Avukatlar yardımcı olabilirse sevinirim. Arabamın üzerine yağan kar taneleri benim midir değil midir? Bir tanesini bile ziyan edenden davacı olmak istiyorum.
Eşkıyanın tipik kurbanları, dolayısıyla yoksulların gerçek düşmanlarıdır.
Geleneğin kaydettiği gibi onlar her zaman eşkıya tarafından özellikle nefret edilen kişilerdir: avukatlar, yüksek rütbeli din adamları ve aylak keşişler, faizciler ve simsarlar, yabancılar ve köylünün geleneksel hayatını bozan diğerleri.
"Sayın profesörler, din adamları, hâkimler, mühendisler, memurlar, avukatlar, genç Suomi'nin evlatları, aydın kesimimizin değerli temsilcileri! Sizler neden kendi halkınız içinde birer Robinson olmak istemiyorsunuz? Robinson ıssız bir adada ilkel bir insanı, bir yamyamı yetiştirerek onun şahsında kültürlü bir arkadaş ve yardımcı edindi. Sizlerse yaşadığınız büyük kentlerde yüksekokulların, gazete binalarının, tiyatro ve müzelerin duvarları arasında oturarak kendi halkınızın temsilcisi olan milyonlarca insanın cahil, ayyaş ve kaba, neredeyse ilkel ve vahşi olduğunu söyleyip sızlanıyorsunuz.
Robinson'un hayalini düşünün ve yaşadığınız dünyaya karşı yaklaşımınızı gözden geçirin."
Henüz dokuz yaşındayken kısa bir süre için benim yaşamına girdi.(...) onu en son gördüğümde hıçkırıklara boğulmuştu. İçini çekmek için duraksadığı anlarda kendini öldürmek istediğini söylüyordu.(...)
Onun gözlerimin önündeki son imgesi,, hiçbir on bir yaşındaki çocukta olmaması gereken ıstıraptan solmuş yüzü ve göz altlarındaki koyu gölgeler kadar
- “Avukatlar meslek sırlarını saklamak zorundadır” dedim. “Bana anlattığınız her şey aramızda kalır…”
-“Bu polis için de geçerli mi?”
- Özellikle polis ve ceza soruşturması ve yargılaması yapan diğer makamlar için geçerli. Susmakla yükümlüyüm, yoksa suç işlemiş olurum.”
- “Yine de anlatamam” dedi.
Bu satırlar kitabın 207. sayfasından.
Almanya’da uzun yıllar ceza avukatlığı yapan yazarın müvekkillerini ve üstlendiği ilginç davaları anlattığı kitabı gerçekten enteresan. Çok uç şeyler yaşamış, çok uçlarda gezinen kişilik bozuklukları göreceksiniz. Çok sade bir dille anlatılmış..Fakat müthiş bir etki yaratmayacak bir kitap.
SuçFerdinand Von Schirach · Alfa Yayınları · 2019923 okunma
- “Avukatlar meslek sırlarını saklamak zorundadır” dedim. “Bana anlattığınız her şey aramızda kalır…”
-“Bu polis için de geçerli mi?”
- Özellikle polis ve ceza soruşturması ve yargılaması yapan diğer makamlar için geçerli. Susmakla yükümlüyüm, yoksa suç işlemiş olurum.”
- “Yine de anlatamam” dedi.
"..para,yüksek maaşlara ve bereketli ücretler haline gelene kadar hangi gizli dehlizlerde dolaşıyor diye geçirdim içimden.Mahallenin,kaçak malları taşıyarak,parktaki ağaçları keserek,İnşaatlarda çalışarak yevmiyesini kazanan çocuklarını hatırladım.Hayatta kalabilmek için küçüklükten beri üç kuruşa razı olan Antonio'yu,Pasquale'yi,Enzo'yu düşündüm.Mühendisler,mimarlar,avukatlar,bankacılar bambaşka kişilerdi ama onların parası da binlerce süzgeçten geçerek aynı düzenbazlıklardan,aynı kıyımlardan geliyordu;1-2 kırıntı babamın eline bahşiş olarak düşmüş, o da beni okutmak için bundan yararlanmıştı.Peki o halde kirli paranın temiz para ya da tersi olmak için aştığı eşik hangisiydi?"
Süperstar avukatlar, matematiğin harika çocukları ve yazılım girişimcileri ilk bakışta sıradan deneyimlerin dışında görünüyor. Oysa öyle değil. Onlar tarihin ve toplumun, fırsatın ve mirasın eseri.
Yeni bir ülke, bir model üzerine gelişir sanki hep. Önce, kurucular gelir. Güçlü kuvvetli, yürekli ve biraz da çocuksu insanlardır bunlar. Yaban yerlerde kendilerini korumasını bilirler, ama insanlara karşı saf ve çaresizdirler. Belki de, başlarını alıp herkesten önce gitmelerinin nedeni budur. Yeni ülkenin ilk pürüzleri yontulunca, iş adamları, avukatlar sökün eder. Gelişmeye katkıda bulunmaya, mülkiyet sorunlarını -çoğu zaman kendi yararlarına- çözmeye gelirler. En sonunda da eğlence, dinlenme, yaşamanın acılarından uzaklaşma demek olan kültür çıkagelir. Kültür de, her düzeyde olabilir, öyledir de zaten