Derim ki sana :
iyi oku yolunu, avucunun içi gibi bil
Dizlerini, ciğerlerini,
yüreğini sıkı tut, iyi dengele
Ovada koşar gibi vurma kendini
dik yokuşlara
uçuruma atlar gibi bindirme kayalara
diye alkış tutanlara kanıp da, kesilip
kalma yari yolda
Dipdiri varmalısın oraya
Hız koşusu değil bu,
ey yolcu, engelli koşudur bu
Engelleri asa asa, gücünü koruya
koruya varmalısın oraya
çünkü oraya varmaktır amacın, koşmak değil(Hasan Hüseyin Korkmazgil)
IV
Her evde bir çekirdek gibi insan ağaçları
İnsan elleri
O penguen
Penguen penguen
Soğuk su tadında kadın yüzleri
Bir sabah denizinde belirsizliğe giden
Dörtnala atlar gibi bitmezlik içinde
Örülmeden kazağınız
Dokunmadan çorabınız işte
Hayata yerleşen peşin iplikler gibi
Sevinme iplikleri
Kıskançlık iplikleri
Beni biliyorsunuz ya, öyle sakin
İplikleri
Penguen penguen
Vur düşür pengueni
Ama nasıl, daha karar vermediniz ki.
Doğrusu elinizden ne gelir ki
Siz dolgun yaşamaya bakın günleri.
Safkan atlar, fazla yorgun oldukları, çok terledikleri zaman damarlarını ısırıp kanatırlarmış, böylece nefes alabilmek için kendi kendilerine yardım ederlermiş.
Tut ki gecedir.Katiller huzursuz, hırsızlar sinirli, hainler ürkekçedir.Elleri telefona kendiliğinden uzanıyor. İhanete gece müthiş bir gerekçedir. İhbarlar birer sansar. Bir telefondan bir telefona atlar. İhanet bir bilmecedir...
yüzün diyorum bir bir bir bir
yüzün diyorum iyi bir gün başlıyor
çoktan durmuş gibi bir şeyler orda
saatler durmuş, sesler durmuş, savaşlar durmuş
ne geç kalma telaşı işçi duraklarında kadınların
ne bir köpek havlaması sokaklarda
ne de ölü bir çocuk sokulmuş fotoğraflara
uyanmayı beklemiş sanki bir dağ yüzyıl boyunca
boynunla saçların
Evvel zaman içinde kendisini aslan sanan bir Siyam kedisi varmış ve Zebraca konuşurmuş öyle ileri geri.
Bu dil, Afrika'nın çizgili atlar ırkı tarafından kişnenirmiş.