Bodo Kirchhoff çağdaş Alman edebiyatının en önemli isimlerinden ve #başagelen kitabıyla 2016’da Alman Kitap Ödülü’nü kazandı.
.
Başa Gelen eskiden şapka mağazası işleten bir kadınla,emekli olmuş daha önceden yayınevi sahibi olan bir adamın plansız yolculuğa çıkmalarının hikayesi. Bu yol ileri yaşlardaki çiftin hem
‘’…böyle bir boşluktu işte.
Anlatmaya korkuyordum.
Belki anlatırken daha da idrak ederim ve o dayanılmaz kramplarım şiddetlenir diye düşünmeye dahi cesaret edemiyordum.
Sadece yaşıyordum onu.
Elimden geldiğince kendimi teğet geçmek istiyordum.
Dayanmaktan, acı çekmekten kaçıyordum.
İşte hepsi bu.
Aslında ne acı çekmek nede sabretmek büyüyordu gözümde.
Ben sadece aynı çember etrafında çaresizce dolaşmaktan kaçıyordum.
Aynı filmi izlemek, aynı taşa takılmak, aynı yerde beklemek gibi bir şeydi bu.
Bitmiyordu çünkü.
Ne öldürüyor ne de tam anlamıyla var olmama izin veriyordu.“
İnan bana, büyük acı yoktur, büyük pişmanlıklar, büyük anılar yoktur.
Her şey unutulur, büyük aşklar bile.
Yaşamda aynı anda hüznün ve coşkunluğun bulunuşu bundandır.
Olayları görmenin ancak belli bir yolu vardır ve zaman zaman ortaya çıkar.
İşte bunun içindir ki, yaşamında büyük bir aşka, mutsuz bir tutkuya sahip olmak yine de iyidir.
Bu en azından bizi çökerten nedensiz mutsuzluklar için bir korunmadır.
"Unutamam Pitts. Matematiği falan düşünecek durumda da değilim kesinlikle!"
"Bal gibi de düşünürsün. Aşka teğet geçtiğine göre trigonometriye girmiş sayılırsın!"