, hiç bitmesin istedim. Nasıl şükür, tevazu, huzur dolu bir kalemdir böyle. Dinimizi bu denli övmesiyle mutlu olurken, Allah'ın ona yaşattığı duyguları kıskandım. Her kula nasip olmaz batıldan uyanıp, Hakk'a dönmek... Modern bir dansçı iken İslam dinini tanıyıp, Müslüman olan Rabia şöyle diyor kitabın bir yerinde: " Rabbim beni güzellik ve hayret dinine davet etti, sonsuz Cemalullah alemlerine çekti. Nasıl aşka düşmeyecektim? Başka dinlerin aksine, İslam hayret dinidir. Ağaçlar, bitkiler, dağlar, bütün tabiat Allah'a hayrandır. Allah'ın sevgili peygamberine duyduğu muhabbet, yaratılışın sebebi olmuştur... Sanatçı arkadaşlarım İslam'ı bulmakla neler bulup yaşadığımı bilseler, aşk diplomasını almaya koşacak, içeri alınmayı bekleyeceklerdi. Kainatın Efendisi'nin dilinden dökülen şu cümleyi okuduğumda erimiştim: 'Ey Rabbim! Sana olan hayretimi artır!' "
Fakr'a Övgü
Fakr'a ÖvgüRabia Christine Brodbeck · Sufi Kitap · 201795 okunma
480 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bu ne güzel bir kitaptır böyle. Her satırı her sayfası öyle güzeldi ki böyle yudum yudum okudum resmen. Her karekter her duygu insana yavaş yavaş lanse ediliyor ve siz öyle hoş karşılıyorsunuz ki bunu duyguya kapılıp gidiyorsunuz. Kit şanslı bebek öyle tatlı öyle hoş ki onla ilgili sayfalar ve onunla ilgili muhabbetler Kitabı çok ama çok sevdim kesinlikle harikaydı. Kızımız Sophie ve oğlumuz Win samimi hoş ve duygu yüklüydü. Kızımızin abileri ise şahane kesinlikle okuyun kitabı derim ben. Çünkü ben bayıldım
Aşka Davet
Aşka DavetGrace Burrowes · Martı Kitabevi · 201352 okunma
480 syf.
2/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Önceki kitaba göre hayal kırıklığıydı.Basit ama değişik bir historical roman konusu vardı. İkilimizin bebeğe bakarken yaşadıkları güzel aktarılmıştı. Karakterleri sevdim aşklarına da inandım bunlar güzel yönler ancak kitap aceleyle yazılmış gibi geldi bana. Karakterler hemen birbirine aşık oldular.Olaylar yavaş yavaş gelişse daha zevk alabilirdim.
Aşka Davet
Aşka DavetGrace Burrowes · Martı Kitabevi · 201352 okunma
520 syf.
10/10 puan verdi
martin... bizlere ün, para, şöhret gibi kavramların gelip geçici şeyler olmasına rağmen statümüzü belirleyen ve bizi insanların gözünde bakılmaya -yemeğe davet edilmeye- değer kılan, özümüz yani olduğumuz gibi değil şeklimiz için değer biçildiğini bir kez daha tokat gibi suratımıza çarpan bir karakterdir. martinin en başında inançları vardır. aşka, bilgiye, kitaplara, müziğe yani gerçek güzelliğe inanır, onu arar sevdiği kadının verdiği tutkuyla, fakat martin sevgisini fazla büyütür tanrılaştırır ve bu daima daha cazip ve ulaşılmaz kılar sevgiliyi ancak martin pes etmek bilmez biridir ve zorluklar onun hayatının tadıdır. canını dişine takarak tanrılaştırdığı insanlara tepeden bakacak halale gelmeyi başarır, başardığındaysa onları ne kadar yanlış anladığının farkına varır pek çoğu sıradan dolu gözüken boş kafalardır. sona doğruysa aşkı kaybeden martin hissizleşir ve kitap boyu savunduğu bireyselliğinde savunacak bireysel hayalleri ve duyguları kalmaz bir halde kalınca arkadaşının gerçek mükemmelliyette olduğunu düşündüğü eserini yeren algılayamayan fakat kendisine ün bahşeden iki yüzlü burjuva kitlesinden nefret eder hale gelir. ona inanmayan hatta kötülüğü bile dokunan insanların bireysel hayallerini gerçekleştirecek kadar boşluğa düşer en sonundaysa hiç bir yere ait olmadığını buram buram hissederek okyanusa kendini bırakır. bu sonla birlikle jack london bireyselciliğinin sonunun bu olduğu mesajını vermiştir. ve tabii kalbimde ve zihninde daimi yer edinmiş bir başyapıttır.
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,5bin okunma
914 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.