"Sana karınca görünüyorum, ama bir gün aslan olacağım."
Vahdet anının sınırı yok Her ne desen onun ismi Her şeyde o nokta gizli Bazen esir bazen cihan Ölüm ve hayat onun kadehi Bazen güneş bazen ay Bazen yağmur bazen bulut Kendi ateş kendi akan yıldız Kendi gece kendi seher Bazen taş bazen bitki Bazen karınca bazen aslan Kendisi ruh kendisi ceset Kendi hayat kendi ölüm Zamanla Adem var olunca Kendini kendinde bulur Mutlak iken nokta olur Hakk'ın mazharı Adem'miş.
Sayfa 43 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
şu evrendeki konuşamayan tek papağan, yüzmekten korkan tek balık, zıplamaya üşenen tek kanguru, uçmaya yeltenmeyen tek kuş, kükremekten çekinen tek aslan, başını gömmekten ürken tek devekuşu, ışığını gösteremeyen tek ateş böceği, şans getirmeyen tek uğur böceği, ateş saçamayan tek ejderha, tünel kazamayan tek karınca olduğuma inandırılmıştım. kırılgan şeylerin şiddetini anlatacaktım. çünkü bunu yakından tanıyordum. geçtiğimiz altı ayda çok şey oldu. biraz ölmemeyi, azıcık hayatta kalmayı, olduğu kadarıyla yaşamayı öğrendim.
Sayfa 16 - KarakargaKitabı okudu
Ah ah, of offf
"Bak, ustam," dedi. "Yiğit, yürekli, aslan ustam, filler hiç yenilir mi? Bu dünya dünya oldu olalı kim görmüş karıncaların filleri yendiğini? Bu dünya böyledir ve hem de bu dünya hiç değişmez. Fil fildir, karınca karınca... Filler yönetecek, onların işleri bu, karıncalar çalışacak, filler yan gelip yatacak, en güzel yiyecekleri onlar yiyecek, en güzel giyitleri onlar giyecek, en görkemli saraylarda onlar oturacak... Karıncalarsa, işte böyle, halleri duman, yıl on iki ay çalışıp sonunda ellerindeki avuçlarındakini fillere verecek, kendileri de açlıktan kırılacaklar. Doğanın yasası bu, insanların, o kendilerini doğanın kutsal yaratığı sanan o öğüngeç insanların da yasası bu. Bu dünya böyle gelmiş böyle gider. Düşün bir ustam, bir düşün kardeşim, şuraya bir dağ kadar karınca toplansak bir araya, bir tek fil saldırsa bize, ne oluruz?" ... "Haklısın ya bu karıncalar ki şu evrende en güçlü yaratıklardır. Filler daha da güçlü olsalar bile onların bu tutsaklığından kurtulmanın bir yolu bulunmalı. Ve hem de bulunacak!" "Ama bunun için de hiç bir şey yapmıyor, hiç bir eylemde bulunmuyoruz ki,"dedi başbuğ. "Eylem gerek, hiç olmazsa bizimkiler gibi savaşı sürdürmek gerek. Ben bizim filleri yenebileceğimizi bir kere olsun düşünmedim bile ya, ama savaş gerek. Yenmesek de savaşmalıyıız. Bir tek umut savaşta." Topal demirci de öyle düşünmüştü ya, bir sonuca varamamıştı. Bir tek umut savaştaydı ya, nasıl bir savaşta? Savaşın umutsuzu olur mu? Umutsuz girilmiş savaş, savaş değil, ölümdür, savaşın biçimi, türü var. Savaşa umutla girersin, yenilirsin o başka, ama umutla girersin.
Sayfa 120
"NE YAPAYIM ÖYLE BİLİMİ?.."
- "... Bilim beyefendi, kediler için bulamaçtır! Bakteri yetiştirmek biliniyor da çocuk yetiştirmek artık bilinmiyor! Atomlarla oynanıyor ama incelik artık bilinmiyor! Uzaya gidiliyor ancak denizler pis kokuyor, balıklar ölüyor... Açlıktan ölenlerin gıdasına harcanandan daha fazlası füze yakıtları için harcanıyor. Gerçek şu ki, çok şey bildikçe daha az yaşanıyor! Bilim, toplulukları aptallaştırmaktan ve gezenimizi her türlü rahatlığı bulunan karınca yuvasına çevirmekten başka bir işe yaramıyorsa, ben ne yapayım öyle bilimi? Aslan avlamaya, Papou’lar gibi her akşam yiyip içip eğlenmeye bakarım daha iyi. Teknik, insanları daha iyi yapmaz; olsa olsa kötülüğün gücünü on kat arttırır. On bin yıl önce çok öfkelenince kuşlara taş atan aynı hıyar, günümüzde insanla dolu bir uçağa füze savurabiliyor. İlerleme insanların yaptığı budalalığı azaltmaz, onu sadece daha tehlikeli yapar.”
Tehlikeli!
"Bilim beyefendi, kediler için bulamaçtır. Bakteri yetiştirmek biliniyor da çocuk yetiştirmek artık bilinmiyor. Atomlarla oynanıyor ama incelik artık bilinmiyor. Uzaya gidiliyor ancak denizler pis kokuyor, balıklar ölüyor. Açlıktan ölenlerin gıdasına harcanandan daha fazlası füze yakıtları için harcanıyor. Gerçek şu ki, çok şey bildikçe daha az yaşanıyor. Bilim, toplulukları aptallaştırmaktan ve gezegenimizi her tür rahatlığı bulunan karınca yuvasına çevirmekten başka bir işe yaramıyorsa, ben ne yapayım böyle bilimi? Aslan avlamaya, Papou'lar gibi her akşam yiyip içip eğlenmeye bakarım daha iyi. Teknik insanları daha iyi yapmaz, olsa olsa kötülüğün gücünü on kat arttırır. On bin yıl önce çok öfkelenince kuşlara taş atan aynı hıyar, günümüzde insanla dolu bir uçağa füze savurabiliyor. İlerleme insanların yaptığı budalalığı azaltmaz, onu sadece daha tehlikeli yapar. "
Reklam
140 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.