"Halbuki çocukluk dediğin uyuşuk bir şuursuzluk. Atlıkarınca da dört dönüp bunu heyecan dolu bir yolculuk sanma hali."
Kadının yürüme yolundan aceleyle büyük Victoria tarz eve doğru gidişini seyrederek orada durdum. Boşboğazlığım sağ olsun, büyük ihtimalle o evin içini hiç görmeyecektim. Öte yandan, Mike'ı Eğlence Parkı'na götürme fikri o kadar uygun geliyordu ki. Yazın, her türlü sorunu ve engeli olan çocuk gruplarını ağırlamıştık. Kötürüm çocuklar, kör çocuklar, kanser hastası çocuklar, (cahil 70'li yıllarda geri zekalı dediğimiz) zihinsel engelli çocuklar... Mike'ı Çılgın Sarkaç'ın en ön vagonuna oturup havalara fırlatmayı düşünmüyordum. Sarkaç kış için kapatılmış olmasaydı bile, o kadar da dangalak değildim. Öte yandan atlıkarınca hâlâ çalışıyordu, Mike ona binebilirdi. Wiggle-Waggel Köyü' nü dolaşan trene de. Fred Dean'ın çocuğu Mysterio'nun Aynalar Malikanesi'nde dolaştırmama da ses çıkarmayacağına emindim. Ama yok. Olmazdı. Mike, Annie'nin narin çiçeğiydi ve kadın bu durumu korumaya kararlıydı. Uçurtma. normal gidişattan bir sapmaydı, benden dilediği özür de yutmak zorunda olduğu acı bir ilaç.
Sayfa 164
Reklam
İzin verirlerse seni de beklerim, hani bir gülümsemen vardır sanki İstanbul gözlerin gözlerimi bulur bulmaz içimde bütün şehir atlıkarınca gibi döner ha döner ışık renk renk ve pul.
En sarsıcı olanıysa kabulleniş anı:O insanları tanımıyorsun,o mekanlar sana yabancı,o yolda daha evvel hiç yürümemiştin,gölgen peşinden gelmiyor.Gözlerinde bir acı beliriyor.Sükûnetini yitirdin.Kayboldun.Güvenlik duvarların yıkıldı.Işıklar söndü,ortalık karardı,atlıkarınca durdu,müzik kesildi,rengarenk atların boyası döküldü,gürültülü makinalardan saçılan yağ,pas ve is kokusu arasında kalkaldın,nerede olduğunu bile bilmiyorsun.
Hayatın altın madenlerine inen birçok yol olduğunu hissediyordu;kendisiyse yukarıda durmuş izliyor ama oraya bir türlü ulaşamıyordu.Çocukluğunda gördükleri doğruydu.Bu kentteki renkli,uçuşan atlıkarınca,memlekettekinden daha büyük,daha gürültülü ve taşkın,hızıysa daha soluk kesiciydi.Onun yapabildiğiyse binmeden,öylece durmaktan ibaretti.
Sayfa 29
"Yan yana geldiğiniz andan itibaren bütün ekmekler taze, bütün gelinler güzel, bütün kayıplar geri dönmüş. Yan yanasınız ve şehir bir atlıkarınca kadar göz alıcı. Yan yanasınız ve bütün çöller Leyla..."
Reklam
860 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.